Ramazan Bayramı'nın önemi nedir?
Abone olRamazan Bayramı'yla ilgili en çok merak edilen sorular...
Bayram günlerinin de fazileti büyüktür. Kurban bayramının 1.2.3. günlerinden sonraki gecelere Kurban bayramı geceleri denir.
Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki
geceye de Ramazan bayramı gecesi denir.
www.dinimizislam.com 'dan aldığımız bilgilere göre;
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin
kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace,
Taberani]
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua,
tevbe reddolmaz. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci
geceleri, Berat gecesi ve Arefe gecesi.) [İsfehani]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi,
Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı
gecesi.) [İbni Asakir]
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku
sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek,
yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek,
fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet
edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din
kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.
Bayram gecelerini ihya eden, büyük saadete kavuşur. Bir hadis-i
şerif meali şöyledir:
(Bayram gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü
günde ölmez.) [Taberani]
Ramazan bayramında bayram namazından önce tatlı yemek, hurma yemek,
hurmayı 1, 3, 5 gibi tek adet yemek, teke riayet etmek, sünnettir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever.)
[Buhari]
Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir,
kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp
oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan
söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey
yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını
söyledi. Düğünlerde ve bayramlarda, kadınların def çalmaları caiz
olduğu için, Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e,
(Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da
bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu.
(Buhari)
Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir.
Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven, insanların
kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, [mümin], herkesle
iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek
eziyetlere de katlanır. Bir kusuru için kimseye darılmamak
gerekir.
Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemeli. Şayet bayrama kadar
süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalı.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka
çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi
kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer
kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helâl
değildir.) [Buhari]
(Müslümana üç günden fazla dargın duran Cehenneme
gider.) [Nesai]
(Birbirine dargın iki kişiden, hangisi önce selam verirse,
günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, melekler alır.
Selam almayana da şeytan, sevinçle iltifatta bulunur.)
[İbni Ebi Şeybe]
(Müminin kardeşine üç günden çok dargın durması caiz
değildir. Üç gün sonra, ona selam verip hatırını sormalıdır. Onun
selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa
günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş
olur.) [Ebu Davud]
(Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi
günaha girer.) [Beyheki]
(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allahü teâlâya arz
olunur. Allahü teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder.
Ancak bu mağfiretten, birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez.
Allahü teâlâ, “O iki kişi barışıncaya kadar amellerini bana
getirmeyin” buyurur.) [İ. Malik]
(İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi
görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle
karşılaşamazlar.) [İbni Hibban]
Ramazan gittiği için değil, günahlarımızın affolduğu için, büyük
sevab ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca
Allahü teâlâ meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?”
diye sorar. Melekler de, “Ücretini almaktır” derler. Allahü teâlâ
da, “Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların
karşılığı olarak, kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey
kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için
istediklerinizi veririm” buyurur.) [Beyheki]
Peygamber efendimiz, (Ramazan ayının son günü Allahü teâlâ,
oruç tutanları affeder) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya
Resulallah, o gün Kadir gecesi mi?) diye sual etti. Onlara,
(Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti
verilir) buyurdu. (Beyheki)
Bunları bilen Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez? Bayram
günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe
validemizin evine gidince, iki cariyenin def çalıp oynadığını
gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan
söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, (Resulullah’ın evinde böyle şey
yapılmaz, susun) dedi. Düğünlerde ve bayramlarda, kadınların def
çalmaları caiz olduğu için, Peygamber efendimiz hazret-i Ebu
Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır,
bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir)
buyurdu. (Buhari)
Hazret-i Ali, (Bugün, orucu kabul edilenlerin ve günahları
affedilenlerin bayramıdır) buyurdu. Hadis-i şerifte de,
(Ramazan ayında, içkiye devam eden, ana babasına âsi olan
ve sıla-i rahmi terk eden hariç, herkesin günahları
affolur) buyuruldu. (Gunye)
Eğer bunlar tevbe ederse, Allahü teâlâ günahlarını affeder.
Ramazandaki sevablar bilinseydi, (Her gün ramazan olsa) denirdi.
