Radikal yeni döneme polemikle girdi
Abone olRadikal Gazetesi yeni yayın dönemine Prof. Binnaz Toprak ile Akif Beki arasında kalem kavgasıyla başladı...
Yeni çehresiyle dün yayın hayatına giren Radikal
Gazetesi kendisini yeni bir polemiğin ortasında
buldu...
Gazetenin yeni yüzlerinden Prof. Dr. Binnaz Toprak, Anadolu'daki
kentlerin muhafazakarlaştığından hareketle kaygılarını dile
getirdi.
Gazetenin bir diğer yazarı Akif Beki Binnaz Toprak'ın endişelerini
sorgulamaya koyuldu ve şöyle yazdı:
Büyük değişim dalgalarının doğal yan etkisi, ‘şaşkınlık, kaygı ve
korku’dur.
Yani, bizimkisi haklı bir tedirginlik.
Onun için katılıyorum size.
Adını açıkça koyalım; kültür şoku yaşıyoruz.
Temel doğrularımız kısmen yanlışlanıyor, değişim sürecinde.
Bildiklerimizin bir kısmını unutmak, birazını yeniden öğrenmek
zorundayız.
Kendi duvarlarımıza çarpıyor, iç çatışma yaşıyoruz haliyle.
Sancılarımız ondan... Bu yüzden, modernlerimiz kadar
muhafazakârlarımız da endişeli.
Bu yüzden, Kürt olanlarımız kadar Türk olanlarımız da endişeli.
Alevilerimiz kadar Sünnilerimiz de endişeli, bu yüzden.
Eski paradigmalarımız yıkılıyor, değerler sistemimiz tekrar
şekilleniyor çünkü.
Paranoyalarımızı kışkırtan, içimizde korku ateşleri yakan bir
kültür devriminden geçiyoruz.
Kaos duygusuna yol açıyor, bütün bu altüst oluşlarımız.
“Nereye gidiyoruz” diye sormak, hepimizin hakkı.
Bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Tabii ki kaygı duyacağız; tabii ki
“Bilinmeze mi sürükleniyoruz” şüphesiyle yatıp kalkacağız
Her iddianın tersi var
Beki her endişemizin tam tersinden okunabileceğini öne sürerek
yazısında şu ifadeleri kullandı:
Binnaz Toprak’ın endişe sebeplerini kısaca şöyle
özetleyebiliriz:
‘Çoğunluk tahakkümü’, ‘sosyal hayatın muhafazakârlaştırılması’,
‘azınlıktakilerin ötekileştirilmesi’, ‘ideolojik kadrolaşma’,
‘demokrasimizin illiberalleştirilmesi’, ‘muhalifler üzerinde
istibdat’ ve ‘mahalle baskısı’...
Ancak, istisnasız hepsinin tersinden üretilmesi de mümkün.
Yani... ‘Azınlık tahakkümü’, ‘laik yaşam dayatması’,
‘çoğunluktakilerin ötekileştirilmesi’ ve ‘cebir’, ‘şiddet’,
‘istibdat’ uygulamaları diye sürüp gider.
Gördüğünüz gibi, bu korkuların tersi için düzünden daha geçerli ve
yaşanmış argümanlar bulunuyor.