Ramazanda cinsellik nasıl olmalı?
Abone olRamazan ayının başlamasına bir gün kala her yıl olduğu gibi ''Ramazan'da cinsellik nasıl yaşanmalı?'' konulu tartışmalar da gündeme gelmeye başladı.
Basın açıklamalarıyla ve anket çalışmalarıyla gündem yaratabilen
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) bu konu ile ilgili bir
açıklama yaptı.
RAMAZAN AYINDA CİNSELLİK GÜNAH GİBİ
ALGILANIYOR
"Cinselliğin ülkemizde hala bir tabu olduğunu savunan CİSED
Genel Başkanı
Dr. Cem Keçe; "Cinsellikte topluma hâkim olan abartılmış ayıp,
yasak ve
günah kavramları, kişinin nikâhlı eşiyle yaşadığı normal cinsel
ilişkileri
bile gölge altına alabiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri
Ramazan
ayında yaşanan cinsellik tartışmalarıdır. Ramazan ayında
cinsellik çok
yanlış bir şekilde, sanki bir suç, bir günah ya da çok kötü bir
eylemmiş gibi algılanabiliyor. Hangi ayda olursa olsun,
bir insan yanlış yapıp sonuçlarına katlanıp, acı çekerse; eşiyle
sağlıklı bir şekilde cinsel
ilişkiye girdiğinde de o kadar rahatlar ve keyif alır." dedi.
İFTARLA İMSAK ARASINDA İLİŞKİYE GİRİLMEYECEK
Ramazan ayının cinselliği yasaklamadan kalpleri arındırmak için bir
fırsat olabileceğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe;
"İslam inancına göre; oruçluyken cinsel ilişkiden
kaçınılmalı ve iftarla imsak arasında ilişkiye
girilmelidir. Ruhsal ve bedensel bir arınma yaşanması
gereken Ramazan ayında cinselliği yasaklamak yerine; gönüller ve
beyinler arındırılarak huzurlu ve dengeli bir ruh hali yaratılmaya
çalışılmalıdır.
ENDİŞE VE KORKU BİR YANA BIRAKILMALI
Ramazan ayı boyunca, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik
yaşanabilir. Kişi beynini kapatarak duygularına odaklanabilir,
endişe, korku ve kaygılarını bir tarafa bırakarak anın tadını
çıkarabilir. Çünkü insanın maddi ve manevi gelişmesinin
yanı sıra ruh ve beden sağlığının korumasında önemli bir yer tutan
cinsellik; İslam dini tarafından, insan doğasının en temel
ihtiyaçlarından biri olarak görülmüştür. İnsanlar için cinsel arzu
ve istekler; açlık, susuzluk gibi doğal olgulardır. Bu nedenle
arınma ve arındırma ayı olan Ramazan'da, insanlar cinselliği
yasaklamadan; gönüllerini, kalplerini ve beyinlerini
arındırmalıdır. İçlerindeki kötü duygu ve düşüncelerden kurtularak
olumsuzlukları bir kenara bırakmalı, cinsel yaşam ve partnerleriyle
ilgili iyi düşüncelere sahip olmaya gayret etmelidirler." dedi.
AŞIRI YEDİKTEN VE SOĞUK İÇTİKTEN SONRA İLİŞKİYE
GİRMEYİN
İftar sonrası tokluk hissiyle beraber cinsel isteğin artmasının ise
sık rastlanan bir durum olduğun altını çizen CİSED Genel Sekreteri
Psk. Gülüm Bacanak; "Çünkü insanın temel dürtüleri olan
yemek, içmek, barınmak, korunmak ve cinsellik bir zincirin
halkaları gibidir. Ancak aşırı yemek yiyerek, tok karnına
veya soğuk içecekler içtikten ya da dondurma yedikten sonra cinsel
ilişkiye girmek sağlıklı değildir. Hazımsızlık ve soğuk
yiyecekler cinsel enerjide dengesizliğe yol açabilir.
Aşırı tok karın performans düşüklüğünden başarısızlığa kadar birçok
cinsel soruna neden olabilir. Bu nedenle iftardan hemen
sonra cinsel ilişkiye girilmemesi gerekir." diye
konuştu.
Ramazan ayında dargınlıkları ve kırgınlıkları bir yana bırakmalıyız
Ramazan ayının yarattığı birlik ve dayanışma alışkanlıklarıyla,
başta cinsel hayat olmak üzere, tüm yaşamda iyiye ve güzele
yönelinmesi gerektiğini söyleyen Dr. Keçe; "Türk halkının daha
sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olması, cinsel
sorunlarımızın aşılması, bireyin ve ailenin cinsel sağlığının
iyileştirilmesine katkıda bulunma, cinsel konularda bilgisiz ve
eğitimsiz hızlı nüfus artışına engel olma, temel insan haklarından
olan cinsel sağlık, aile planlaması, üreme sağlığı ve eğitimi
konularında hepimize her geçen gün daha fazla görevler düştüğüne
inanmaktayız. Bu yüzden Ramazan ayını önemine ve ruhuna uygun
olarak yaşamalıyız. Dünyada ve ülkemizde zaman zaman meydana gelen
deprem, tusunami gibi doğal afetler, terör, savaş ve cinsel yolla
bulaşan hastalıklar sonucu birçok insan hayatını kaybetmiş,
yaralanmış veya yakınını ve yuvasını kaybederek ortada kalmıştır.
Bu durum insanlığı büyük acılarla karşı karşıya getirirken, bizlere
de daha önce yaşamış olduğumuz felaketleri ve bize uzanan yardım
ellerini hatırlatmıştır. Öyle inanıyoruz ki; bu hatırlayış, Ramazan
ayında dargınlıkları, kırgınlıkları bir yana bırakarak barış ve
hoşgörü içerisinde, sevgi ve saygı ile bizi, birbirimize daha sıkı
bağlayacaktır. Yoksullara, öksüz ve yetimlere, düşkün ve yaşlılara,
huzurevi sakinlerine, engellilere, sokak çocuklarına, şehit
ailelerine, öğrencilere, gurbettekilere, hastalara ve ilgiye muhtaç
herkese Ramazan ayının güzelliklerini yaşamanın ve yaşatmanın küçük
bir
fırsatını sunmamız gerekiyor." dedi.