Rauf Denktaş Türkiye'ye geldi
Abone olBir konferansa katılmak için Türkiye'ye gelen Rauf Denktaş, havaalanında açıklamalarda bulundu.
Kıbrıs Havayolları'na ait bir uçakla Atatürk Havalimanı Devlet
Konukevi'ne gelen Denktaş'ı İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Seymen
karşıladı. Sakarya Üniversitesi'nde konferans vermek üzere
Türkiye'ye gelen Denktaş, havaalanında yaptığı açıklamada Rumlar'ın
Kuzey Kıbrıs'a geçmelerinin çok önemli sonuçları doğurduğunu
söyledi. Denktaş, Rumlar'ın gerçekleri gördüğünü özellikle de genç
Rumlar'ın toplu mezarlardan katliamlardan haberdar olmadıklarını ve
toplu mezarları duyunca şaşırdıklarını söyleyerek, "Türk halkının
ve Türkiye'nin Kıbrıs'a olan ilgisinin oldukça arttığını
görmekteyim. Bir endişe var; 'Kıbrıs'ı kayıp mı ediyoruz, acaba
gereksiz tavizler mi veriyoruz' diye. Buna gerek yok. Bizim
Kıbrıs'ta olan tutumumuz bilinmektedir. 2 kesimdi, şimdi 2 devlet
olmuştur. Bir ortaklığı aramaktayız. Eşit şartlarda olması
gerekmektedir. Türkiye'nin garanti haklarına dokunulmaması gerekir.
Etkin ve fiili garantinin devam etmesi 2 kesimliliğin
sulandırılmaması gerekir. Biz bildiğiniz gibi bir girişimde
bulunduk. Bir açılım yaptık kapılarımızı belirli şartlar altında
açtık. Büyük bir ilgi gördü. Ulaşım serbestisi bizim eskiden beri
vermeyi kabul etmeye hazır olduğumuz serbestliklerden biriydi. Uzun
süre Rumlar bunu reddetmişti" diye konuştu. TEK TARAFLI
GİRİŞİMLERDE BULUNDUK Denktaş, gelişmeler konusunda tek yanlı
girişimlerde bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine en son Papadapulos'a mektup yazıp bazı girişimler
yapılabileceğini önerdim. Dolayısıyla biz tek yanlı bu girişimde
bulunduk. Böylelikle yerleşim ne olacak, mal mülk edinme hakkı ne
olacak? diye tedirgin olmaya başladılar. Yerleşim ve mal mülk
edinme hürriyeti bir devletin yetkisi dahilindedir. Kendi varlığını
korumak için bazı kotalar koyabilir. Bu dünyanın bazı yerlerinde ve
Avrupa'da da var. Biz dolayısıyla bu yetkiyi elimizde tuttuk ve bu
hak mahfuz tutunmak dolayısıyla kapılar açılmıştır. Bir çok açıdan
iyi olmuştur. Ümit ederiz ki, görüşme için zeminin dengelenmesinde
yardımcı olur. Şimdiye kadar Kıbrıs meselesi halledilememişse
zeminde değildir. Rum tarafı, yani bizi, işgal altında yaşayan diz
çökmüş, ekonomik açıdan perişan, gecekonduda yaşayan bir topluluk
içinde yaşadığımızı zannetmektedir. Şimdi gelenler gördükleri
karşısında hayretler içerisinde kalmaktadırlar. Bize yalan
söylemişlerdir. Biz bunu beklemiyorduk demişlerdir. Evlerini
görmeye giden Rumlara bizim insanımız "Evini istiyorsun ben evimi
Limasol'da bıraktım. Ben eşimi çocuklarımı kaybettim" gibi
diyaloglar oluyor. Özellikle genç takım, Rumların bize
yaptıklarının farkında değiller. Bunlar söylenmemiş. Toplu mezarlar
var deniyor, hayretler içinde kalıyorlar. Zannedersem bu
ziyaretlerin bir yararı da bu olmuştur. Karşılarında kendilerinkine
denk bir devlet olduğunu ve yerde sürünen insanların olduğunu
değil, dimdik ayakta duran insanlar olduğunu, bunlarla eşit
şartlarla ortaklık yapmanın onurlu bir şey olacağını taktir
edeceklerini düşünüyoruz ve bunun olmasını da düşünüyoruz." DENKTAŞ
DOKTORUNA SAHİP ÇIKTI Denktaş, "Benim kalp uzmanım kardiyolog sayın
Oral'ın bir konu ile ilgili tutuklandığını televizyonlar yayınlıyor
ve benim resmimle beraber Denktaş'ın doktoru diye yayınlıyor.
Tabiatı ile biz bu konuya üzüldük. Çok onurlu, çok ayakları yerde
efendi bir kişi olarak, bir kardeşimizin bu duruma düşmesi bizi
şaşırtmıştır. Sayın Oral, bu araştırmaları başladığı günden
itibaren her buluştuğumuzda her ay gelip beni muayene ediyor.
Gereken tedaviyi yapıyor. Bu tahkikatlar hakkında büyük
kızgınlığını öfkesini ve meslek arkadaşlarına kırgınlığını
söylüyordu. Böyle şey yapılmaz. Bu insanlığa sığmaz bir yanlışlık
var. Bir hata var. Yakın zamanda serbest bırakılır, yine tedaviye
devam eder diye düşünüyorum. Bunu söylemek ihtiyacını duydum çünkü
sürekli beni doktorumla göstermek suretiyle bir mesaj verilmek
isteniyor. Ben doktoruma sahip çıkıyorum. Bunu söylemek istedim"
diye konuştu.