Polisteki hack skandalından MHP kasetleri çıktı
Abone olMHP'lilerin seks kasetlerinde, Devlet Bahçeli'nin suçladığı Faruk Bayındır'ın İtalyan bilişim şirketine Emniyet adına ödeme yapan şirketin sahibinin ortağı ortağı olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet yazarı Tolga Tanış, İtalyan bilgisayar
korsanlığı şirketi Hacking Team'in 2011'de Emniyet Genel
Müdürlüğü'yle yaptığı anlaşma ile ilgili ortaya çıkan belgelere
değindi.
Söz konusu şirket ile Emniyet arasında dikkat çekici bağlantılar
olduğunu belirten Tanış, Hacking Team'e Emniyet adına ödeme yapan
şirketin sahibi Atalay Candelen'in, 12 Haziran 2011 genel seçimleri
öncesi yayınlanan MHP'lilerin seks kasetlerinde, Devlet Bahçeli'nin
suçladığı Faruk Bayındır'ın ortağı olduğunu yazdı.
Emniyet'te usulsüzlüklerin Cemaat tasfiyesinden sonra da tam gaz
devam ettiğini belirten Tanış, Hacking Team'le yürütülen ortaklığın
da gösterdiği gibi işleri düzeltmek yerine gücü devralan ve
usulsüzlükleri sürdüren bir hükümet düzeni olduğunu, geçmişte
ortaklaşa girişilmiş epey bir suç olduğunu hatırlatarak bu olayın
çözülemeyeceğini yazdı.
İşte Tanış'ın o yazısı:
"Şimdiye kadar ortaya dökülen Türkiye'deki usulsüz dinleme
skandallarında ne oldu? AKP, "Gülen Cemaati'ne mensup polisler
yaptı, yakaladık" dedi.
Ve bu, kamuoyuna bir temizlik gibi sunuldu. Usulsüzlüklerin sona
erdiği yeni bir dönem. Ama sonra ne öğrendik?
Hafta içi ortaya çıkan, İtalyan bilgisayar korsanlığı şirketi
Hacking Team'in 2011'de Emniyet Genel Müdürlüğü'yle bir anlaşma
yaptığını...
Polisin, muhtemelen hâkim kararı olmadan belirlenen bireylerin
bilgisayar ve akıllı telefonlarına virüs gönderip bu kişileri
izlemeye aldığını...
Ve Gülen Cemaati'ne mensup polislerin düzenlediği iddia edilen 17
Aralık 2013'teki rüşvet operasyonlarının ardından başlayan devletin
içindeki Gülencileri ayıklama işinden sonra bile vatandaşları hack
etme işinin başkaları tarafından aynen devam ettirildiğini...
Gülenciler gittiyse de, polisin içinde onların yerine gelenlerin
2014'ün sonuna kadar bilgisayar korsanlığı yapmaya devam
ettiğini.
Çözülmez. Neden çözülmeyeceğini de Hacking Team skandalı üzerinden
anlatmaya çalışacağım.
EMNİYET Genel Müdürlüğü'nde şimdiki adı Siber Suçlarla Mücadele
Daire Başkanlığı olan birimin Hacking Team ile ilk teması 20 Aralık
2010'da kuruluyor. Polis memuru Ahmet Koçak, kişisel e-posta
adresinden şirkete bir mesaj atıp "Merhaba" diyor, "Ben
Türkiye'denim, güvenlik departmanında çalışıyorum. Bildiğiniz gibi
bugün birçok iletişim kriptolu. Bazı çözümlere ihtiyacımız
var."
Sonra şirket ve polisler arasında diyalog başlıyor. Demolar
yapılıyor. Bu arada işlemler sürerken, 20 Mayıs 2011'de, sessiz
sedasız bir biçimde İstanbul'da Datalink Analiz Limited adında bir
şirket kuruluyor. Bakırköy'deki 778027 ticaret sicil numaralı 100
bin lira sermayesi olan şirketin ortakları da yarı yarıya Sami
Topal ve Yusuf Coşkun olarak gösteriliyor.
