Prim borçları uzatıldı
Abone olBaşbakan Erdoğan SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yapılandırılmasında sürenin uzatıldığını duyurdu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, SSK ve
Bağ-Kur borçlarının yeniden yapılandırılması için bugün dolan
başvuru süresinin 30 Hazirana kadar uzatıldığını söyledi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, SSK
ve Bağ-Kur borçlarının yeniden yapılandırılması için 2 ay önce
başlatılan uygulamaya, SSK'dan 215 bin başvuru kabul edildiğini, bu
çerçevede 2.2 milyar YTL borcun yapılandırıldığını söyledi.
Bağ-Kur'dan ise 612 bin başvurunun kabul edildiğini ve bu çerçevede
5.3 milyar YTL borcun yapılandırıldığını kaydeden Erdoğan, ''İki
kurumda toplam kabul edilen başvuru sayısı 827 bindir. 2 ay içinde
yapılandırılan borç miktarı ise 7.5 milyar YTL'dir'' dedi.
Erdoğan, yapılandırılan borçlardan toplam tahsilatın 1 milyar 150
milyon YTL olduğunu söyledi. Yapılandırmadaki başvuru
süresinin yarın sona erdiğini anımsatan Erdoğan,
''Vatandaşlarımızdan borç yapılandırılmasının son günlerinde gelen
yoğun talepler ve tarım sigortalılarımızın bu imkandan daha çok
faydalanabilmesi, yararlanması amacıyla borç yapılandırılması 30
Haziran'a kadar, yani bir ay daha uzatılmıştır'' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin içerde artan gücünün, yurtdışında da itibarını
artırdığını belirterek, ''komşu ülkelerle siyasi, ekonomik,
diplomatik her alanda artan ilişkilerimizde dört misli bir iyileşme
olduğu için ihracatımız, 3 milyar dolardan 12 milyar dolara
çıkmıştır'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin, içerde güçlendikçe dışarıda da gücünün her alanda
hissedildiğini söyledi. Hükümeti kurdukları günden itibaren
iddialarının da bu olduğunu ifade eden Erdoğan, ''(içerde gücümüzü
toplarsak, dışarıda da güçlü oluruz) demiştim. İktidara geldiğimiz
günden bu yana izlediğimiz siyaset, başlangıçtaki öngörülerimizi,
siyasetimizin bu noktadaki isabetini doğrulamıştır'' diye
konuştu.
Türkiye'nin içerde artan gücünün yurtdışında itibarını artırdığını,
artırmaya devam ettiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
''AB istikametindeki kararlı yürüyüşümüz nasıl sonuç verdiyse ve
aşılmaz görülen eşikler nasıl aşıldıysa, komşu devletlerle
ilişkilerimizin gelişmesi, bölgesel ittifaklarda etkimizin artması
da içerdeki siyasi ve ekonomik istikrarımızla doğrudan ilgilidir.
Bütün siyasi, diplomatik başarıları ve kazanımları ekonomik
göstergelerle anlatmak, kuşkusuz eksik ve yanlış bir yaklaşım
olacaktır. Ekonominin, diplomasiye paralel gittiği gününüzde
kazanımlarımızın neler olduğunu ekonomiye bakarak
anlatabiliriz.
Bu dönemde, siyasi itibarımız, iki katına çıktığı için ihracatımız
da aynı şekilde iki kat artmış ve 36 milyar dolar olan ihracatımız,
2005 sonu itibarıyla 73.4 milyar dolara çıkmıştır. Komşu ülkelerle
siyasi, ekonomik, diplomatik her alanda artan ilişkilerimizde dört
misli bir iyileşme olduğu için ihracatımız, 3 milyar dolardan 12
milyar dolara çıkmıştır. Bu yaklaşımla ülkeden ülkeye, zirveden
zirveye koşuyoruz. Bu yaklaşımımız yüzünden, izlediğimiz bu yol
haritası sebebiyle artık ülkeden ülkeye değil, öyle anlar oluyor ki
kıtadan kıtaya koşmak durumunda kalıyoruz.''
