İzmir'de, Dokuz Eylül
Üniversitesi Hastanesi'ne (DEÜ), katarakt ameliyatı için yatan bir
hastayı, ameliyathaneye giren yanlış doktor ve sağlık ekibi bir
başka bayan hasta ile karıştırarak rahmini almış.
Allahtan öteki hasta diğer
doktorlar tarafından son anda fark edilmiş!
Yoksa onun da gözünü
alabilirlerdi!
Soruşturma
başlatılmış, gözü son anda kurtulan hastaya başka
bir ameliyat günü verilerek hastaneden çıkarılmış.
Sorumlulara gerekli
cezalar verilecek!
Durup dururken, birkaç
sağlık personelinin vurdumduymazlığıyla ruhu ve fiziği yıpranan bir
kadın…
Büyük skandal!
Geri dönüşü yok bunun,
yani kadının içini boşaltmışlar, artık başka bir kadın o, eskisi
mümkün değil.
Aslında Türkiye"nin içinde
bulunduğu ruhsal ve fiziki bunalımı anlatır bu durum…
Bin bir laf oyunuyla, bin
bir göz boyamayla, bin bir vaatle, gelip, koltuklara oturan yanlış
kişilerin içimizi boşaltmak için durmaksızın çalışmaları
gibi…
Bütün değerlerimizi yiyip
bitirmeleri, ülkenin damarlarındaki asil kanı akıtmak
istemeleri gibi…
Uymayacağını bile bile
"başka gruptan" kanla, kan naklini gerçekleştirmek istemeleri
gibi…
Fark ettirmeden,
sinsice…
Ama bilerek, çok
isteyerek…
Büyük hevesle…
Derin izleri
tamamen silmek istemeleri gibi…
Cumhuriyetle barışık
olmayanların, Cumhuriyet"in köklerini içten
içe çürütmek istemeleri gibi…
Onun, aydınlığa olan
doğurganlığını engellemek istemeleri gibi…
Böyle bir halde Türkiye şu
anda…
Rahmi alınan, içi
boşaltılan bir kadın gibi…