Rapor'da dikkat çeken konular
Abone olİlerleme Ropuru'nda dikkat çeken açıklamalar bulunuyor. Örnek; Diyanet'e yönelik görüşler, çingene sözcüğüne konulan yasak, camiler, kadınlara pantolon yasağı v.s.
Diyanet’in töre cinayetlerini kınadığı ve resmi nikáh için hutbe
okuttuğu belirtildi. AB’nin İlerleme Raporu’nda, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın kadınlar için yaptığı çalışmalardan övgüyle
bahsediliyor. ‘Cinsiyetlere eşit muamele’ bölümünde Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın kadının İslam’da aktif yer alması ve ‘kadın
müftüler’in de görevlendirilmesi için yoğun çaba gösterdiği
belirtildi. CAMİLERE DÜZENLEME Kadınların dini vecibelerini yerine
getirebilmeleri için ‘camilerin iç düzenlenmesi’nde değişiklikler
yapıldığı vurgulandı. Bunların yanısıra Diyanet’in kadınlara
yönelik ‘töre cinayetleri’nin kınanması ile dini nikáhtan önce
resmi nikáhın kıyılması için hutbe okuttuğu belirtildi. ÖZÜRLÜLERİN
HAKLARI Raporda dikkat çeken konulardan birisi de, Türkiye’de
özürlü vatandaşların iş dünyasında yer bulabilmeleri oldu. Geçen
temmuz ayında yayınlanan bir genelgeyle, kamuda 50’den fazla
kişinin çalıştığı alanlarda, personelin yüzde 3’ünün özürlü veya
suçunu çekmiş eski mahkûm olmasının kararlaştırıldığı belirtildi.
Geçen yıla göre Türkiye’de özürlülerin iş bulabilme imkanlarında
iyileştirme gözlendiği, ancak Türkiye’nin Avrupa Sosyal Güvenlik
Anlaşması’nın 15. maddesinde belirtilen ‘Özürlülerin haklarının
korunmasını’ henüz kabul etmediği vurgulandı. İŞKENCEYE 2 BİN 500
DOKTOR Raporda işkence ve kötü muamelenin önlenmesi konusunda
yürütülen bir projeye de yer verildi. Türkiye’nin batısında çalışan
doktorlardan 2 bin 500’ünün eğitimden geçirilerek, işkence ve kötü
muamele görmüş kişilerin sorunlarıyla uğraşmadaki açığın
kapıtılmasının hedeflendiği belirtildi. ‘ÇİNGENE’ DEMEK YASAK
Rapordaki ilginç noktalardan birisi de, Roman vatandaşların durumu.
Türkiye’de Roman vatandaşların resmi kayıtlara ‘Çingene’ diye
geçmelerinin yasaklanması önemli bir gelişme olarak görülürken,
buna rağmen Türkiye’nin Roman vatandaşları göçmen statüsünde
görmediğine dikkat çekildi. Ayrıca Romanların toplum içinde sıkıntı
yaşadıkları, özellikle de konut bulmada zorluklarla karşılaştıkları
ifade edildi. Kadın vekile pantolon yasağı RAPORDA kadın
milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu’na pantolonla girememeleri
konusu da dolaylı olarak yer aldı. Raporda şöyle denildi: ‘Kadınlar
seçilmiş organlar ve hükümette yetersiz temsil edilmektedir.
Parlamentonun yüzde 4’ü kadındır ve 1 kadın bakan bulunmaktadır.
2004 yerel seçimlerinde 3 bin 209 erkek belediye başkanına karşı
sadece 25 kadın belediye başkanı seçilmiştir. TBMM İçtüzüğü’nün
kadın memurlara pantolon giyme yasağının kaldırılması düzenlemesi
doğrultusunda uyumu henüz gerçekleşmemiştir.’ TBMM Genel Kurulu’nda
kadın milletvekilleri de ve kadın memurlar da ancak etek ile
bulunabiliyorlar. Fesleğen keyfi Çimento fabrikasının temel atma
törenine katılmak için Kayseri’ye gelen Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül, kahvaltısını Beştepeler Tesisleri’nde yaptı. Burada Gül,
fesleğen ve güller ile karşılandı. Fesleğeni uzun süre elinden
bırakmayan ve defalarca koklayan Gül, ‘Bu kokuya hasret kalmıştım.
Gençliğimi ve çocukluğumu hatırladım’ dedi. Türban yasağı bir gün
kalkar DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül, türban yasağının AB insan
hakları standartları içinde bulunmayan bir yasak olduğunu ve günü
geldiğinde bu yasağın Türkiye’de kalkacağından şüphe duymadığını
belirtti. Önceki gün SKY-Türk televizyonunun sorularını yanıtlayan
Gül, raporda türban konusuna yer verilmemesi konusunda şunları
söyledi: ‘Tabii ki bunlar AB insan hakları standartları içinde
olmayan yasaklardır. Günü geldiğinde bunların hepsi kalkacak
Türkiye’de. Ben doğrusu bundan eminim. Paris, Londra veya
Berlin’deki bir üniversitede olmayan yasakların, Türkiye’de de
olmaması gerekir. Üstelik bizim kendi kültürümüzün bir parçasıysa
hiç olmaması gerekir. Bunlara zamanla, soğukkanlılıkla halledilmesi
gereken konular olarak bakıyoruz. O açıdan toplumun da bunları bu
şekilde göreceğine inanıyorum, ama muhakkakki bu tip yasaklar
Türkiye’de kalkacaktır. Bunlar AB standartlarındaki özgürlük,
demokrasi, insan hakları anlayışıyla bağdaşmaz. AB söz konusu
olmasa bile bunlar bizim partimizin, hükümetimizin zaten öncelik
verdiği konulardır. Bunların uzlaşma ortamı içinde çözülmesi
gerektiğine inanıyoruz.’ HÜRRİYETİM