Rasim Kara'nın diyecekleri var

Azerbaycan'ın Hazer Lenkoran takımını çalıştıran teknik direktör Rasim Kara, Türk futbolunun işleyiş yöntemine ilişkin ağır yorumlar yaptı. Futbol Federasyonu'nun aylık yayın organı ''Tam Saha''ya verdiği röportajda Rasim Kara, Türkiye'de teknik direktör olarak iş yapabilmek için farklı ilişkiler içinde bulunmak gerektiğini ima etti. Kendisinin her şeye baştan başlamaya alışkın bir insan olduğunu anlatan Rasim Kara, ''Türkiye'de çok bilmek, çok efendi, çok dürüst olmak bir şey ifade etmiyor. Burada bürokrasi ile iyi geçineceksin, kulüp yöneticilerine iyi şeyler söyleyeceksin ve medyayla aran iyi olacak. Ben hayatım boyunca doğru bildiğimi yapmış biriyim. Oynarken de antrenörlük yaparken de bu tür yalaka tipli insanlardan olmadım. Hiç kimseyi işime aracı olarak sokmadım'' dedi. Teknik direktörlük konusunda kendisini en iyi şekilde yetiştirdiğini ve bu konuda herkesle boy ölçüşebileceğini dile getiren tecrübeli çalıştırıcı, ''Ama Türkiye'deki çarpık düzende çalışmak zor. Böylesi çarpık bir düzende benim yerim yok. Çünkü ben bu çarpık düzenle baş edemem. Biraz da bu yüzden Türkiye'den ayrılmak istedim. 8 sene çalıştım 1 milyon dolar alacağım kaldı. Hep dürüstlüğüm ve güvenim yüzünden'' diye konuştu. ''BAŞARININ ÖLÇÜTÜ NE?'' Rasim Kara, Türkiye'de başarılı olmuş sayılmak için neler yapmak gerektiğini hala anlayamadığını dile getirerek, şöyle konuştu: ''Benim Beşiktaş'ta kırdığım rekorlar hala kırılmadı. 88 gol attık ki tarihinde yok. Artı 62 averajım vardı, Lucescu zamanında bile 63 gol atıp bir mağlubiyetle şampiyon oldular. En büyük Avrupa başarısı yüz yıllık tarihi de benimle gerçekleşti. Ardından Lucescu gelip rekoru kırdı, ama sadece 1 tur fazla oynadı. Ben Türkiye'de başarı ve başarısızlık neyle ölçülür anlayamadım. Del Bosque'nin yaptığını Rasim Kara yapsaydı ne olurdu soruyorum?'' ''AZERBAYCAN'DA MUTLUYUM'' Azerbaycan Süper Ligi ekiplerinden Hazer Lenkoran'da son derece mutlu ve huzurlu olduğuna dikkat çeken Kara, ''Takımın başkanı Mübaris Mansimo, hasta Beşiktaşlı ve on yıldır Türkiye'de iş yapan çok büyük bir armatör. Beni yakından tanıyordu. Teklifi kendisi getirdi. Hedefleri olan bir başkan ve para problemi olmayan bir kulüp bana cazip geldi. Kulübün; tesis, idari ve teknik olarak yeniden yapılanmasında önemli görevler üstlenmek söz konusu olunca ben de ikna oldum. Şu anda takımın başında gibiyim. Başkan İstanbul'da yaşıyor, kardeşi de sürekli seyahat halinde. Takımın her şeyi benim. Hedefimiz UEFA kriterlerinde takımı yapılandırmak. Burada her gün fidan dikiyorum ben. Tesis olarak, idari olarak, teknik olarak attığım tohumların her gün yeşerdiğini görmek beni çok mutlu ediyor'' şeklinde konuştu.