Profesörler sürgüne isyan etti
Abone olDPÜ'de neler oluyor? 5 profesör sürüldü. Soluğu YÖK ve savcılıkta aldılar.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) öğretim üyesi 2 profesör,
Rektör Prof. Dr. Güner Önce hakkında ''görevini kötüye kullandığı''
iddiasıyla İl Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda
bulundu.
Yine aynı iddiayla 3 profesörün de Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
ile YÖK'e başvurdu. Üniversite yönetiminin aldığı karar
doğrultusunda DPÜ'de görev yapan öğretim üyelerinden Eğitim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yamık hakkında iki soruşturma,
Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar hakkında bir soruşturma
açıldı.
Rektör seçiminde aday olan eski Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Göktay Ediz Emet ilçesindeki meslek yüksekokuluna, Eski Fen
Edebiyat Fakültesi Dekanı ve eski Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof.
Dr. Hayri Dayıoğlu Altıntaş ilçesindeki meslek yüksekokuluna, Prof.
Dr. Hüseyin Mısırdalı da Gediz ilçesindeki meslek yüksekokuluna
görevlendirildi.
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yamık, yaptığı açıklamada,
kendisi hakkında rektörlük tarafından açılan soruşturmaların
mesnetsiz ve hiçbir dayanağı olmadığını ifade ederek açılan ilk
soruşmada suçsuz olduğunun anlaşıldığını söyledi.
İlk soruşturmanın sonuçlanmasının ardından yeni bir soruşturma ile
karşı karşıya kaldığını savunan Prof. Dr. Yamık, şöyle konuştu:
''Hiçbir dayanağı olmayan nedenlerden dolayı hakkımda soruşturmalar
açıldı. Sanırım bu açılan soruşturmaların altında dekanlık
görevimden istifa etmemem yatıyor. Bunların hepsi bir yıldırma
politikasıdır. Rektör Prof. Dr. Güner Önce yaptığı uygulamayla
görevini kötüye kullanmıştır.
Ben de hakkımı hukuki zeminde aramak için Rektör Prof. Dr. Önce
hakkında İl Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundum.''
Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar da hakkında mesnetsiz
iddialarla soruşturma açılarak mağdur edildiğini ileri sürerek,
Rektör Prof. Dr. Önce hakkında ''görevi kötüye kullandığı''
iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu
bildirdi.
ESKİŞEHİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE BAŞVURDULAR
''Hukuki ve akademik olmayan şekillerde ilçelere görevlendirme adı
altında sürgüne tabi tutulduklarını'' öne süren, rektör
adaylarından eski Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Göktay
Ediz, eski Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve eski Sağlık Yüksekokulu
Müdürü Prof. Dr. Hayri Dayıoğlu ve Prof. Dr. Hüseyin Mısırdalı'nın
da yürütmenin durdurulması için Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi'ne
başvurduğu bildirildi.
Eski Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Göktay Ediz, şubat
ayında yapılan rektör seçimlerinde aday olduğunu anımsatarak hukuki
ve akademik olmayan şekilde yapılan görevlendirmenin aday
olmasından kaynaklanmış olabileceğini savundu. Haklarını hukuki
zeminde arayacaklarını belirten Prof. Dr. Ediz, ''ilçelere uyduruk
gerekçelerle görevlendirilen diğer profesör arkadaşlarımız yardımcı
doçent olan müdürlerinin altında görev yapacaklar. Güz dönemi ders
görevlendirmeleri yapılan hocalarımızın dersleri bile ellerinden
alındı.
Bu bir görevi kötüye kullanmadır ve durumu YÖK'e de bildirdik.
Sanırım hepimizin başına gelen olayın nedeni rektörlük seçimlerinde
muhalif olmamız'' dedi. Prof. Dr. Hüseyin Mısırdalı da 39 yıllık
öğretim üyesi olduğunu bu uygulamanın kendisini çok incittiğini
ifade etti.
''SEÇİMLERLE ALAKASI YOK''
DPÜ Rektörü Prof. Dr. Güner Önce ise profesörlerin bazı ilçelerdeki
meslek yüksekokullarına görevlendirilmelerinin ''ihtiyaç
doğrultusunda olağan ve yasal'' olduğunu söyledi. Meslek
yüksekokullarında profesörlerin açılacak bölümlerle ilgili
fizibilite çalışmaları için 1 yıl süre ile geçici olarak
görevlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Önce, ''bu
görevlendirmeler sürgün niteliği taşımıyor. Görev misyonu gereği,
profesörlerimiz bu görevden kaçmamalıdır.
Üniversitenin daha da gelişmesi için çalışmalar yapıyoruz.
Görevlendirmelerin kesinlikle rektörlük seçimleriyle alakası
yoktur'' diye konuştu. Prof. Dr. Önce, hakkında Cumhuriyet
Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusuyle ilgili olarak da sadece
iddialar üzerine 2 profesör hakkında soruşturma açıldığını ifade
ederek suç duyurusunda bulunmalarının hukuki hakları olduğunu,
ancak yapılan davranışın etik olmadığını sözlerine ekledi.