Rakip zayıf olunca rehavete kapılabiliyor insan
Abone olKalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, diğer adayların eski Türkiye’nin adayı olduğunu, Başbakan Erdoğan’ın ise yeni Türkiye’nin adayı olduğunu söyl...
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, diğer adayların eski Türkiye’nin
adayı olduğunu, Başbakan Erdoğan’ın ise yeni Türkiye’nin adayı
olduğunu söyledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları
kapsamında Muş’a geldi. Bitlis’ten karayoluyla Muş’a gelen Bakan
Yılmaz’ı, Gökyazı yol ayrımında Vali Vedat Büyükersoy, AK Parti Muş
Milletvekili Faruk Işık, Belediye Başkanı Feyat Asya, partililer ve
vatandaşlar katıldı. İlk olarak Hasköy İlçe Belediye Başkanlığı’nı
ziyaret eden Bakan Yılmaz, burada Belediye Başkanı Mürsel Özen’den
bilgi aldı ve daha sonra bir kıraathanede vatandaşlarla bir araya
geldi. Türkiye’de son 10 yılda büyük değişimlerin olduğunu dile
getiren Yılmaz, "Eskiden Türkiye, yasakların Türkiye’siydi. Dil
konuşmak yasak, başörtüsünü giymek yasak, onu yapmak yasak, bunu
yapmak yasak. Allah’a şükürler olsun, şimdi o tabular yıkıldı.
Adeta sessiz bir devrim oldu bu memlekette. Emin olun sene önce
deselerdi başörtüsü kamuda serbest hale gelecek, kaç kişi inanırdı
buna. Milletvekilimiz olacak başörtülü, kamu kurumlarında rahatça
çalışacak insanlar, üniversitelere rahatça gidecek kızlarımız.
Kimse inanır mıydı? Çok şükür bakın o günleri geride bıraktık.
İnanç hürriyetini sağladık. Başörtülü de bizim insanımız, başı açık
da bizim insanımız. Alevi de bizim insanımız, Sünni de, Müslüman da
gayrimüslim de, hiçbir fark gözetmiyoruz. Biz diyoruz ki herkes
özgür olsun. Herkes inancında özgür olsun, neye inanıyorsa o inancı
en güzel şekilde yaşasın. Kimse kimseye engel olmasın. Anadilinde
konuşsun, eğlensin, kültürünü yaşatsın, Türk’üyle, Arap’ıyla,
Kürt’üyle Laz’ıyla, Çerkez’iyle herkes. Ne etnik çatışma olsun, ne
inanç çatışması olsun. Birlik, beraberlik içerisinde ülkemizi
kalkındıralım. Çoluk çocuğumuza güzel bir dünya kuralım" dedi.
"DIŞ DÜNYAYA 3,5 MİLYAR DOLAR YARDIM YAPTIK"
AK Parti hükümetinden önce dış dünyaya 40-50 milyon dolar yardım
yapıldığını ve AK Parti döneminde sadece bir yılda 3,5 milyar dolar
yardım yapıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Yine Türkiye’nin geçtiğimiz 12 yılda çevremiz için neler yaptığını
hepimiz biliyoruz. AK Parti iktidara geldiğinde dış dünyaya bizim
yaptığımız yardım sadece 40-50 milyon dolardı. Geçen sene, sadece
geçen sene, Türkiye olarak dünyaya yaptığımız yardım 3,5 milyar
dolar. Alan olmaktan veren olmaya geldik. Bunların hepsi, saydığım
ekonomik gelişmeler, demokrasideki gelişmeler, dış politikadaki
gelişmeler, Türkiye’nin itibarının yükselmesi, AK Parti ve
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan zamanında oldu. Şimdi bu kadar
devrime liderlik yapan, değişime liderlik yapan, halka bu kadar
hizmet eden, fakire fukaraya bu kadar sahiplenen, yaşlısından
duluna, engellisinden yoksuluna herkesin elinden tutan bu
başbakanımız şimdi 12’inci cumhurbaşkanı adayımız. Allah’ın izniyle
10 Ağustos’ta ilk turda Başbakanımız cumhurbaşkanı seçeceğiz."
"REHAVETE KAPILMAYALIM"
10 Ağustos seçimlerinin çok önemli olduğunu kimsenin rehavete
kapılmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bakın biraz rakipler zayıf olunca rehavete kapılabiliyor insan.
Aman aman rehavete kapılmayalım. Mutlaka gidip oyumuzu verelim.
Başbakanı sevebiliriz ama gidip oyumuzu vermediğimiz sürece bir işe
yaramaz. Çok az bir zamanımız kaldı. Köylere gidelim, komşularımızı
ziyaret edelim, işyerlerini ziyaret edelim ve başbakanı anlatalım.
