Türkiye, üzerine kan serpiştirilmiş bir ressamın paleti gibi.
Ülkenin her bir yanından şehit haberleri yağıyor. Onlarca insan, en
savunmasız anlarında patlayan bombaların etkisiyle savrulup
hayattan kopuyor.
Yaşanan bu vahşetin ve trajedinin ortakları dün 1 Mayıs İşçi
Bayramı'nı kutlama bahanesiyle meydanlardaydı.
PKK'lılarla kemalistler bir olup polise saldırarak bayramlarını
kutluyor, diğer bazı örgüt mensupları molotoflar ve
patlatılmaya hazır dinamit lokumlarıyla kalabalıkların arasına
sızmaya çalışıyordu.
Fünyeler ateşlenip molotoflar patlasa ve bir kaç insan öldürülse
işte o zaman bayram yapacaklardı.
Belki de en ilginç eylem İzmir'de gerçekleşti. Bir grup İzmirli,
şehrin ortasında kadınlı erkekli soyunarak eylem yaptı.
Sebep mi?
İktidarın elemanları dedikleri polisler kendilerine dokunmasın,
üstlerini aramasın diye!
İktidarların her zaman düşmanları olmuştur. Ama ilk kez bu kadar
sefil bir düşman grubu görüyoruz!
Eskiden, yaşadığımız son kanlı darbelerin ekosunu dinletiyor,
"Yakında yenisi gelecek" diye tehditler
savuruyorlardı.
Asker bu arzularını kursaklarında bırakınca Gezi'de bizzat
kendileri darbe girişiminde bulundular. Başaramayınca bu kez
Paralel Yapı'nın hükümeti devirmesine umut bağladılar. O da olmadı,
PKK terör örgütünden medet umdular.Ama bir türlü isteklerine
ulaşamadılar!
Onları asıl delirten ne biliyor musunuz?
Devirmeye çalıştıkları adam onları ve onların bu darbe
girişimlerini koluna konan bir sinek kadar, boynunu ısıran bir
sivrisinek kadar önemsiyor.
Öylesine delirdiler ki artık grup halinde soyunuyorlar. Erdoğan
onları sonunda Mudurnu tavuğa çevirdi anlayacağınız!
Allah'tan polis dün kendilerine müdahalede bulunmadı. "Biz
çıplak, polis giyinikti. Bize açık açık orantısız güç
kullandılar" diye yaygara koparabilirlerdi.
İzlerken "İyi ki polis değilim" dedim!
Vallahi üstlerine önce yapıştırıcı, ardından tavuk tüyü döker,
"Yolun birbirinizi ulan" der, arkamı döner
giderdim!
İşin en komik tarafı ise attığı sloganlardı...
"Pooolis elini bedenimden çek!" sloganlarını
kahkahalar içinde izledim.
Eylemden çok cilve yapar gibiydiler!
O sırada bir kaç polisin, "Sizin bedeninize niye dokunalım
lan paçozlar" bakışı vardı ki görülmeye değerdi. Allah'tan
o halde polislerin üstlerine yürümediler. İlk defa eylem
bölgesinden kaçan polislerimiz olacaktı!
Abartmıyorum!
Erkeklerin üstlerinde dedemin kaybolan donlarını gördüm!
Yahu belli ki daha meydana gelmeden soyunmaya karar vermişsiniz.
Bari doğru dürüst bir don giyin ulan! Soyunmaktan utanmadınız, bari
kirden grileşmiş ve kendini salmış donlarınızdan utansaydınız be
pis kokarcalar!
Tüü size!
Göğüslerini açıp meydanda dolaşan genç kızlara gelince...
İstihbaratçıların bu kızları dikkatlice takip etmesini öneririm.
Çünkü bu yaşta beyinleri yıkanıp sırf polis dokunmasın diye soyunan
o kızlar, yarın karşımıza polis düşmanı canlı bomba olarak
çıkabilir!
Benden uyarması...
Önümüzdeki günlerde CHP'li İzmir belediyesi soyunan "tüm
eylemcilerin" heykelini dikerse hiç şaşırmam!
Metroya koydukları "Şeyi" görünen erkek heykelin
yanına kadınlı erkekli tüm eylemcilerin heykelini de diktiler mi
sanat adına çok ciddi bir eksikliği gidermiş olacaklar!
Sanat eserine konulacak isim de belli!
Grup Metro!
Yazıyı konuyla alakalı bir fıkra ile bitirelim.
Adamın biri bankaya gider ve yüklü miktarda kredi talebinde
bulunur. Banka memuru, "Beyefendi kredi talebinizi
değerlendirebilmemiz için bir ön bir de arka cepheden fotoğrafınızı
bize vermeniz gerekiyor" der ve adam fotoğrafları çektirip
teslim eder.
Bir hafta sonra sonucu öğrenmek için bankaya gider ve memurun
karşısına oturur. Memur, "Beyefendi kredi talebinizi
değerlendirdik. Fotoğraflarınızdan elde ettiğimiz sonuca göre sizde
o parayı alacak göz var ama, ödeyecek g.t yok" der!
Dün, don tekine "İmam Hatipler kapatılsın" yazılı
pankartı taşıyanları görünce aklıma bu fıkra geldi.
Gençler!..
Fotoğraflarınızı arkalı önlü inceledik. Sizde imam hatipleri
kapatacak göz var ama.....
Ama işte maalesef gerisi yok!
Ya da Yılmaz Özdil abinizin deyişiyle: "Totişiniz yiyorsa
hele bir deneyin!"