Popüler diyetler obeziteyi tetikliyor
Abone olZayıflamak isterken kilo almayın. Popüler diyetlere dikkat! İşte ayrıntılar..
Son yıllarda Türkiye'de ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelen ve Sağlık Bakanlığınca mücadele planı hazırlanan obeziteye, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşamın yanı sıra popüler diyetler de neden olabiliyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülser:
''Kilo vermek için yapılan popüler diyetler sonucunda yetersiz beslenme kas kaybıyla birlikte hücre yıkımını artırır; halsizlik, kemik erimesi, sağlıksız saç ve tırnaklar, ciltte elastikiyet kaybı, gözaltı torbaları, dikkat dağınıklığıyla kronik hastalıkların oluşum riskini artırır'. Gelişme dönemindeki gençler için düşük kalorili diyetler, zihinsel ve bedensel olarak gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Özellikle metabolizmayı yavaşlatacağı için sürekli kilo alma eğilimi gelişir''
Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Şahin Gülser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezitenin, özellikle kronik hastalıkların oluşum riskini arttırdığını ve bu hastalıklara bağlı ölüm oranlarını da yükseltiğini söyledi.
Obezitenin nedenleri araştırıldığında, hareketsiz yaşam, bilgisayar veya televizyon karşısında geçirilen fazla zaman, fast food tüketimi ve yanlış beslenme alışkanlığı gibi nedenlerin geldiğini ifade eden Gülser, ''Obezitenin önlenmesini zorlaştıran en önemli neden, sağlıksız kilo verme yöntemlerinin oluşturduğu bilgi kirliliğidir'' dedi.
Gülser, her yıl yeni bir bitki veya meyvenin zayıflamada etkili olduğuna dair bilgilerin ortada dolaştığını anlatarak, bu besinler hakkında yeni haberler, yan ürün olarak besin takviyesi ve tablet formlarının üretildiğini, internet üzerinden de satışlarının yapıldığını belirtti.
Yaban mersini, altın çilek, acı biber gibi ürünlerin kullanımı sonucunda mide problemleri yaşandığını, bağırsak florasının bozulduğunu dile getiren Gülser, bu sorunların yaşanmaması için bilinçli tüketici olunması gerektiğinin altını çizdi.
''Enerji düşüren diyetlerden uzak durulmalı''
Kısa zamanda hızlı kilo kaybının sağlıklı olmadığını vurgulayan Gülser, bu şekilde verilen kiloların hızla geri alınacağını söyledi. Düşük kalorili diyetlerin sağlığı olumsuz etkilediğine işaret eden Gülser, uygun olanın doğru beslenme alışkanlığının yaşam biçimi haline getirilmesi olduğunu söyledi.
Gülser, hızlı kilo verme isteğiyle haftalarca sadece lahana çorbası içilmesinin veya detoks diyetleri yapılmasının metabolizmayı bozduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Özellikle 30 yaşından sonra vücutta hücre yıkımı oluşur ve yaş ilerledikçe artar. Yetersiz beslenme kas kaybıyla birlikte hücre yıkımını artırır; halsizlik, yorgunluk, kemik erimesi, sağlıksız saç ve tırnaklar, ciltte elastikiyet kaybı, gözaltı torbaları, dikkat dağınıklığı ve daha birçok sağlık problemini beraberinde getirirken kronik hastalıkların oluşum riskini de artırır.
Kilo verirken daha yaşlı görünmeyi istemiyorsanız, enerjinizi düşüren diyetlerden uzak durmalısınız.
Gelişme dönemindeki gençler için düşük kalorili diyetler zihinsel ve bedensel olarak gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Özellikle metabolizmayı yavaşlatacağı için sürekli kilo alma eğilimi gelişir ve hayatı boyunca fazla kiloları kara bir bulut gibi tepesinde dolaşır ki bu durum da yeme davranış bozukluklarını beraberinde getirir.''
''Aşırı kırmızı et tüketimi, bağırsak kanseri riskini artırır''
Yetersiz vitamin, mineral ve posa alımının, ciltte kuruluk ve donuk bakışla sonuçlandığını vurgulayan Gülser, aşırı miktarda kırmızı et tüketiminin bağırsak kanseri riskini de arttıracağı uyarısında bulundu.
Sağlıklı beslenme programının kişiye özel olması gerektiğinin altını çizen Gülser, ''Beslenme uzmanınız tarafından size özel hazırlanan, günlük yaşantınızla uyumlu, bütün gereksiniminizi karşılayacak dengeli bir beslenme programı uygulanmalı. Zaman içerisinde yaşam tarzı değişikliğini sağlamak hedef kilonun kalıcı olmasını kolaylaştırır. Sağlığın korunması, metabolizmanın bozulmaması için yeterli miktarda protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve posa alınmalı'' diye konuştu.
Dünyada 400 milyonun üzerinde obez kişi var
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünyada 400 milyonun üzerinde obez, 1,6 milyardan fazla da kilolu kişi bulunuyor, 2015 yılında bu rakamların sırasıyla 700 milyon ve 2,3 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Obeziteyle ilgili sağlık harcamaları gelişmiş ülkelerde tüm sağlık harcamalarının yüzde 2-7'sini oluşturuyor. ABD'de obezitenin doğrudan maliyetinin hastalığın tanı ve tedavisi ile ilgili olan harcamaların sağlık harcamalarının yüzde 7'sini, Fransa ve Avustralya'da yüzde 2'sini ve Hollanda'da yüzde 4'ünü oluşturuyor.