Radikal haberi neden atladı?
Abone olHaberi bilerek vermediklerini belirten Radikal'in Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, gerekçelerini şöyle sıraladı:
Radikal haberi neden atladı?
Güne Radikal'in yanı sıra başka bir gazete daha okuyarak başlayan okuyucularımız, dün ellerine aldıkları Radikal'de bir haberin başka gazetelerdeki gibi yer almadığını fark etmiş olmalılar.
Bazı okuyucularımız bu durumu Radikal'in habercilikteki eksikliğine bağlamış olabilirler. Onlara, yanıldıklarını, Radikal'in kasıtlı olarak o haberi diğer gazetelerin verdiği gibi vermediğini söylemek istiyorum.
Haber neydi? Polis, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyesi Kemal Çevik'in evinde ve BDDK'daki odasında arama yapmış, Çevik'i gözaltına almıştı. Çevik'le birlikte bazı gazeteciler de önce gözaltına alınmış, bunların bir kısmı hemen o gece serbest bırakılmıştı.
Peki bütün bunları nereden biliyoruz? Bir kere bunlar olduğu için biliyoruz, yani arama yapıldı, gözaltılar ve serbest bırakmalar gerçekleşti.
Peki konu ne? İşte mesele orada karışıyor. İddiaya göre konu İmar Bankası ile ilgili bir soruşturmaydı. Radikal bu kadarına yer verdi, daha fazlasına değil.
Öteki gazetelere bakacak olursanız, ortada bir rüşvet iddiası vardı. Gerçi okuduğunuz gazeteye göre iddia edilen rüşvetin miktarı 1 milyon dolardan 340 bin Avro'ya kadar değişiyordu ama o kadar kusur kadı kızında da bulunurdu artık.
Peki soruşturmanın İmar Bankası'yla bağlantılı olduğu iddiası dahil diğer bütün ayrıntıların kaynağı neydi? Gazeteler bu konuda pek ipucu vermiyorlar ama tahmin etmek zor değil: İddiaların kaynağı polis.
* * *
Biz Radikal'de yaklaşık iki hafta önce yazıişleri toplantı masasında yaptığımız uzun bir tartışmanın ardından bu çeşit hazırlık soruşturmalarıyla ilgili yapılacak haberler konusunda bir dizi karar aldık.
Aldığımız kararlardan başlıcası, gözaltı haberlerini ya vermemek ya da eğer vermek zorundaysak da gözaltına alınan kişilerin isimlerini yayımlamamaktı. Kısmet, önceki güneymiş, Radikal ilk sınavını bu soruşturmada yaşadı.
Aslında, normal şartlarda Radikal yazıişlerinin böyle bir karar almasına bile gerek yoktu; yasalar bize hazırlık soruşturmasının gizliliğini emrediyor. Herhangi bir hazırlık soruşturmasında, resmi makamlar ya da soruşturulan kişilerin avukatlarının açıklamaları olmadıkça soruşturma içeriğine ilişkin ayrıntıları bundan böyle haberleştirmeyeceğiz. Bunu, diğer gazetelerle olan rekabetimizde zemin kaybetmek pahasına yapacağız.
Bu kararımızın ardındaki mantığı biraz olsun anlatmama izin verin: Hukukun temel ilkelerinden biri masumiyet karinesidir. Yani, suçlanan kişi, neyle suçlanıyor olursa olsun, suçu kanıtlanana kadar masum olarak kabul edilmelidir.
Oysa bizde gözaltına alma mekanizması, gerek polis ve gerekse basın-yayın organları tarafından adeta suçluluğun bir karinesi olarak yorumlanıyor,
en azından bu yönde imalar haberlerden veya haberlerin sunuşundan eksik olmuyor.
Öte yandan, bu çeşit kapsamlı soruşturmalarda biz gazeteciler soruşturmanın bütün ayrıntılarına hâkim olmadan, meselenin sadece bize sızdırılan-aktarılan tarafıyla yetiniyor, açıkçası çoğunlukla tek yanlı haberler yayımlıyoruz.
Zaten hazırlık soruşturmasının gizli olması kuralı, tamamen suçlanan kişilerin masumiyet karinelerini korumak kaygısıyla getirilmiş bir kuraldır. Bu kurala uymanın Radikal'e hiçbir şey kaybettirmeyeceğine inanıyorum.
Zaten uzunca bir zamandan beri suçlanan kişilerin polis ifadelerini vs. yayımlamıyorduk, şimdi son iki haftadan beri gözaltına alınan kişilerin açık isimlerini de yayımlamama ve hazırlık soruşturmasının diğer detaylarına yer vermeme kararı aldık.
