Putin'den kritik Türkiye ziyareti!
Abone olRusya lideri Putin yarın Türkiye'de. İki ülke arasındaki politik ayrılıklar belirgin ancak ekonomik alanda işbirliği güçlenerek devam ediyor. Türkiye, Rusya ile ticareti artırmaya kararlı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya ile Türkiye
arasında 2010’da oluşturulan Üst Düzey İşbirliği Konseyi
toplantısına katılmak için Türkiye’ye geliyor.
DEİK Türk-Rusya İş Konseyi Onursal Başkanı Turgut Gür “Bir taraftan siyasi, paralelinde de ekonomik ilişkiler gündemde olacak” diyor. Al Jazeera’ye konuşan Gür, Türkiye ile Rusya arasında askeri, siyasi ve ekonomik olmak üzere çok yönlü ilişkiler olduğunu hatırlatarak, önümüzdeki yıllarda işbirliğinin artmasını beklediğini söyledi.
Türkiye ile Rusya arasında ihracat 2003’teki 1.3 milyar dolar düzeyinden 7 milyar dolara yaklaştı. İthalat ise 5.4 milyar dolardan 25 milyar dolara çıktı.
Son 10 yılda iki ülke arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 5 kat artış gösterdi.
Türkiye indirim istiyor
Enerji ithalatı nedeniyle Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret dengesi Türkiye’nin aleyhine gelişiyor. Gür, bu durumun çok doğal olduğunu vurguluyor, “Enerji dışında durum başabaş” diyor:
“Türkiye’nin Rusya ile oturmuş bir ticareti var. Yıllık 6-7 milyar dolarlık bir ihracat. Rusya’nın da Türkiye’ye ihracatı bu düzeylerde. Enerjiyi Rusya’dan almak zorundayız. Bu enerjiyi Rusya’dan almaya mecburuz. Ne zaman ki kaya gazı gibi kendi enerjimizi üretiriz o zaman ihtiyacımız azalır.”
Gür’e göre Rusya ile müzakerelerde enerji en önemli gündem maddesi olacak.
Türkiye doğalgazda yüzde 58 oranında Rusya’ya bağımlı. Ankara doğalgaz fiyatında indirim istiyor çünkü bin metreküp gaza ödenen fiyat AB’nin üzerinde. AB ülkeleri için bin metreküp gazın fiyatı 350 dolar iken, Türkiye 410 dolar ödüyor.
Oysa Türkiye, Almanya’nın ardından Gazprom’un ikinci büyük müşterisi.
Batı Hattı'ndaki gaz düştü
İndirimin yanı sıra Türkiye’ye Batı Hattı’ndan gelen gazdaki düşüş de bir diğer önemli başlık.
2013’te Rusya’dan Türkiye’ye 30 milyar metreküp doğalgaz geldi. Bunun 14 milyar metreküpü Batı Hattı’ndan, gerisi de Mavi Akım Boru Hattı’ndan Türkiye’ye ulaştı. Ukrayna’daki gelişmelerin ardından Batı Hattı’ndan gelen gaz günlük 40 milyon metreküpten 25 milyon metreküpe düştü ve bu miktar artmıyor.
Al Jazeera’ye konuşan bir sektör yetkilisine göre masadaki en önemli konu Batı Hattı’ndan gelen gaz, çünkü bu hat Marmara Bölgesi’ni besliyor ve kesinti sürerse soğuk kış günlerinde sorun yaşanabilir:
“Batı Hattı’ndaki gaz Ukrayna üzerinden geliyor. Bu, Gazprom’un batıya yolladığı doğalgazla ilgili. Batı Hattı’ndaki gazın azalması, Rusya’nın yaptırımlara karşı politik bir kararı. Bu gazın Türkiye’ye verilmesi gerek çünkü Türkiye’nin ticarı bir kontratı var, kontrat politik değil.”
İhracatta ise, yıllar içinde yön yukarı olsa da ilk sekiz ayda düşüş var. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Rusya’ya ihracat sekiz ayda yüzde 14 geriledi. Bunda zayıflayan Rus ekonomisinin etkisi büyük. Ruble yılın başından beri yüzde 30 değer kaybetti, ithalat pahalandı. ABD ve AB yaptırımları ve düşen petrol fiyatları ile de ekonomide işler pek yolunda gitmiyor. Rus Merkez Bankası önümüzdeki iki yıl boyunca büyüme beklemediklerini açıkladı.