Bu yapılan hizmetleri, bu yeni zihniyeti anlatalım. Yeni bir
Türkiye kuruluyor. Bu yeni Türkiye’yi anlatalım. Diğer adaylar eski
Türkiye’nin adayları, diğer adaylar eski Türkiye’yi istiyor. Ama AK
Parti, Başbakanımız, yeni Türkiye’nin adayı, milletin adayı. Bir
aday getirdiler. CHP, MHP, marjinal sol partiler, hepsi bir araya
geldiler ve bir aday çıkardılar. İstişarelerden böyle bir isim
çıkacağına inanıyor musunuz? Birileri dar bir çevrede oturdular,
bir proje yaptılar ve bunu halkın önüne koydular. Bir tek amaçları
var, Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesmek istiyorlar. Bu başbakan,
cumhurbaşkanı olmasın istiyorlar. Milletin, ne yapalım dediler,
biraz da muhafazakar bir yönü olan olsun ki millet gelsin buraya oy
versin, Recep Tayyip Erdoğan olmasın dediler. Diğer taraftan
bakıyorsunuz yine HDP’nin adayını belli medya grupları
parlatıyorlar. Bugüne kadar niye yapmadılar. İşte bugün Recep
Tayyip Erdoğan’dan ne koparsak kardır diyorlar. Burayı ne kadar
zayıflatsak kardır diyorlar ve öyle destek veriyorlar. Allah’ın
izniyle, milletimize ben inanıyorum. AK Parti’ye oy veren, HDP’ye
oy veren, MHP’ye oy veren, CHP’ye oy veren, kime oy vermiş olursa
olsun, bugün başbakanımızın arkasında milletçe, bütün bu
partilerden, tabanlarını söylüyorum, başbakanı bilen, seven
insanlar bir araya geleceğiz, 10 Ağustos günü sandıkları
patlatacağız inşallah."
Ortadoğu’da cereyan eden olaylara da dikkat çeken Yılmaz, "Bugün
Gazze’de kardeşlerimiz zulüm altında, Suriye’de, Irak’ta,
Afganistan’da, Mısır’da, birçok ülkede, Müslümanlar gerçekten zor
durumda. Tayyip Erdoğan’a vereceğiniz bu destek, bu güç, emin olun
bütün dünyada, bütün mazlumlara verdiğimiz bir güç olacak. Tayyip
Erdoğan, milletten aldığı bu güçle dünyada başı dik olacak ve bu
insanların haklarını çok daha güçlü bir şekilde savunacak inşallah.
Diğer taraftan bir çözüm süreci var, bu bölgemiz için çok önemli.
Sizin vereceğiniz güçle Tayyip Erdoğan, çözüm sürecini de çok daha
güçlü bir şekilde yönetecek ve inşallah ülkemizde bu kardeş
kavgaları son bulacak" dedi.
"KİMSE KENDİ BAŞARISIZLIĞINA ŞİMDİDEN KILIF ARAMASIN"
Gazetecilerin HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın
TRT’yi eleştirmesiyle ilgili soruyu cevaplandıran Yılmaz şunları
kaydetti:
“Başbakanımız sadece bir aday değil, aynı zamanda icraat yapan bir
insan, bir başbakan ve doğal olarak medyanın kendisine olan ilgisi
çok daha yüksek. Geçen gün, Hüseyin Çelik bakanımız da söyledi.
Yani takımlar maç yaparken, en fazla hangi takımı veriyor medya.
Şampiyon olan, en önde gelen takımları veriyor. Bu doğal bir şey,
çünkü halk bunu talep ediyor. Toplumun zaten o yönde bir talebi
var. İcraatı olan bir insan. Siyasi çalışmalarla icraatı
birbirinden ayırmamız lazım. Hızlı tren açılışı yapıyor
başbakanımız, bunu vermesin mi şimdi TRT, veya Marmaray’ın
açılışını yapıyor diyelim, bunu vermesin mi? Bu birçok hizmetler,
icraatlar, bir çok, başbakanlık çalışmaları ister istemez
veriliyor. Kimse kendi başarısızlığına şimdiden kılıf aramasın.
Başbakanımız, başbakanlığa gelirken bırakın medyayı, şunu bunu,
milletvekili olmasına dahi izin vermediler. O şartlar altında
geldi, halka kendisini anlattı ve birinci parti olarak gitti.
Dolayısıyla mesele medya meselesi değildir. AK Parti, Başbakanımız
medyayla çarpışa çarpışa gelmiş bir insandır. Hiç kimse medyaya
sığınmasın, kendisini halka anlatmaya çalışsın."
İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür’ün Paralel yapı
operasyonu kapsamında gözaltına alınan polisleri nezarethanede
ziyaret edip fotoğraf çekmesinin hatırlatılması üzerine Bakan
Yılmaz şöyle konuştu:
"Hiçbir devlette paralel bir yapıya müsaade edilemez. Devlet içinde
devlet olmaz. Tek bir devlet olur, tek bir hukuk olur, o hukuka
herkes tabi olur. Devletin içinde olup da kendi amirlerinden değil,
üstlerinden değil, başka yerlerden emir alanlar, hem kendilerine
zarar verirler, hem devlete, hem topluma zarar verirler ve gayri
hukuki bir durumdur, gayri ahlaki bir durumdur aynı zamanda.
Dolayısıyla bu konularda kararlı bir şekilde biz tavrımızı ortaya
koyuyoruz. Adalet mekanizması da işliyor. Kim suç işlediyse, kim
hukuk kurallarının dışına çıktıysa o cezasını görecek. Kim olursa
olsun. Burada siyasetçilerin gidip adliyelerde poz vermelerini biz
çok yanlış buluyoruz. Adalete bir müdahale olarak görüyoruz. Hiçbir
şekilde bunun yapılması doğru değil. Tabii ki herkes görüşünü ifade
edebilir, özgür bir şekilde fikrini söyler ama adalete, adalet
mekanizmasına baskı yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur."
Bakan Yılmaz, daha sonra STK’larla Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda
düzenlenecek olan toplantıya katılmak üzere il merkezine hareket
etti.
(İHA)