Polise güven anketinde çarpıcı sonuç!
Abone olEn yüksek 5 puan üzerinde yapılan analize göre Türkiye’de polise güven oranı 3.89 olarak belirlendi. İşte Polise Güven Araştırması’nın sonuçları...
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler
Vakfı (TESEV) Demokratikleşme Paketi olarak, "Toplum ve Polis:
Türkiye’de Polise Güven Araştırması" sonuçlarını
yayınladı.
TESEV’in araştırma sonuçlarını Conrad Otel’den düzenlenen bir
toplantıda açıkladı. Toplantıda TESEV Demokratikleşme Programı
Direktörü Özge Genç raporu açıkladı. Toplantıya, İstanbul Şehir
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Ferhat Kentel, Polis
Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Ahmet Erkan
Koca ve Araştırmacı Nur Kırmızıdağ katıldı.
Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre, toplumun polise genel
güven algısı olumlu, en yüksek 5 puan üzerinde yapılan analize göre
Türkiye’de polise güven oranı 3.89.
Rapora göre, Türkiye’de polise olan güven genel olarak yüksekken,
siyasi ve sosyal merkezde yer almayan kesimler arasında polise
güven düşük. Güveni etkileyen unsurlar arasında ’polisin
meşruiyeti’ ve etkinliği boyutları tek sorun üzerinden beyan edilen
güvene kıyasla daha düşük çıkıyor. Polise güven algısı önemli
derecede, vatandaşlara adil ve eşit hizmet vermesi, hizmetlerin
adil ve eşit sonuçla r doğurması, polislerin kanunlara uygun
hareket etmesi ve polisin toplumun ortak değerlerini paylaşması ve
bunlara uygun hareket etmesi olarak sıralanıyor.
"GÜVEN ALGISI ÖLÇMEYE
ÇALIŞTIK"
Raporun sonuçlarını değerlendiren, İstanbul Şehir Üniversitesi
Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Ferhat Kentel, "350 kişi üzerinden
yapılan bu araştırma Türkiye’yi istatistiki olarak temsil ediyor,
kadın erkek oranları, yaş grupları, etnik, dinsel özellikler
bakımından temsil eden bir araştırma olduğunu vurgulayarak, "Başta
nereye gideceğimizi bilmeden bir güven algısı ölçmeye çalıştık. Bu
güveni oluşturan unsurlar nedir, meşruiyet nedir, polisin etkin
çalışması nedir? Tüm bunlar ayrı ayrı ölçülmeye çalışıldı"
dedi.
"TÜRKİYE POLİS BAKIMINDA ASLA BİR CENNET
DEĞİL AMA CEHENNEM DE DEĞİL"
Ferhat Kentel, çıkan sonuçların kendisine göre dünyada ki daha
otoriter ya da demokratik ülkelere kıyasla, daha ortalarda olduğunu
gösterdiğini ifade ederek, "Türkiye polis bakımında asla bir cennet
değil ama cehennem de değil. Bu genel sonuçtan sonra esas en önemli
kısım; toplum farklı olarak kendisi içinde ortaya çıkan bölünmeler
polis algısını farklılaştırıyor. Eğer bu toplumda Alevi iseniz,
siyasi olarak devlet tarafından bir takım sıkıntılar yaşamış
bölgelerin insanı olarak Kürt iseniz polise karşı olan algınız
oldukça olumsuz. Makbul vatandaşın inşası içinde baktığınız zaman
bu rakamlar sabit değil değişiyor. Örneğin; Ak Parti’nin iktidara
geldiği zamandan beri devlete yakınlaşan bir Sünni muhafazakar
kesimden bahsederseniz, bu kesim için polisin yaratmış olduğu algı
çok daha olumlu. Bir tarafta çok olumlu düşünenler var, bir tarafta
çok olumsuz düşünenler var. Bunun sonucu da polis bütün toplumun
polisi değil. Benim polisim veya onun polisi gibi bir ayrım var"
diye konuştu.
"GÜVENİ İNCELEMEK
LAZIM"
"Polise duyulan güven mutlak bir güven değil. 5 üzerinden çıkan
oran 3.89, Çin’de 4" diyen Kentel, "Ama biliyoruz ki Çin’deki polis
teşkilatı hiç de öyle makul bir teşkilat değil. Dolayısıyla güveni
incelemek lazım. Mesela’ şikayet mekanizması kurulsun, şehrimize
polis müdürünü biz seçelim’ gibi şeyler derken bizden uzakta
otoriter bir polis teşkilatı yerine daha somut bir polis
teşkilatının arzulanıyor olması demek ki güvende hala eksik olan
bir şeyler var" ifadisini kullandı.
