Ramazan Bayramı kaç gün tatil-ne zaman 2015
Abone olRamazan bayramı kaç gün tatil olacak, 2015 ramazan bayramı ne zaman sorularının cevabı internethaber'de. Ramazan bayramı 4 gün ve 16 temmuz perşembe arefe günü başlıyor.
Ramazan bayramı kaç gün
tatil diye merak edenlere işte cevap. Ramazan
Bayramı 2015'te 4 gün resmi tatil olacak. Arefe günü 16 temmuz
perşembe günü. Ramazan Bayramı ise 17 temmuz cuma günü
başlayacak, 19 Temmuz pazar gününe kadar sürecek. 4 günlük
ramazan bayramı tatili süresince resmi daireler ve bankalar kapalı
olacak.
Rahmet, bereket, aynı zamanda birlik ve beraberlik ayı olan
Ramazan-ı şerif heyecanının başlaması ile birlikte kafalarda bir
takım sorular cevaplarını arar oldu. Bir ay boyunca Rabbine
kulluğuna hizmet etmek, ibadet ü taat ve evrad u ezkar ile vakit
geçirmek için bu ayda ne gibi ibadetler yapılır? İl il teravih
namazı vakitlerine saat kaçta girilecek? Kur'an-ı Kerim'de On Bir
Ayın Sultan'ı hakkında ne gibi ayetler vardır? Peygamber
Efendimiz(sav)'in müslümanlara bu ayı müjdeleyen nasihatlerle dolu
hadisleri nelerdir? Fitre ve zekat 2015 yılında ne kadar oldu?
Kimler Fitre ve Zekat vermekle yükümlüdür kimler değildir? Oruç
tutmanın fazileti sağlığa faydaları nelerdir? Hangi durumlarda oruç
bozulur kabül olmaz? İşte 2015 yılı Ramazan ayı ile ilgili merak
ettiğiniz tüm detaylar bugun.com.tr'de
Ramazan Ayı Başlangıcı: 18 Haziran 2015
Perşembe
Kadir Gecesi: 13 Temmuz 2015
Pazartesi
Ramazan Bayramı: 17 Temmuz 2015
Cuma
RAMAZAN BAYRAMI TATİLİ KAÇ GÜN OLACAK?
Ramazan Bayramı Arefe, 16 Temmuz Perşembe
Ramazan Bayramı 1. Gün, 17 Temmuz Cuma
Ramazan Bayramı 2. Gün, 18 Temmuz Cumartesi
Ramazan Bayramı 3. Gün, 19 Temmuz Pazar
2015 yılı fitre miktarı belli oldu
Din İşleri Yüksek Kurulu 2015 yılı Ramazan Ayı’nda fitre miktarı
açıklandı. Malatya Müftülüğü, haftaya Perşembe günü başlayacak olan
Ramazan Ayı’nda fitre miktarını açıkladı.
Malatya İl Müftülüğü’nden yapılan açıklamada “Din İşleri
Yüksek Kurulu 2015 yılı Ramazan ayı başlangıcından 2016 yılı
Ramazan ayının başlangıcına kadar en düşük sadaka-i fıtır miktarını
11,50 TL.(On bir Lira Elli Kuruş) olarak tespit edilmiştir”
denildi.
Açıklamada, Fıtır Sadakası’nın, Ramazan Bayramına kavuşan ve
temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan
Müslümanların, kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için,
yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadet olduğu
belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Yoksulların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak
suretiyle, toplumda karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağlarının
pekişmesine vesile olan bu mali ibadetin meşru kılınmasındaki temel
hedeflerden biri, insanların paylaşma bilincini canlı tutmaktır. Bu
sayede her Müslüman, ihtiyacı olan yoksullara az da olsa bir şeyler
verebilmenin ve yardımlaşmanın sevincini yaşar. Bundan dolayıdır ki
Fıtır Sadakası, zekâttan farklı olarak, daha geniş bir mükellef
kitlesi tarafından yerine getirilir. Diyanet İşleri Başkanlığı, Din
İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığınca 2015 yılı Ramazan ayının
başlangıcından 2016 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar en düşük
Sadaka-i Fıtır miktarı 11,50 TL (On Bir Lira Elli Kuruş) olarak
belirlenmiştir.
Miktar belirlenirken Hadis-i Şerifler, ülkenin mevcut
sosyal-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda
ihtiyacı göz önüne alınmıştır”
Belirlenen fitre miktarının asgari miktar olduğu belirtilen
açıklamada, fitrede verilecek meblağ konusunda da bir üst sınır
bulunmadığı kaydedildi. Fitre konusunda ideal olanın, herkesin
kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına
denk düşecek bir ücreti vermesi gerektiği belirtilerek söz konusu
meblağın, gıda gibi ayni olarak veya para şeklinde nakdi olarak
ödenebileceği de açıklamada yer aldı.
Oruç Tutmanın Faydaları:
Oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu
geliştirir. Bir ay boyunca devam eden bu manevî eğitim sonucu Allah
korkusu kalblere iyice yerleşir, bunun olumlu tesiri ile de insan
davranışlarını kontrol altına alarak her türlü kötülükten
uzaklaşmış olur. Oruç, basit bir "aç kalma" olayı değildir. Onu
sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış olur. Oruç,
köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen,
çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir
ahlak eğitimidir.
Orucun mertebeleri:
Birincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, içmekten ve cinsel
arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur. Bu oruç, şartları
yerine getirildiği için sahihtir. Ancak orucun asıl gayesine
ulaşmak için oruçlunun ikinci mertebeye yükselmesi lazımdır.
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el,
ayak ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan
oruçtur. Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini gösteren ve
sahibine ahlakî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan
oruçtur.
Sağlık Açısından Oruç
Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur. Aksine "Oruç
tutunuz, sıhhat bulursunuz." hadis-i şerifinde işaret edildiği gibi
vücûda faydası vardır. Sindirim sisteminin 8-16 saat dinlenmesi,
kendi kendini toparlaması çok faydalıdır.
Oruç normal sıhhatli olan insanlar için çok faydalı bir perhiz
teşkil eder. Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar
genellikle Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar. Bu suretle 11 ay
zarfında vücutta depo edilen zararlı yağlar erimiş olur. Bu ise
asrımızda herkese tavsiye edilen en önemli sağlık kuralıdır. Çünkü
şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır. Ayrıca damar sertliği,
kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna bağlı pek çok hastalığa
müsait bir zemin hazırlar. Demek oluyor ki oruç, bütün bu
dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar.
Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız değil, konuyu inceleyen
yabancı bilim adamları da dile getirmektedir:
1940 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan ünlü bilim adamı, Dr.
Alexis Carrel "L'Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde: "Oruç
sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin
harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini,
böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sağlık
bakımından çok yararlı olduğunu." söyler.
Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse bunların
değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak
kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve
nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir.
Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur.
Allah Teala şöyle buyuruyor: "Andolsun, şükrederseniz elbette
(nimetimi) artırırım." Sabır, başarıya ulaşmanın en önemli
şartlarından biridir. Sahip olduğu helal şeylere oruçlu olduğu için
el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara
alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur.
Böyle bir insan, sıkıntılar karşısında sarsılmaz, bunlara
kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır. Acılı ve
üzüntülü durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek
soğukkanlılığını korur.