Prof. Dr. Hakan Oğuztürk’ten ‘Mu’ varyantı açıklaması: Pandeminin baskın varyantı hala Delta
Abone olANKARA Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, son günlerde çok konuşulan Mu varyantı hakkında yaptı. Oğuztürk "Bu varyant virüs 9 aydır dünyada ve 40’ın üzerinde bir ülkede etkinlik oluşturdu. Ama şuan küresel bir pandeminin baskın varyantı olarak biz hala Delta varyantını görmekteyiz" dedi.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof.
Dr. Hakan Oğuztürk, Güney Amerika’da ortaya çıkan ve daha sonra
40’tan fazla ülkede görülen Mu varyantının şuan için dikkat
edilmesi gereken ama endişe duyulmaması gereken bir varyant
olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Oğuztürk, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, ayrıca şuan dünya genelinde aktif ve baskın olan varyantın Delta olduğunu, yaklaşık 9 ay önce görülen Mu varyantının baskın bir hale dönüşmediğini kaydetti. Oğuztürk, ayrıca aşılamanın önemine vurgu yaparken, şuan dünya üzerinde kullanımda olan aşıların, görülen tüm varyantlara karşı etkili olduğunu söyledi.
“Netice itibarıyla şuan hem Güney Amerika ülkelerinde
hem de Avrupa’da bir şekilde hastalık oluşturmaya başlamış
durumda”
Mu varyantı ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hakan
Oğuztürk, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından yaklaşık 2 gün önce Mu
varyantı adında yeni bir varyant virüs bildirimi yapıldı. Aslında
bu virüs ilk defa Ocak 2021 tarihinde Kolombiya’da saptanıyor ve
daha sonra Güney Amerika’nın birçok ülkesinde bu varyantın
görüldüğü ifade ediliyor. Kesin olan şu ki 40’ın üzerinde belki de
daha fazla ülkede şuan bu virüs dolaşmaya devam ediyor. Netice
itibarıyla şuan hem Güney Amerika ülkelerinde hem de Avrupa’nın
İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya gibi ülkelerinde bir şekilde
hastalık oluşturmaya başlamış durumda” ifadelerini kullandı.
“Mu varyantı henüz endişe verici grupta olmasa bile
ilgilenilmesi ve dikkat edilmesi gereken grubun beşinci elemanı
olarak açıklandı”
Mu varyantı ile ilgili açıklamanın yakın bir dönemde DSÖ’den
geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Oğuztürk, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
‘endişe verici grup’ ve ‘ilgilenilmesi gereken grup’ diye varyant
virüsler ile ilgili iki kategori oluşturulmuş bir süreci aktive
etmişti.
Bu anlamda ‘Mu’ varyantı henüz endişe verici grupta olmasa bile ilgilenilmesi ve dikkat edilmesi gereken grubun beşinci elemanı olarak açıklandı.
Netice itibarıyla Mu varyantı bizim dikkat etmemiz gereken bir
virüs, ancak şuan itibariyle benim şahsi kanaatimce endişe verici
virüsler arasında olmaması nedeniyle çok da endişelenecek bir zaman
diliminde olmadığımızı söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.
Semptomları neler?
Mu varyantının, yeni bir semptom veya belirti ile gündeme gelmediğini belirten Prof. Dr. Oğuztürk, “Mu varyantı yapılan az sayıdaki çalışmaların sonuçlarına göre çok farklı şikayetler ve semptomlar oluşturmadığı şeklinde açıklamalar var. Mu varyantında da yine diğer varyant virüslerde olduğu gibi ateş yüksekliği, öksürük nöbetler, koku ve tat alma süreçlerinde bozukluklardan bahsediliyor. Yani şunu net olarak söyleyebiliriz ki Mu varyantında da belli klinik belirtiler ve semptomlar var ama kesinlikle yeni bir virüsün farklı bir şikayetleri şeklinde ortaya çıkmamış durumda” diye konuştu.
“Kesin olan şu ki bu varyant virüs 9 aydır dünyada ve
40’ın üzerinde bir ülkede etkinlik oluşturdu”
Bazı görüşlerin belirttiği, ‘dünyada baskın varyant Mu olabilir’
şeklindeki açıklamalara da değinen Oğuztürk, “Kesin olan şu ki bu
varyant virüs 9 aydır dünyada ve 40’ın üzerinde bir ülkede etkinlik
oluşturdu. Ama şuan küresel bir pandeminin baskın varyantı olarak
biz hala Delta varyantını görmekteyiz. Eğer bu virüs de
bahsedildiği gibi çok bulaştırıcılık özelliği olan bir varyant
olsaydı, 9 aydır Delta’nın da baskın olduğu durumu iptal edip
kendinin baskın hale gelebileceği bir süreç izlettirebilirdi. Bu
anlamda zaten DSÖ’de ‘incelenmesi gereken, ama endişe verici
varyantlar arasında değil’ diye açıklama yapmış durumda. Ben Mu
varyantının, Delta varyantından bulaştırıcılık anlamında az olmasa
bile çok da fazla bir etkinliği olacağını düşünmüyorum” dedi.
“Şuan ki aşılarımızın tamamı bu virüs varyantlara karşı
etkisiz değil ve etkinlik devam ediyor”
Mu varyantının da diğer varyantlar gibi aşılara karşı güçsüz
olduğunu belirten Oğuztürk, aşılamanın önemine dikkat çekerek,
“Virüsler bulaştırıcılık ve öldürücülük şiddetleri arasında
gelgitleri yaşayabilecek bir süreç izlemekteler. Koronavirüsler ile
ilgili de bulaştırıcılık hızının artması şeklinde; virüsün zarar
verici etkisinin azalması ama bulaştırıcılık etkinliğinin artması
şeklinde bir süreç izlenmekte. Tabi ki varyantların hepsi şuan
mevcut olan aşılardan etkilenebilecek durumda. Mu varyantı ile
ilgili de şuan itibarıyla bazı gen dizilimlerinin farklı olduğu,
bazı gen değişikliklerinin ise diğer varyantlar ile benzerlik
oluşturabildiği ifade ediliyor. Az sayıdaki yayında da kaçış
olabileceği, yani koronavirüse karşı geliştirmiş olduğumuz
bağışıklık mekanizmalarından kaçış gösterebileceği şeklinde veriler
var ama net değil. Bu anlamda şuan ki aşılarımızın tamamı bu virüs
varyantlara karşı etkisiz değil ve etkinlik devam ediyor” diye
konuştu.
“Şuana kadar bir kaçış varyantı oluşmuş
değil”
Bu tür virüslerin, ‘kaçış varyantı’ oluşturabileceğinin altını
çizen Oğuztürk, Kaçış varyantı dediğimiz bir durum var. Virüslerde
arzu edilmeyen, gerçekleşmesi istenilmeyen bir durumdur bu. Şuana
kadar öyle bir kaçış varyantı oluşmuş değil. Kaçış varyantı nedir?
Mevcut tedavilerin ve aşıların hepsinden kaçış gösterip kesinlikle
çözümsüz bir süreç izleyebilen varyant virüs denmektedir. Biz henüz
kaçış varyantı ile karşılaşmadık. Ama kaçış varyantının karşımıza
çıkma ihtimali olabilir. Netice itibarıyla aşı konusunda dünya
küresel anlamda bir başarı elde etmiş durumda kaçış varyantı olsa
dahi 6-8 hafta içerisinde ona adaptif durumda yeni aşılar
üretilebilecektir” açıklamasında bulundu.