Hadis-i şerifte, (Ramazan ayındaki özel sevablar bilinmiş
olsaydı, bütün yılın ramazan olması istenirdi) buyuruldu.
(Ebu Nasr)
Ne mutlu günahlardan sakınarak oruç tutanlara… Bunlar, asıl bayramı
ahirette yapacaklardır!
Bayram geceleri
Sual: S. Ebediyye’deki, “Kıymetli geceye, kendinden sonra
gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namazı vaktinden, o
gecenin fecrine kadar olan zamandır. Yalnız, Arefe ve üç kurban
günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip
eden gecelerdir” ifadesi hangi kitaptan alınmıştır?
CEVAP
Dürr-ül muhtar kitabının itikâf bahsinde şöyle
deniyor:
Bil ki, geceler günlere tâbidir. Bundan, yalnız Arefe gecesiyle
Kurban bayramı geceleri müstesnadır. İnsanlara kolaylık olmak için,
bu geceler, geçen gündüzlerine tâbidir.
Velvalciyye'nin kurban bahsinde de beyan
edilmiştir.
Bayramda yiyip içmek
Sual: Mektubat’ta, (Bayramda yiyip içmek, yıllarca nafile
oruçtan daha sevabdır) buyuruluyor. Yiyip içmek niye sevab oluyor
ki?
CEVAP
Burada sevab olan, yiyip içmek değil,
oruç tutmayarak Allahü tealanın emrine uymaktır. Bayram günü oruç
tutmak haram olduğu için, oruç tutmamanın, yani dinin emrine
uymanın, nafile oruçtan daha kıymetli olduğu bildiriliyor.
Bayram ziyaretleri
Sual: Bayram ziyaretlerinde neye dikkat edelim,
önce kimleri ziyaret edelim?
CEVAP
Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak
akrabayı ziyaret lazım değildir. Fakat salih olan akrabayı ziyaret
gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Ziyaret, yalnız
Allah rızası için olmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ,
buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi
gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
- Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiçbir karşılık
beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânın
sevgisine mazhar oldun.) [Hakim]
(Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de,
bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü
teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu
ağırlamak düşer".) [Ebu Ya’la]
Hikmet ehli diyor ki:
(Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden
bıkarlar.)
Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevaptır. Âlimi,
fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevaptır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevap
alır.) [Taberani]
Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli,
kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla
gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.
Ev sahibi imam olur. Yahut onun tayin ettiği zat imam olur. Bir
kimse, layık olsa da, teklif edilmeden ziyarete gittiği yerde
imamlığa geçmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kavmi ziyarete giden, onlara imamlık
yapmasın!) [Tirmizi]
Davete gitmek
Sual: Her davete gidilir mi?
CEVAP
Yemekte günah işleniyorsa gidilmez.
Fakirlerin davetine gitmeyip de zenginlerinkine gitmek kibirdendir.
Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.
Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet, başka ziyafetlere
gitmek müstehaptır. Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek vacip,
diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir. Müslümanın müslüman
üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul
edip gitmektir. Hadis-i şerifte, (Davete icabet
ediniz) buyuruldu. (Müslim)
Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de
gitmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği
hastalıktır.) [Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî,
Hatib]
Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş
olur.) [Buhari]
(Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş
olur.) [İsfehani]
(İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü
kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.) [Buhari]
El öpmek
Sual: Bayramda herkesin eli öpülür mü, yani kimlerin eli
öpülür, kimlerin eli öpülmez?
CEVAP
Herkesin eli öpülmez. Ana babanın, bir de
âdet olduğu için yaşlı akrabaların elini öpmek caizdir. Arkadaşın
elini öpmek haramdır. Kadın kocasının elini öpebilir, fakat,
kendine namahrem yani yabancı erkeğin, erkek de yabancı kadının,
zaruret olmadıkça, elini öpemez.
Öperken eli alna koymak
Sual: Eli öpülmesi caiz olan kişilerin, ellerini öperken,
alna değdirmek caiz midir?
CEVAP
Değdirmek gerekmez, değdirilirse de, âdet
olduğu için mahzuru olmaz.
Kaynak: www.dinimizislam.com