Bu ülkede çocukları tehlikelerden korumak mümkün
değil…
Ölümden de!
Yağmur yağar, dere taşar, "eski" dedikleri evler
yıkılır, çocuklar ölür…
Yağmur yağar, dereler yine taşar, bu sefer "biz
yaptık, çok iyi yaptık" dedikleri "yeni" binalar su alır, çocuklar
boğulur…
Rögar kapaklarımız yoktur veya kapak bir yerde çukur
başka yerdedir, çocuklar içine düşer ölür…
Derelerin üstünde köprü yoktur, varsa da beli
bükülmüştür, çocuklar geçerken yıkılır…
Kar yağar, çocuklar donar…
Oyun alanları peşkeş çekildiği için, cadde ortasında
oyun oynarlar, trafik canavarı yalnız bırakmaz, ona teslim
olurlar…
Yiyebilecekleri her şey sahtedir, zehirlenirler…
Süt içseler, Allah muhafaza…
Bisiklet yolumuz da, böyle bir kültürümüz de olmadığı
için işlek caddelerde arabaların altında kalırlar,
bisikletleriyle…
Oyuncak diye ellerine alırlar bombaları, oyuncakları
olmadığından, “oyuncaklarıyla” beraber patlarlar…
Otobüslerde yanarlar…
Ebeveynleri tarafından arabalarda unutulurlar…
Lunaparklarda arızalı oyuncaklardan düşerler…
Alışveriş merkezlerinde yürüyen merdivenlere
sıkışırlar…
Koruma olmadığı için inşaatlardan düşen çeşitli alet
edevat yüzünden can verirler…
Dışarıdaki bunca tehlikeden kurtulup evlerine sığınan
çocuklar, bu seferde anne ve babalarından yedikleri dayakla son
nefeslerini verirler…
Sapık komşular tarafından tecavüz edilip, öldürülüp
yol kenarlarına bırakılırlar…
Zordur bu ülkede çocuk olmak…
Bedelini de en ağır şekilde öderler…
Ölürler!
Eskiden de, şimdi de…
O günlerden bugünlere, aile planlamasında çok fazla
değişiklik oldu ama sistemin neden olduğu çocuk ölümlerini
durduramadık…
Bazen çocuk korunma yönteminden başka “çocukları
ölümden koruma yöntemi” olsa diyorum…
Bu ülkenin başına, çocukları öldüren bu
sistemden korumak için, prezervatif geçirmek
istiyorum…
twitter.com/nsrnylmz