'Q' harfi için şaşırtan Atatürk iddiası
Abone olSabah'ın yazarı Engin Ardıç bugünkü yazısıyla uçmuş. Ardıç'a göre Q harfi Atatürk'ün adı yüzünden yasaklanmış.
Demokratikleşme Paketi ile hayatımıza
girecek olan Q harfini Atatürk mü yasaklattı? Sabah yazarı Engin
Ardıç'ın iddiasına göre aynen öyle...
Ancak Zaman'ın yazarı Mustafa Armağan, olayın bizzat tanığı olan
Halit Rıfkı Atay'ın Çankaya kitabından çok daha başka bir şekilde
mevzuyu aktarıyor.
Türk Dil Kurumu Başkanı da yasağın kalkması ile ilgili "x,w,q'
harflerinin serbest kalması Türkçeye katkı sağlamak açıklaması
yapmıştı.
ATATÜRK Q'YU
BEĞENMEMİŞ
İşte bu açıklamadan yola çıkan Engin Ardıç, Q'nun yasağını
Atatürk'e bağlamış. İddiasına göre Atatürk 'Q' harfinden
hoşlanmamış zira Q kabul edilseymiş 'Kemal' adı şimdi Qemal olarak
yazılacakmış.
İşte Ardıç'ın iddiası;
"X sesi ve harfi Türkçe'de yoktur, olamaz"
diyenler, seksen ve doksan rakamlarının nece
olduğunu bize anlatmak zorundadırlar!
Dilimizde mevcut "kalın k" ve "ince k" ayırımı
niçin gözetilmemiştir? Niçin gerekli inceltme bir sonraki sesli
harfin üzerine şapka şeklinde aktarılmıştır?
Biri "k" öteki "q" ile pekala
ayrıştırılabilirdi...
Çünkü Atatürk k'yı beğenmiş
ama q'nun hele büyüğünü (Q)
beğenmemiş.
ATATÜRK'ÜN ADI BÖYLE
YAZILACAKTI
Çünkü Mustafa isminden hoşlanmadığı gibi Kemal
ismini de Kamal yapmak istiyor, bunun
"Öztürkçe" olduğunu düşünüyordu! Q kabul
edilseydi, ismi de Qemal yazılacaktı.
1928 yılından taa 1937 yılına kadar bu isim "Kamal"
şeklinde yazıldı, "kale" anlamına geldiği söylendi. Asıl
amaç Osmanlı kültürüyle bütün bağları koparıp atmaktı
tabii."
BİREBİR TANIĞI FALİH RIFKI ATAY İSE
ÇOK BAŞKA ANLATIYOR
Engin Ardıç'ın "Q" ile ilgili iddiası Falih Rıfkı Atay'ın Çankaya
adlı kitabında geçer. Pazar günü Zaman yazarı Mustafa
Armağan () kitaptan o bölümü aktarmıştı. Q harfinin
alfabeye alınmamasının tanığı olan Atay, Ardıç'ın anlattığının tam
tersini aktarıyor:
"Atatürk büyük Q'yu görse kesin kabul edermiş"
Q NEDEN TÜRK ALFABESİNE
GİRMEDİ?
Falih Rıfkı Atay’ın, Çankaya adlı kitabından okuyalım;
“Bu arada bir “q-kü” harfi tehlikesi atlattık. Biz Türkçe kelimelerde “k”nın ince seslilerde daima “ke”, kalın seslilerle “ka” okunduğunu düşünerek “q-kü”yü alfabeye almamıştık. Ben yeni yazı tasarısını getirdiğim günün akşamı Kâzım Paşa (Özalp) sofrada:
- Ben adımı nasıl yazacağım? “Q-Kü” harfi lâzım,
diye tutturdu.
Atatürk de:
- Bir harften ne çıkar? Kabul edelim, dedi.
Böylece Arap kelimesini Türkçeleştirmekten alıkoymuş olacaktık.
Sofrada ses çıkarmadım. Ertesi günü yanına gittiğimde meseleyi
yeniden Ata’ya açtım. Atatürk el yazısı majiskülleri (büyük
harfleri) bilmezdi. Küçük harfleri büyütmekle
yetinirdi.
Kâğıdı aldı, Kemal’in baş harfini küçük “kü”nün (q) büyütülmüşü ile
sonra da “K”nın büyütülmüşü ile yazdı. Birincisi hoşuna gitmedi. Bu
yüzden “q” harfinden kurtulduk. Bereket Atatürk q’nün
majiskülünü (yani Q’yü) bilmiyordu. Çünkü o “K”nın büyütülmüşünden
daha gösterişli idi” (Çankaya, 1969, s. 440-1).