Psikolog Şule Sarıaydın, Türkiye’de halkın yüzde 83,8'inin evinde internet kullandığını belirterek bu durumunun sosyal medyaya olan bağımlılığı da tetiklediğini söyledi. Teknolojinin hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu fakat kontrollü kullanılmadığında sorunlar da ortaya çıkarttığını belirten Psikolog Şule Sarıaydın, "2018 yılı TÜİK ‘Hane Halkı Bilim Teknolojileri Kullanım Araştırmaları’ sonuçlarına göre 2018 yılı Nisan ayında hanelerin yüzde 83,8’i evden internet erişim imkanına sahip oldu. Bununla birlikte aktif sosyal medya kullanımı da artmıştır. Teknolojinin bu denli yoğun kullanımı beraberinde bağımlılık sorularını akla getirmektedir. Bağımlılık bireyin devamlı olarak kullandığı bir nesne veya eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve yaşam kalitesinin düşmesidir” dedi. Sosyal medya bağımlılığının 'panik atak’ hastalığının oluşmasına zemin hazırladığını kaydeden Sarıaydın, "Sosyal medya bağımlılığı, kimine göre çok cazip yanlarına karşın kişinin özel ve sosyal hayatında çeşitli bozulmalara ve sorunlara neden olabiliyor. Örneğin kişi sosyal medyada o kadar çok vakit harcar hale geliyor ki, gün içinde yapması gereken işleri ihmal etmesine ya da eksik yapmasına neden oluyor.Bu da iş hayatında veya günlük hayatında aksamalara neden oluyor. Bağımlılık kişinin gerçek ilişkilerinde bozulmalara sebebiyet verdiği gibi iletişimde de başarısızlıklar olduğu görülmektedir. Öte yandan bu süreçte psikolojik sorunlar da meydana gelebiliyor. Ayrıca teknoloji ile çok fazla vakit geçirmek, kişinin vücudunda bir takım dengesizlikler oluşturarak kaygı bozuklukları özellikle de panik atak için uygun bir zemin oluşturabiliyor. Ayrıca dikkat ve algıda bozulmalara da neden olabiliyor" ifadelerini kullandı. "Günümüzde sıklıkla rastlanan bağımlılıklardan birisi sosyal medya bağımlılığıdır. Peki, sosyal medya bağımlısı olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz?” diyen psikolog Sarıaydın, şu cevapları sıraladı: "Sosyal medya ile geçirilen zamanın giderek size yetmemesi, sosyal medyadan uzak kaldığınızda huzursuzluk, uykusuzluk, öfke gibi yoksunluk, canınız sıkılınca aklınıza gelen ilk seçenekse, günlük hayatınızda önceliklerinizi değiştiriyorsa, günlük hayatınızı ve sorumluluklarınızı aksatmanıza sebep oluyorsa, takip ettiğiniz kişilerin gerçek yaşamları değil de paylaşımları sizin için daha önemli hale gelmişse, gerçek arkadaşlıkların yerini sanal arkadaşlıklar ve takipçiler alıyorsa, sürekli bir şeyler paylaşma ihtiyacı duyuyorsanız sosyal medya bağımlısı olduğunuzdan söz edilebilir.” Bağımlılığın başlamadan önlenmesinin mümkün olduğunu kaydeden Sarıaydın, "Birey bağımlılık seviyesine basamak basamak ilerleyerek gelir. Bu yüzden doğru kararların verilmesi ile bağımlılık başlamandan önlenmesi mümkündür. Birey bağımlılık seviyesine gelmek üzere veya geldiyse ne yapması gerektir? Neler yapılabilir? sorularına ise şu cevaplar verilebilir, 'Merak duygunuza siz hükmedin başkaları değil. Çünkü diğer insanların hayatlarına müdahil olmak bireyselliğinize zarar verir. Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin. Günümüzde sosyal medya; araştırma aracı olarak görülse de, pek çok bilgi yüzeysel ve genel geçer bilgilerden oluşabiliyor. Oysaki bilgi toplamak için okumaya, gözlem yapmaya çalışın. Bugün arkadaşlıklar, aile ilişkileri bile neredeyse sosyal ağlar üzerinden devam ettiriliyor. Halbuki yüz yüze etkileşimin yerini sanal araçlar alamaz. Zaman zaman sevdiğiniz insanlara vakit ayırıp yüz yüze görüşün. Sosyal medya bildirimlerinin sessiz moda alın.Telefonda ana ekranda sosyal medya bildirimlerinin görünürlüğünü kapatın. Gün içerisinde sosyal medyaya bakma zamanını belirleyin. Bu günde 30 dakikayı geçmemeli. Öğle 15 dakika, gece 15 dakika olabilir. Ve süre dolduğunda mutlaka kapatın. Birileriyle iletişimi yazılı olarak değil, sözel olarak yapın. Yani birisiyle konuşmanız gereken bir şey varsa telefon açın ya da yüz yüze görüşün. Spor, kitap okumak gibi beğeneceğiniz aktivitelere zaman ayırın. Bunlara rağmen çözüm bulamadıysanız, psikiyatr ya da bir klinik psikologdan yardım alın.' Her internet, sosyal medya kullanımı aslında bir bağımlılık değildir ve teknolojinin sadece kötü yanlarını ele almamalıyız. Teknolojiyi 'nasıl kendimize yarar sağlayacak şekilde kullanabiliriz’ sorusunu cevapladığımızda hayatımızı kolaylaştırmasını sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.