Prof. Onan çok Baskın çıktı!
Abone olProf. Dr. Baskın Oran... Türkiye O’nu, tartışma yaratan kitapları, yazıları ile tanıdı. Son olarak Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu'nda yaptığı kurnazlıkla gündeme ge
Prof. Dr. Baskın Oran... Türkiye O’nu, tartışma yaratan
kitapları, yazıları ve son olarak da Başbakanlık İnsan Hakları
Danışma Kurulu (İHDK) Üyesi olarak Çalışma Grubu’yla birlikte
kaleme aldığı ‘Azınlıklar Raporu’ ile tanıdı. Kamuoyunda büyük
tepki yaratan ve Ankara’yı karıştıran raporu hazırlayan grubun
başındaki isim Prof. Oran’a, sadece sivil toplum örgütlerinden ve
siyasilerden değil, aynı kurulda görev yaptığı üyelerden de tepki
geldi. 78 üyeli kurulda, 35 kişinin katıldığı bir toplantıda
değerlendirilen ve 24 üyenin onay verdiği rapordaki ifadelerin,
Prof. Oran’ın daha önce yazdığı yazılar ve Türkiye Ekonomik ve
Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Yayınları’ndan çıkan “Türkiye’de
Azınlıklar: Kavramlar, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat, Uygulama” adlı
kitaptaki ifadelerle aynı olması tartışma yarattı. Bu durum, ‘rapor
kurulun mu, yoksa Prof. Dr. Baskın Oran’ın mı?” sorularının
sorulmasına neden oldu. Rapor, kitabın özeti Raporun, kitabın özeti
gibi algılanmasına neden olan ifadeler. Prof. Oran’ın hazırladığı
“Türkiye’de Azınlıklar: Kavramlar, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat,
Uygulama” adlı kitapta şöyle yer alıyor: “Devletin dili kavramı
demokrasiye ve hatta doğaya aykırıdır. Bir devletin ancak ‘resmî
dili’ olur ve onun yanı sıra o devletteki insanlar, resmi dil
dahil, çeşitli diller konuşurlar ve yazarlar. ‘Milletin bölünmez
bütünlüğü’nü dil bağlamında korumak istemenin, bir devletteki
demokrasiyi nasıl sakatlayabileceği konusundaki en sağlam örnek,
herhalde, 12 Eylül yönetimi tarafından 1983’te çıkarılmış 2932
sayılı yasadır.” Olay yaratan raporda ise bu konuda şöyle
deniliyor: “Türkiye’de azınlıkları ve dolayısıyla kültürel hakları
ilgilendiren mevzuat, ülkedeki azınlık kavramı ve haklarından daha
kısıtlayıcı durumdadır. Bunun temel kaynağı Anayasa’nın 3.
maddesidir: ‘Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir
bütündür. Dili Türkçe’dir.’ Devletin bölünmez bütünlüğü tüm dünyada
tartışılmazdır. Fakat ‘milletin bölünmez bütünlüğü’ kavramı bizlere
doğal gelivermekle birlikte, bir Batılı’ya son derece terstir.
Çünkü bu terimi kullanmak milletin tek parça olduğunu söylemektir
ki, milleti oluşturan çeşitli alt kimliklerin inkarı anlamına
gelir.” Prof. Dr. Oran’ın hazırladığı kitapta Sevr paranoyası
konusunda da şöyle deniliyor: “Sevr Antlaşması’nın imparatorluğu
parçalamasının toplumda o zaman yarattığı psikolojik etkiler bugün
de sürmektedir, hatta artmıştır. Çünkü 1970’lerde Kıbrıs sorununun
yanı sıra başlayan ASALA terörü, Ermeniler’in, 1980’lerde başlayıp
1990’ların sonuna kadar 30 bin kişinin ölümüne yol açan PKK terör
eylemleri de Kürtler’in Türkiye’den toprak koparacağı ve böylece
Sevr’in sonuçsuz kalan parçalamasının tamamlanacağı endişesini
yaratmıştır. Kuzey Irak’ta 1991’de ABD’nin kurduğu Güvenli Bölge
içindeki Iraklı Kürt örgütlenmesi de ayrı bir korku kaynağı
olmuştur. Bu eylemlerin Batı ülkeleri ve kamuoyları tarafından
sempatiyle karşılanması ise, Türkiye’nin müttefiklerinin de bu
parçalanmayı destekledikleri izlenimini vererek tabloyu tamamlamış,
bu sendromu bir paranoyaya dönüştürmüştür.” Raporda ise konuyla
ilgili bölümde, “Türkiye’nin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya
olduğu hususunda bir ‘Sevr sendromu’nun yaşandığı bilinmektedir.
Böyle bir havanın bugün de ileri sürülmesi ve bir ‘paranoya’ haline
gelmiş olması rahatsız edicidir” ifadesi yer alıyor. Onaylanmadan
kitap oldu Olayın bir başka tartışmalı yönü de Çalışma Grubu
tarafından hazırlandığı belirtilen rapordaki ifadelerin daha
onaylanmadan Prof. Dr. Oran’ın kitabında yer bulması. Çalışma Grubu
üyeleri bu raporu Temmuz 2003 toplantısında imzalarken, Haziran
2004 toplantısında güncellemişti. Ancak rapor, İnsan Hakları
Danışma Kurulu’nca onaylanmadan Prof. Dr. Oran’ın imzasıyla TESEV
yayınlarından Temmuz 2004’te kitap olarak çıkmış oldu. n Tercüman /
ANKARA Görevden iki kez alındı İZMİR’DE 1945’te doğan Prof. Dr.
Baskın Oran, Saint Joseph ve İzmir Atatürk Lisesi’nden sonra
1968’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (SBF) bitiren bir isim.
Ancak, Prof. Oran, daha o yıllarda yazdığı yazılarla ‘sakıncalı’
görülen akademisyenlerden biri olarak dikkat çekti. SBF’de
Uluslararası İlişkiler asistanı olarak 1974’te doktorasını
tamamlayan Prof. Oran, milliyetçilik, Türk dış politikası ve
azınlıklar konusunda kaleme aldığı yazılarıyla 1982’de YÖK
kararıyla, 1983’te de 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu gereğince
görevinden uzaklaştırıldı. 1990’da Danıştay kararıyla tekrar SBF’ye
dönen Prof. Dr. Baskın Oran, Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği Kara
Afrika Modeli, Türk Yunan İlişkilerinde Batı Trakya Sorunu, Atatürk
Milliyetçiliği Resmi İdeoloji Dışı Bir İnceleme, Devlet Devlete
Karşı gibi eserleriyle de eleştiri alan bir akademisyen. İnsan
Hakları Danışma Kurulu’nun kurulmasıyla siyasiler ve sivil toplum
örgütü temsilcileriyle birlikte bu kurulda yer bulan Prof. Dr.
Baskın Oran, kurul bünyesinde oluşturulan Azınlık Hakları ve
Kültürel Haklar Çalışma Grubu’nun başında yer aldı. Kaynak: Halka
ve Olaylara Tercüman