ENDONEZYA İLE DAYANIŞMA
Erdoğan, Mayıs ayında yaptığı yurtdışı ziyaretleri hatırlatırken,
Endonezya'da yaşanan depremden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Depremde 5 bin fazla insanın öldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Tüm
Endonezyalı kardeşlerimize başsağlığı, ölenlere Allah'tan rahmet
diliyoruz. Bundan önceki hassasiyetlerimiz bu hadisede de gerek
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak gerek Türk Milleti olarak gerek
Kızılay olarak, çeşitli sivil toplum örgütleri olarak aynen devam
edecek. Tün Endonezyalı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ifade
etmek isterim'' diye konuştu.
ZİYARETLER
İç ve dış politikada izledikleri siyasetteki paralelliğe dikkati
çeken Erdoğan, ''Türkiye'nin imkanlarını, potansiyelini, dışarıdaki
itibarını görmek istemeyen, siyaseti sadece içerdeki dar mindere,
sığ sulara, çatışma alanlarına çekmek isteyenler için anlatıyorum
bunları'' dedi. Türkiye'nin rekabet ettiği ülkelerin gerisinde
kalmaması için ''koştuklarını'' anlatan Erdoğan, bu çerçevede 12
Haziran'da Hırvatistan, 13-14 Haziran'da Makedonya, 28 Haziran'da
da Strazburg'a gideceğini söyledi. Yaptığı resmi ziyaretlerin
hepsinin ''geri dönüşü olan ziyaretler'' olduğunu kaydeden Erdoğan,
Haziran ayında da çeşitli ülkelerin yöneticilerinin
Türkiye'yi ziyaret edeceklerini bildirdi.
''ZİNCİRLERİ KIRMAK''
Programları, yürüyüşleri ve koşularının devam ettiğini belirten
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bundan sonra da devam edecek. AK Parti olarak iktidara gelirken
'her şey Türkiye için' demiştik. Kastımız, muradımız işte budur.
Türkiye'nin ufkunu açmak, zincirlerini kırmak, dünya ile
ilişkilerini sağlam temeller üzerine oturtmak... Derdimiz
bu... Semeresini de refah olarak, ticaret olarak kalkınma olarak,
yatırım olarak almak. İzlediğimiz siyasetin nasıl bir bütün
oluşturduğunu, iç ve dış politikalarımızın hangi vizyona
dayandığını işte bunlar ortaya koyuyor.
Biz gelene kadar küresel sermayenin 1 milyar doları aşmadığı bir
Türkiye vardı. Ama şimdi 2005 sonu itibarıyla 9.7 milyar dolara
çıkan bir küresel sermaye var Türkiye'de. Bu rakamın daha da
yukarılara çıkacağı şimdiden kendini göstermeye başladı.
Bu, Türkiye'nin içten dışa doğru büyümesi ve yürüyüşüyle
alakalıdır. Bu yürüyüşün öncüsü millettir. Bu yolda menzile varacak
olan da millettir. Siyasi, ekonomik, diplomatik adımlarımızın hepsi
birbirini tamamlar niteliktedir. İçerde halkımıza ne söylüyorsak,
dışarıda da aynısını söylüyoruz. Birbirini tamamlayan bir yol
haritasıi zlediğimiz için bir ay içinde hem Adıyaman'da, hem
Şanlıurfa'da, Adana'da, Diyarbakır'da, Manisa'da, Ankara'da,
İstanbul'da olduğumuz gibi, aynı günlerde Cezayir'den
Endonezya'ya, Yunanistan'dan Azerbaycan'a yol alıyoruz.''
Erdoğan, iktisadi ve ticari ilişkilerin, barış ve refahın
yaygınlaştırılmasına büyük katılar sağladığını ifade ederek,
barışın ekonomik kalkınmaya, refahın da barışa yaptığı katkıyı hem
iç hem de dış ilişkiler açısından değerlendirdiklerini söyledi.
Refahın olmadığı yerde barış ve güveni tesis etmenin mümkün
olmadığını kaydeden Erdoğan, bunun için refahın küreselleşmesi,
adaletin de yaygınlaştırılmasının zorunlu olduğunu belirtti.