Rus ekonomisi zayıfladı, ihracat düştü
Türkiye, Rusya’ya en çok otomotiv ve tekstil sektöründe ihracat yapıyor. Bu iki sektörde de sekiz ayda sırasıyla yüzde 29 ve yüzde 25 kayıp var.
Al Jazeera’ye konuşan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle’ye göre, Putin’in gelişinde daha fazla ihracat için mevzuat düzenlemeleri konuşulmalı. Çünkü AB ve ABD'nin Rusya'ya koyduğu ambargolar beklentinin aksine Türkiye’yi öne çıkarmadı:
“Rusya’da yaşananlar, ambargo nedeniyle Türkiye’nin avantajlı olacağını doğrulamadı. Bu seneyi bu şekilde geçiririz, belki düzenlemelerle gelecek yılı kurtarabiliriz. Rusya Dünya Ticaret Örgütü’ne üye değil, kendine özgü bir yapısı var. Yüzde 100 kontrollü bir yapısı yok. Para transferlerinde aksaklıklar var. Mevzuat kolaylaştırılmalı. Rublenin değer kaybı ardından dolara çok ciddi komisyon çıkarıyorlar. Rusya özelinde bir problem yok ama daha fazla iş için sahayı düzenlemek gerek. Bunların Putin'in gelişinde gözden geçirileceğini düşünüyorum.”
Ambargolar bekleneni vermedi
İhracatın en fazla yapıldığı otomotiv sektörü de Rusya’daki ekonomik durgunluğun etkisini yaşayan sektörlerin başında geliyor. Uludağ Otomotiv İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu’ya göre sıkıntılar firsatların önüne geçti:
“Otomotiv sektörü açısından bakıldığında ihracat düşüşündeki temel neden, Rusya otomotiv pazarında yaşanan daralma. Rusya otomobil ve hafif ticari araçlar pazarı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,7 daraldı. Bu daralma, otomotiv ihracatımıza doğrudan olumsuz yansıdı. Ülkemiz açısından bakıldığında bu kriz süreci boyunca ihracatçı firmalarımıza yeni fırsatlar doğabilir. Özellikle Rusya savunma sanayine yönelik uygulanacak ambargolar otomotiv sektörü ile iç içe geçmiş bazı kalemlerde ana ve yan sanayi firmalarımız açısından avantaj yaratabilir. Rusya Federasyonu zaten otomotiv ihracatımız açısından en önemli alternatif pazar konumundadır. Bu dönemde bunun önemi daha da artabilir. Diğer taraftan Rusya otomotiv pazarında bu yıl yaşanan daralmayı da gözardı etmemeliyiz."
Otomotiv ve tekstildeki olumsuz tabloya rağmen, Rusya’ya ihracatın üçüncü büyük kalemi olan yaş meyve sebzede ihracat arttı. Bunda Rusya’nın AB ülkelerinden yaş meyve sebze alımını durdurmasının da etkisi var. Al Jazeera’ye konuşan İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal’a göre ihracattaki artış mütevazı düzeyde:
“Ambargolar nedeniyle büyük bir zıplama olmadı. Otomotiv ve tekstilde farklı reaksiyonlar olabilir ama sebze ve meyvede işler rutininde akar. Oradaki insanlar sebze ve meyve yiyecek. İlişkiler yolunda, çok ciddi problem yok.”
"Siyaset, ekonomiyi etkilemez"
İhracattaki artışın yanı sıra son 20 yılda Türkler, Rusya’da 1500 müteahhitlik projesi gerçekleştirdi, 50 milyar dolarlık inşaata imza attı. Ruslar da Türkiye ile Akkuyu’da yapılacak 22 milyar dolarlık nükleer santral projesi için el sıkıştı. Henüz inşaat başlamadı, santralin 2020'de devreye girmesi ve Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 6'sını karşılaması planlanıyor. Rusya’nın Türk turizmine de katkısı büyük. Rusya, ziyaretçi sayısı bakımından 4,2 milyon turistle Almanya’dan sonra ikinci sırada.
USAK Rusya ve Avrasya Uzmanı Kerim Has’a göre Türkiye ve Rusya arasında siyasi açıdan farklılıklar yaşansa da bu ekonomik ilişkileri etkilemeyecek:
“2000’li yıllarda sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde siyasetin ekonomiye zarar vermesine izin verilmeyen bir anlayış oluştu. Türkiye ve Rusya ilişkileri için de ekonomi ve siyaset ayrı ele alınıyor, eğer bir işbirliği imkanı varsa bu değerlendiriliyor. Siyasi sorunlar ekonomik ilişkilere yansımıyor. Türkiye’nin bölgesinde en az sorun yaşadığı ülke Rusya”