"BU KADAR RADİKAL KOPUŞLARIN OLACAĞINI
BEKLEMİYORDUM"
Ferhat Kentel, bu alanda ellerinde geçmiş yıllara dair kapsamlı bir
araştırma olmadığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani 1960’larda ne oldu, Gezi’de ne oldu gibi bir araştırma yok
elimizde. Mesela Gezi nasıl bir etki yaptı? Geziden önce bir
araştırmamız olsaydı, Gezi’den sonraki araştırmayla
karşılaştırırdık. Bu kadar radikal kopuşların olacağını
beklemiyordum. Yani aşırı güvensizliğin veya aşırı güvenin kitleler
içinde alt kesimlere baktığınızda, bu kadar radikal bir kopuş
beklemiyordum. Benim polisim ya da onun polisi kavramının bu kadar
net olacağını beklemiyordum. Türkiye’nin yaşamış olduğu siyasal
bölünmeler, krizler tamda bizim polis algımıza doğrudan yansımış.
Bakın bu araştırmada geziye dair soru yok, cemaat, AK Parti,
paralel bunların hiçbirisi yok. Ama bu siyasal hayatta yaşadığımız
kutuplaşmalar, gerginlikler tamda toplumu en önemli organlarından
biri olan polise karşı olan algı, güven, meşruiyet kıstaslarını
doğrudan etkiliyor. En çokta polis teşkilatının bundan sonuç
çıkarması lazım. İyi polislik yapmak istiyorsanız toplumun tamamına
asgari bir güven veriyor olmanız lazım. Bu güveni sadece bir kesime
veriyorsanız o zaman devlet ideolojik, taraflı devlet gibi bir algı
yaratır."
RAPORDAN İLGİNÇ
SONUÇLAR
TESEV, "Toplum ve Polis: Türkiye’de Polise Güven Araştırması"
sonuçları ise şöyle sıralandı:
- Sünni, Türk, Ak Partili, MHP’li kesimlerden polise duyulan güven
yükselirken, Aleviler, Kürtler, BDP ve HDP’liler arasında polise
duyulan güven düşüyor.
- Türkiye’de toplumun yüzde 59’u polis teşkilatının yönetiminde
halkın söz sahibi olması gerektiğine inanıyor. Türkiye’de toplumun
yüzde 60’ı kanunları çiğneyen polis memurlarının cezasız kaldığına
inanıyor. Türkiye’de toplumun yüzde 39’u çocuğunun polis olmasına
sıcak bakarken, yüzde 38’i çocuğunun polis olmasına karşı.
- Türkiye’de toplumu, polisin vatandaşların ihtiyaçlarına duyarlı
ve adil şekilde cevap verdiğine inanıyor.
- Türkiye’de polise güven ortalaması genel olarak yükselen siyasi
ve sosyal merkezde yer almayan kesimlerde polise güven düşük.
- Türkiye’de siyasi aidiyete göre polis meşruiyeti algısı Ak Parti
seçmenleri arasında en yüksek, BDP ve HDP seçmenleri arasında en
düşük.
- Dinin kimliğe göre, polisin etkin ve başarılı olduğunu düşünenler
Sünni kesimken, Alevi ve Bektaşiler arasında bu oran daha
düşük.
- Siyasi kimliğe göre polisin etkinliği, performansı algısı
değerleri Ak Parti seçmenleri arasından 3.76, CHP seçmenleri
arasında 3.24, MHP seçmenleri arasında 3.55, BDP ve HDP seçmenleri
arasında yüzde 2.79’dur.
- Sünniler, Alevi ve Bektaşilere göre polisle işbirliği yapmaya ve
polise itaat etmeye daha açıktır.
- Ak Parti seçmenleri arasında polis ihlallerine tolerans gösterme
eğilimi en yüksekken, BDP ve HDP seçmenleri arsında bu oran en
düşüktür.
- Özellikle Kürtler, polisin suç faillerini yakalamada başarısız
olduğunu düşünmektedir.