Prof. Dr. İsmail Balık: Türkiye'nin Sputnik V'yi üretmesi dışa bağımlılığın azalması açısından önem taşıyor
Abone olANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Türkiye'de Sputnik V aşısının üretilmesinin dışa bağımlılığı azaltacağını söyledi. Balık, "Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşma, aşının dolum şeklinde üretilmesine yönelik değil. Aşı, Türkiye'de sıfırdan üretilecek" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Türkiye'nin Rusya'dan 6 ay
içinde 50 milyon doz Sputnik V aşısı almak için anlaşma
imzaladığını, üretimin Türkiye'de yapılacağını ve bu aşının
Türkiye'de kullanımı için acil onay verildiğini duyurması gözleri
Sputnik V aşısına çevirdi.
Gamaleya Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) tarafından fonlanan bir aşı olan Sputnik V, adını 1957 yılında uzaya fırlatılan ilk Sovyet uzay aracından aldı.
Türkiye, Sputnik V aşısına kullanım onayı veren 63. ülke olurken; diğer ülkeler arasında Hindistan, Meksika, İran, Gana, Sri Lanka, Sırbistan ve Filistin yer alıyor.
"Vatandaşlarımız bir tereddüt yaşamasın"
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Sputnik V aşısının
etkinliği, olası yan etkileri ve avantajları hakkında açıklamalarda
bulundu.
Sputnik V'nin yeni jenerasyon özelliği taşıyan viral vektör bir aşı olduğunu anlatan Balık, "AstraZeneca ve Johnson and Johnson aşıları gibi bir viral vektör aşı. Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) spike proteini adenovirüslere yükleniyor ve bu protein insan vücuduna taşınıyor. Bu şekilde bağışıklık sistemi spike proteine karşı antikor geliştiriyor ve korunma sağlıyor. Yani taşıyıcı olarak vücutta etkisi olmayacak başka bir virüs kullanılıyor. Kovid-19'un bağışıklık oluşturacak spike proteinleri adenovirüs yoluyla vücuda veriliyor" dedi.
Aşının Faz 3 çalışma sonuçlarının geçen şubat ayında Tıp Dergisi Lancet'te makale olarak yayımlandığını dile getiren Balık, bu çalışmada etkinliğin yüzde 91,6 olarak açıklandığını söyledi.
Aşıyı geliştiren ekibin lideri Denis Logunov'un her iki dozu da alan kişilerde aşının etkinlik oranının yüzde 97,6 olarak tespit edildiğini duyurduğunu aktaran Balık, hem Faz 3 sonuçları hem de saha çalışmalarının aşının etkin olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Balık, ilk başlarda Batı ülkelerinin söz konusu aşıya kuşkuyla yaklaştığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Rusya'nın yeterli bilgilendirme yapmadığı ifade edildi. Sputnik V, AstraZeneca aşısına benzer bir aşı, son derece de iyi bir aşı. Dünyada en yaygın kullanılan 3-4 aşıdan biri. Sputnik V, dünyada 62 ülkede ruhsatlı. Ruhsatlı olduğu ülkelerde çok yaygın kullanıldığı halde bugüne kadar hiçbir ülkeden bu aşıyla ilgili bir sorun açıklanmadı. Dolayısıyla ülkemizde uygulamaya girdiğinde bu aşıyı yaptıracak olan vatandaşlarımız bir tereddüt asla yaşamasın. Şu ana kadar ülkemizde kullanılan ve kullanılacak olan bu aşı son derece güvenli ve etkili aşılardır. Hangi aşı gelirse gelsin, sırası gelen vatandaşımız geciktirmeden aşısını olsun."
"Cilt tahrişi, baş ağrısı ve yorgunluk dışında hiçbir yan etki yok"
Balık, inaktif aşılara benzer yan etki gösteren Sputnik V'nin BioNTech gibi mRNA aşılarına göre biraz daha düşük yan etkileri bulunduğunu söyledi.
Prof. Dr. Balık, Rusya Federal Sağlık Denetleme Ajansı Roszdravnadzor tarafından aşılama sonrasında şimdiye kadar aşı yapılan cilt bölgesinde kızarıklık, şişlik, baş ağrısı ve yorgunluk dışında hiçbir yan etkinin görülmediği yönünde açıklama yapıldığını dile getirdi.
"Sputnik V aşısı 2-8 derecede saklanabiliyor"
Sputnik V aşısının da kullanımda olan diğer aşılar gibi 2 doz olarak yapıldığını aktaran Balık, "Ancak diğer vektör aşılarından farklı olarak daha güçlü bir bağışıklık sağlamak amacıyla ikinci dozda farklı adenovirüsler kullanılıyor" bilgisini verdi.
Prof. Dr. Balık, BioNTech aşısının eksi 70 derecede saklanması gerektiği için taşınmasında ve uygulanmasında lojistik problemler yaşanabildiğine işaret ederek Sputnik V ile Sinovac aşılarının 2-8 derecede saklanabildiğini söyledi.
Uygulanan Kovid-19 aşıları arasında etkinlik açısından karşılaştırma yapılamayacağını belirten Balık, aşıların birbirleriyle karşılaştırıldığı etkinlik çalışmalarının henüz bulunmadığını belirtti.
Balık, "Bu nedenle kesin olarak 'biri daha iyi' demek doğru olmaz ama kendi tecrübelerimize ve dünyadaki verilere dayanarak bağışıklığı zayıf olan kişilerde mRNA aşılarının daha iyi yanıt verdiğini görüyoruz" dedi.
"Aşının Türkiye'de üretilecek olması çok önemli"
Rusya ve Türkiye arasında yapılan anlaşma ile aşının Türkiye'de üretilecek olmasının çok büyük önem taşıdığının altını çizen Balık, şunları kaydetti:
"Rusların Sputnik aşısı Brezilya'da, Endonezya'da, Meksika ve Türkiye'de üretilecek. Genellikle firmalar dolum sözleşmesi yapıyor. Ancak Türkiye ile Rusya arasında yapılan anlaşma, aşının dolum şeklinde üretilmesi şeklinde değil. Aşı, Türkiye'de sıfırdan üretilecek. Dolayısıyla bizim hem ilaç sanayimize hem de bilim insanlarımıza büyük ölçekli milyarlarca doz aşıyı üretebilme yetisini de kazandıracağı için çok değerli. Çünkü bu aşıyı üretiyor olmak başka aşılar için de elimizi güçlendirecek bir bilgi kazandıracak. Kovid-19 salgını aşı üretiminin ne kadar stratejik olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir ülke aşı üretemiyorsa, aşı tedarikinde sıkıntılar yaşayabilir demektir."
Balık, Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bu ay içinde Rusya'dan bir miktar hazır aşı alınacağı, üretimin ise sonbahara doğru başlayacağını ifade ederek, "Yerli aşımızın yanı sıra Sputnik aşısını da üretmeye başlamamız dışa bağımlılığımızın azalması açısından önemli" ifadesini kullandı.
Sputnik V aşısının yeni jenerasyon aşılardan olduğu için her yerde üretilebilecek aşı türlerinden olmadığının, en ileri teknoloji gerektirdiğinin altını çizen Balık, Türkiye'deki fabrikalardan birinin altyapısının buna uygun olduğunu ve bu nedenle aşının güvenli şekilde üretilebileceğini bildirdi.