Ramazan'da Covid-19 olanlar oruç tutabilir mi?
Abone olANTALYA Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, ramazan ayında koronavirüs olması nedeniyle oruç tutamayan kişilerin, tutmadığı gün kadar orucunu bayramdan sonra da tutabileceğini söyledi. Yalçınkaya, kronik hastalığı nedeniyle orucunu tutamayanların ise günde 28 liradan fidye ödemesi gerektiğini belirtti.
Antalya Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, ramazan ayının oruç,
Kuran tilaveti, teravih, iftar, sahuruyla ve fitresiyle salgın
hastalıktan bunalan ruha ve bedene şifa olacağını dile getirdi.
Ramazan ayının ruh ve beden sağlığına faydalarına dikkat çekerek
toplumun bütün kesimlerine farkındalık oluşturmaya çalışacaklarını
anlatan Yalçınkaya, Antalya Müftülüğü görevine 3 gün önce
başladığını dile getirdi. Yalçınkaya, "Hedefimiz, din konusunda
insanları doğru şekilde aydınlatmak, din istismarının önüne geçmek,
4-6 yaş çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizin üzerinde eğitim
faaliyetlerini hızlandırmak" dedi.
Ramazan ayının önemine değinen Yalçınkaya, müftülük olarak 'Şifa ayı Ramazan' temasıyla gerçekleştirilecek çalışmalar hakkında bilgi verdi. Koronavirüs ile ilgili cami ve mescitler başta olmak üzere temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet edileceğini dile getiren Yalçınkaya, oruç tutmanın faydalarını anlattı.
''Oruç tutarak hem bedenin hem ruhumuz sıhhat
bulur''
Yalçınkaya, "Ramazan eğitim yardımlaşma ayıdır. Oruç tutarak hem
bedenin hem ruhumuz sıhhat bulur. Çok yemekten fazla kilolardan
şikayet ediyoruz. Bir nevi vücudumuzun da revizyonu olacak.
Vücudumuz dinlenecek. Ruhumuz eğitimini alacak. En güçlü dürtü
açlık dürtüsüdür. Biz 17 saat oruç tutarak ramazan ayında irademizi
eğitiyoruz" diye konuştu.
"Yatsı namazı kılınıp, camilerden
ayrılınacak''
Camilerde teravi namazı kılınmayacağını aktaran Nazif Fethi
Yalçınkaya, şunları söyledi: "Yatsı namazı kılınıp, camilerden
ayrılınacak. Evlerimizde kılabiliriz. Evlerimizi mescit haline
getirip çocuklarımız, eşimiz, aile büyüklerimizle kılabiliriz.
Namaz huzurdur. İnsan namaz kıldığı zaman sorumluluklarının
farkında olur. Zekatlarımız toplum olarak bizi bütünleştirecek.
Yardıma muhtaç ve yardım etme imkanı olanlara ramazan köprü olacak.
Halkımızı bu konuda yardıma muhtaç kişilere yardım etmeye davet
ediyorum. Pandemiden önce toplu iftar yapılıyordu. Şimdi toplu
iftar yapamayacağımıza göre, müftülüğe başvuran kişileri Türkiye
Diyanet Vakfı aracılığıyla yardıma muhtaç kişilere ulaştırırız.
Toplumdaki muhtaç, sıkıntıda olanlar Ramazan'da yardım edenlere dua
ederse. O insanların gönlünde mutluluk olacaktır. Ramazan bize
mutluluk getirecektir."
''Biz bütün tedbirleri alacağız ama Rabbimize dua da
edeceğiz"
Pandemi döneminde din hakkında 'işimiz duaya kaldı', 'duayla
salgını nasıl önleyeceğiz' eleştirilerinin kendisini üzdüğünden
bahseden Müftü Yalçınkaya, "Gerekli şartlar olduktan sonra dua
yapılır. Toprağa tohum ekmeden dua etsen de mahsul olur mu?
Gereğini yapmadan dua etmek, oltanın ucuna yem takmadan dua etseniz
balık tutamazsınız. Biz tüm tedbirleri alacağız, Allah'a da dua
ederiz. Bundan rahatsız olmanın anlamı yok. Biz bütün tedbirleri
alacağız ama Rabbimize dua da edeceğiz" dedi.
''Ramazan ayında hasta olanlar iyileştiğinde ise o orucu
tutmakla yükümlüdür''
Ramazan ayında oruç tutmayı düşünen kronik ve koronavirüs hastaları
hakkında tavsiyede bulunan Yalçınkaya, şöyle konuştu: "Kronik
denilen şeker, tansiyon, kalp gibi sürekli hastalık taşıyanlar oruç
tutamayacak ve fidyesini verecektir. Bu sene fitre miktarı 28 lira.
30 gün düşünülürse 840 lira fidyesini verir. Bu sürekli hastalığı
olanlar için. Geçici hastalığı olanlar ramazan orucu tutamaz ise
iyileştiğinde ramazan orucunu tutar. Sürekli kronik hastalığı
olanlar fidye vererek. Ramazan ayında hasta olanlar iyileştiğinde
ise o orucu tutmakla yükümlüdür. Koronavirüsle ilgili
doktorlarımızın tavsiyeleri var. Doktorlar oruç tutmakta engel
görmezse kişiler orucunu tutabilir. Doktor bünyeye zarar vereceğini
belirtirse tutmamalıdır. Pandemi döneminde beslenmeye dikkat
etmemiz lazım."
''Dilencilere para vermemek lazım''
Ramazan ayında cadde ve sokaklarda dilencilerin artabileceği ve
mezarlıkta sahte imamların dua okuduğu yönünde şikayetlerin artması
hakkında gazetecilerin sorusuna Yalçınkaya, şu cevabı verdi:
"Dilencilere para vermemek lazım. Dinimiz dilenciliği yasaklıyor.
Vermediğimiz zaman yanlış mı yaparız anlayışıyla zaman zaman para
veriliyor. Dua parayla okunmaz. Duanın en iyisi insanın kendisinin
okuması, iyisi içten yapılanıdır. Anne ve babasının kabrine
gidenlere en çok kabul olan dua evladınındır. Evladın yapacağı dua,
sadakalar onun amel defterine yazılır."