ŞİRKETİN YÜZDE 90'I ATALAY CANDELEN'İN
Ondan tam bir ay sonra İstanbul'da yine bilgisayar ve teknoloji
alanında çalışacak başka bir firma daha kuruluyor. 22 Haziran
2011'de faaliyete geçen 781934 sicil numaralı 30 bin TL sermayesi
bulunan, Base Bilgi Teknolojileri Limited adlı şirketin de yüzde
90'ı Atalay Candelen'e, yüzde 10'u ise Önder Yılmaz'a ait
oluyor.
DAHA henüz bu şirketlerin polisle ne ilgisi olduğu ortaya
çıkmamışken, Hacking Team ve Türk polisi anlaşıyorlar. 2011'in
Ağustosu'nda şirket Ankara'da kurulumu tamamlıyor. Ve polis,
İtalyan şirketin, kaynağı belli olmaması için özel bir ortamda
hazırladığı virüslü dokümanları hedef bireylere yollamaya
başlıyor.
Bu arada sene sonunda Datalink şirketinde bir değişiklik yapılıyor.
Ve 15 Aralık 2011'deki bir sermaye değişikliğiyle, Atalay Candelen
Base'de olduğu gibi Datalink'in de yüzde 90 sahibi haline
geliyor.
Bu şirketlerin hacker işleriyle ne ilgisi olduğu ise 2012'de ortaya
çıkıyor. Polis, bilgisayar korsanlığına yarayan ürünler için
Hacking Team'e ödeme yapmak zorunda olduğu zaman.
Ahmet Koçak, 6 Ağustos 2012'de Hacking Team'e bir mesaj atıyor. Ve
polisin adına, ödemeyi önce Base şirketinin yapacağını söylüyor.
Fakat ertesi gün bir mesaj daha yollayıp, "Yanlış söyledim" diyor.
Ve ödemenin Dubai'deki offshore bölgesinde kurulu, adresi aynı anda
onlarca farklı firma tarafından kullanılan bir posta kutusu olan
"Foresys Information Technology FZE" adlı bir tabela şirketi
tarafından yapılacağını söylüyor. Fakat sanırım biraz iletişim
kopukluğu yaşanıyor. Çünkü en sonunda ikisi de değil, polisin
Hacking Team'e 2012'de ödemesi gereken 140 bin Euroluk faturanın
136 bin 546 Euroluk kısmını İtalya'ya Datalink yolluyor. Tam
ödemeden birkaç hafta önce Atalay Candelen şirketteki hisselerini
devretmiş olsa da... Candelen'in birkaç hafta öncesine kadar sahibi
ve yöneticisi olduğu şirket.
BAHÇELİ'NİN KASETLER İÇİN SUÇLADIĞI İSMİN
ORTAĞI
Peki Candelen kim çıkıyor? 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesi
MHP'yi çökertmek için yayınlanan seks kasetlerinde MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli'nin suçladığı işadamı Faruk Bayındır'ın
ortağı.
ABD'de de oldu benzer olaylar. Snowden belgeleriyle Amerikan
istihbarat örgütlerinin de Amerikan vatandaşlarını izlediği
anlaşılınca ortalık karıştı.
Hükümetlerin hepsi aynı. Al Amerika'yı vur Türkiye'ye. Ancak
Amerika'da sistem basınıyla, sivil toplumuyla, kuvvetler ayrılığına
dayalı kontrol mekanizmalarıyla işi öyle ele aldı ki, hükümet geri
adım atmak zorunda kaldı. Yeni düzenlemeler, kurallar
getirildi.
BU OLAY ÇÖZÜLEMEZ
Birincisi, bunların hiçbiri yok Türkiye'de. Onun yerine bireyi
değil, devletini düşünen 'vatansever' gazeteciler ve böyle bir
dosyaya el atmaya cesaret edecek bir savcıyı hemen sistemin dışına
ayıklayacak politize bir yargı var.
İkincisi, bunlar olmadığı için 2014'te Hacking Team'le yürütülen
ortaklığın da gösterdiği gibi işleri düzeltmek yerine gücü devralan
ve usulsüzlükleri sürdüren bir hükümet düzeni var.
Üçüncüsü de, Candelen bağlantısının hatırlattığı, geçmişte
ortaklaşa girişilmiş epey bir suç var.
Çözülmez.