Yani haberi atlamadık, bilerek ve isteyerek haberi, sahip olduğu bazı unsurlardan ayıklayarak verdik.
Güne Radikal'in yanı sıra başka bir gazete daha okuyarak başlayan okuyucularımız, dün ellerine aldıkları Radikal'de bir haberin başka gazetelerdeki gibi yer almadığını fark etmiş olmalılar.
Bazı okuyucularımız bu durumu Radikal'in habercilikteki eksikliğine bağlamış olabilirler. Onlara, yanıldıklarını, Radikal'in kasıtlı olarak o haberi diğer gazetelerin verdiği gibi vermediğini söylemek istiyorum.
Haber neydi? Polis, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyesi Kemal Çevik'in evinde ve BDDK'daki odasında arama yapmış, Çevik'i gözaltına almıştı. Çevik'le birlikte bazı gazeteciler de önce gözaltına alınmış, bunların bir kısmı hemen o gece serbest bırakılmıştı.
Peki bütün bunları nereden biliyoruz? Bir kere bunlar olduğu için biliyoruz, yani arama yapıldı, gözaltılar ve serbest bırakmalar gerçekleşti.
Peki konu ne? İşte mesele orada karışıyor. İddiaya göre konu İmar Bankası ile ilgili bir soruşturmaydı. Radikal bu kadarına yer verdi, daha fazlasına değil.
Öteki gazetelere bakacak olursanız, ortada bir rüşvet iddiası vardı. Gerçi okuduğunuz gazeteye göre iddia edilen rüşvetin miktarı 1 milyon dolardan 340 bin Avro'ya kadar değişiyordu ama o kadar kusur kadı kızında da bulunurdu artık.
Peki soruşturmanın İmar Bankası'yla bağlantılı olduğu iddiası dahil diğer bütün ayrıntıların kaynağı neydi? Gazeteler bu konuda pek ipucu vermiyorlar ama tahmin etmek zor değil: İddiaların kaynağı polis.
* * *
Biz Radikal'de yaklaşık iki hafta önce yazıişleri toplantı masasında yaptığımız uzun bir tartışmanın ardından bu çeşit hazırlık soruşturmalarıyla ilgili yapılacak haberler konusunda bir dizi karar aldık.
Aldığımız kararlardan başlıcası, gözaltı haberlerini ya vermemek ya da eğer vermek zorundaysak da gözaltına alınan kişilerin isimlerini yayımlamamaktı. Kısmet, önceki güneymiş, Radikal ilk sınavını bu soruşturmada yaşadı.
Aslında, normal şartlarda Radikal yazıişlerinin böyle bir karar almasına bile gerek yoktu; yasalar bize hazırlık soruşturmasının gizliliğini emrediyor. Herhangi bir hazırlık soruşturmasında, resmi makamlar ya da soruşturulan kişilerin avukatlarının açıklamaları olmadıkça soruşturma içeriğine ilişkin ayrıntıları bundan böyle haberleştirmeyeceğiz. Bunu, diğer gazetelerle olan rekabetimizde zemin kaybetmek pahasına yapacağız.
Bu kararımızın ardındaki mantığı biraz olsun anlatmama izin verin: Hukukun temel ilkelerinden biri masumiyet karinesidir. Yani, suçlanan kişi, neyle suçlanıyor olursa olsun, suçu kanıtlanana kadar masum olarak kabul edilmelidir.
Oysa bizde gözaltına alma mekanizması, gerek polis ve gerekse basın-yayın organları tarafından adeta suçluluğun bir karinesi olarak yorumlanıyor,
en azından bu yönde imalar haberlerden veya haberlerin sunuşundan eksik olmuyor.
Öte yandan, bu çeşit kapsamlı soruşturmalarda biz gazeteciler soruşturmanın bütün ayrıntılarına hâkim olmadan, meselenin sadece bize sızdırılan-aktarılan tarafıyla yetiniyor, açıkçası çoğunlukla tek yanlı haberler yayımlıyoruz.
Zaten hazırlık soruşturmasının gizli olması kuralı, tamamen suçlanan kişilerin masumiyet karinelerini korumak kaygısıyla getirilmiş bir kuraldır. Bu kurala uymanın Radikal'e hiçbir şey kaybettirmeyeceğine inanıyorum.
Zaten uzunca bir zamandan beri suçlanan kişilerin polis ifadelerini vs. yayımlamıyorduk, şimdi son iki haftadan beri gözaltına alınan kişilerin açık isimlerini de yayımlamama ve hazırlık soruşturmasının diğer detaylarına yer vermeme kararı aldık.
Yani haberi atlamadık, bilerek ve isteyerek haberi, sahip olduğu bazı unsurlardan ayıklayarak verdik.