12 milyon emekliye her bayram bin lira ikramiye, devlet
borçlarına yapılandırma, tapusu olmayanlara imar barışı ve işsiz
aile bireylerine 3 ayda bir, 1500 lira yardım...
Başbakan Binali Yıldırım Bakanlar Kurulu'nda alınan kararları bu
başlıklar altında açıkladı.
Daha önce de Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına hatırı sayılır
bir zam yapıldığı açıklanmıştı.
"Türkiye ekonomik krizin eşiğine geldi" diyenlere
tokat niteliği taşıyor açıklanan paketler...
Pek yakında bedelli askerlik meselesi de gündeme gelecek gibi
görünüyor.
Bayramlarda yapılacak ikramiyeyi duyan emekliler dini bayramların
yanısına resmi bayramlar için de ikramiye istemeye başladı.
Yılbaşı, 23 Nisan, 1 Mayıs, 29 Ekim, 19 Mayıs...
Yani hükümet buna tamam dese, birileri çıkıp "Sevgililer
günü, babalar günü, anneler günü gibi günlerde de ikramiye
verin" diyecek.
Gönül pek tabi ki verilmesinden yana ama küresel ekonomik
daralmanın yaşandığı bu dönemde verme işini fazla da
abartmamak lazım.
Dün sokaklardaydım...
Kulağımı kabarttığım her yerde açıklanan bu paketlerin
konuşulduğuna şahit oldum. Herkese adeta bir rahatlama
gelmiş...
Ancak bir kesim var ki onları mutlu etmek gerçekten mümkün
değil.
Düne kadar, "Ekonomik kriz var. Millet açlıktan
kırılıyor" diyenler, ağız değiştirip "Bu
düpedüz seçim yatırımı" diyor. Anaokulu
öğrencileri seviyesindeki yorumlarda yok, yok.
"Seçimi kaybedeceklerini öğrenince kendilerinden sonraki
hükümete enkaz bırakmak için para saçmaya başladılar"
diyeni de var.
"Papucun pahalı olduğunu o da anladı. Ne
yapıyorsayüzde 43'ü geçmiyor. Para dağıtarak oy toplamaya
çalışıyor" diyen de...
Verince bir dert, vermeyince ayrı bir dert. Verince
"Seçim vaadi" diyor, vermeyince
"Devlet bize bakmiy" diyor bu kesim...
AK Parti 16 yıldır iktidarda...
Geride kalan bu 16 yıl içinde bir kez olsun ekonomik dengeleri
sarsacak hamle yapmadı. Hele hele seçim yatırımı amacıyla para
dağıttığı hiç olmadı...
Hal böyleyken, açıklanan paketlere "seçim
yatırımı" demek yapılabilecek en gülünç ve en basit yorum
olur.
İşbaşındaki iktidar, ekonomideki büyümeyi mümkün
mertebe halkın cebine yansıtmaya çalışıyor. Büyüme rakamları
halkın cebine tam olarak yansımıyor mu?
Elbette ki hayır!
Ama en azından bu yönde bir çaba var.
Bakın buradan bir kez daha söylüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan da
"Cumhur İttifakı" da 24 Haziran'daki
seçimi hiç kasmadan, hiç zorlanmadan güle oynaya
kazanacak.
Bu konuda aylardır iddiaya girecek birilerini arıyorum ama henüz
ortaya çıkan bir babayiğit yok.
Bu millet henüz, içinde HDP'li isimlerin de olduğu bir kabine
tarafından yönetilmeyi isteyecek kadar çıldırmadı. Bu millet,
"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh Konseyi"nin siyasi
ayağına oy verecek kadar kafayı sıyırmadı henüz...
Bu hayali kuran varsa, 24 Haziran gecesini beklemeden, şimdiden
intihar edebilir!
Yalnız, açıklanan paketler içinde ihmal edilen bir kesim var. Bu
kesim, hep ihmal edilen, her zaman ihmal edilen emniyet
teşkilatı...
Ahmet Davutoğlu döneminde kendilerine verilen 3000 ek gösterge ile
ağızlarına bir parmak bal çalındı. Ancak 3000 ek gösterge ile
ceplerine giren parayı dilenciye versen kabul etmez...
O derece yani...
Emniyet teşkilatı bugüne kadar gerçekten çok ihmal edildi, edilmeye
devam ediyor. Yapılacak olan 3600 ek gösterge ve özlük haklarının
tanınması...
Bu kadar!
Bugüne kadar bir kez dahi olsun sitem etmediler. Günün üçte
ikisini nöbette geçirmelerine rağmen bir kez dahi of demediler.
Devlet onlara ne verdiyse, "Allah bereket
versin" dediler.
3600 ek göstergeyi de özlük haklarını da analarının ak sütü gibi
hak ettiler.
Sevinme sırası onlara da gelsin artık yani!..