Polis ve savcı yetmez
Abone olGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "Polisin ve savcının yetkisiyle sporda şiddeti önlemek mümkün değil. Burada başkanın tavrı, yöneticileri...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "Polisin ve savcının
yetkisiyle sporda şiddeti önlemek mümkün değil. Burada başkanın
tavrı, yöneticilerin tavrı, teknik direktörün tavrı, takım
kaptanının tavrı, futbolcuların tavrı belirleyici faktörlerdir"
dedi.
TGRT Haber kanalında yayınlanan, Ankara’nın Gündemi programına
konuk olan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, gündeme ilişkin
önemli değerlendirmelerde bulundu. Futbol müsabakalarında yaşanan
olayları değerlendiren Bakan Suat Kılıç, bu sezon Beşiktaş ile
Galatasaray arasında oynanan derbi mücadelesinde çok talihsiz
olaylar yaşandığını hatırlatarak, “Beşiktaş-Galatasaray maçında o
olaylar yaşanmasaydı, belki Fenerbahçe-Galatasaray maçında o kadar
tedbirli olunmayabilirdi. Polisin ve savcının yetkisiyle sporda
şiddeti önlemek mümkün değil. Burada başkanın tavrı, yöneticilerin
tavrı, teknik direktörün tavrı, takım kaptanının tavrı,
futbolcuların tavrı belirleyici faktörlerdir. Onlar gerekli
önlemleri alırlarsa, soğukkanlı sağduyulu mesajlar verirlerse,
tribünde şiddet olayı yaşanmaz. Ayrıca şiddete neden olan taraftar
gruplarını ve o grupların liderlerini himaye etmezlerse,
korumazlarsa tribünde şiddet yapacak adam kalmaz zaten.
Fenerbahçe-Galatasaray derbi mücadelesi öncesinde, başkanların,
yöneticilerin, hocaların, futbolcuların ortaya koyduğu tavır için
teşekkür ediyorum. Böyle tavırlarda gidilirse Türkiye’de hiçbir
maçta olay yaşanmaz” dedi.
“ALMAN TARAFTARLARLA BİRLİKTE MAÇ İZLEDİK”
Geçen sene Almanya’da Schalke 04-Galatasaray maçını Alman
taraftarlar ile birlikte izlemek zorunda kaldığını ifade eden
Kılıç, “Yanlış hatırlamıyorsam Galatasaray Schalke’yi 3-0 mağlup
etti o maçta. Orada öyle bizdeki gibi protokol tribünü uygulaması
da yok. Bizde de o günler gelecek inşallah. Son dakikada bilet
bulabildiğimiz için maçı Almanlar’ın arasında izledik. Sonunda
Almanlar döndü, ‘Siz iyi oynadınız, siz kazandınız, tebrik ederiz’
dediler” sözlerine değindi.
“HOLİGANLIK YAPAN SEYİRCİ KENDİ TAKIMINA ZARAR VERİR”
Beşiktaş ile Galatasaray arasında oynanan olaylı maçı hatırlatan
Bakan Kılıç, “Holiganlık yapan seyirci kendi takımına zarar verir.
Kendi sahasını kapattırır. Kendi takımını ekonomik olarak çökertir.
Kendi takımına bedel ödetir. Kendi takımının moralini bozar. Kendi
takımını seyircisiz oynamaya mahkum eder. Beşiktaş-Galatasaray
maçının ardından tek soru kaldı akılda, ‘Sahaya atlayan grup, Çarşı
grubu muydu, 1453 Kartalı mı?’ bu kim olursa olsun nihayetinde
cezayı Beşiktaş aldı. Bedeli Beşiktaş ödedi. Bir camia istikrarlı
bir yükselme trendi yakalamışken, böylesine bir duruma maruz
bırakmak hangi taraftar grubunun hakkı olabilir” diye konuştu.
“ŞİKE DAVASI SİYASİ BİR SÜREÇ DEĞİL”
Uzun zamandır kamuoyunun gündemini meşgul eden şike davasıyla
ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıç, şike sürecinin siyasi bir
süreç olmadığını vurgulayarak, “Karar belli ama Yargıtay’ın kararı
ne olacak bilmemiz mümkün değil. Nihayetinde bu süreç siyasi bir
süreç değil. Yani bizim doğrudan taraf olduğumuz bir süreç değil.
Bu süreç doğrudan bir yargı sürecidir. Yargıtay’ın ortaya koyduğu
karara göre, yargı süreci Yargıtay açısından sonlanacak, yeni bir
boyut kazanacak. Nasıl sonuçlanacağını bilemediğimiz için içinden
yanlış anlamlar çıkarılabilecek bir yorum yapmak istemiyorum”
ifadelerini kullandı.
“TRABZON’A 40 BİN ARTI 61 KİŞİLİK BİR STADYUM YAPIYORUZ”
Bakan Kılıç, yeni yapılan stadyumlar ile ilgili bilgiler de verdi.
Trabzon’da yapımı süren Akyazı Stadı’nın denizin üzerinde inşa
edildiği için çok hızlı tamamlanmasının beklenmemesi gerektiğini
kaydeden Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Denizin üzerinde inşa
etmesek gelecek sezona yetiştirme sözünü verirdim. Bu durumda
gelecek sezona yetiştirme sözünü vermek bayağı bir cesaret istiyor.
Yanılmıyorsam stat inşaası için, Trabzon’da 3 bin tane kazık
çaktık. Bu stat yaklaşık 40-50 metre derinliğe kadar inen, kazıklar
üzerinde inşa ediliyor. Yani sağlam zemin üzerine çıkabilmesi için,
denizin dibindeki sert kaya zemine inilmesi gerekiyor”
açıklamasında bulundu.
Yapımı devam eden diğer statlar ile ilgili bilgiler de veren Bakan
Kılıç, şunları söyledi: “Şu ana kadar temelini attığımız
stadyumlardan Mersin bitti, Afyon yüzde 90 düzeyinde, Malatya yüzde
30 düzeyinde, Sivas’ta kaba inşaat yüzde 20 düzeyinde, Samsun yüzde
15 düzeyinde, Eskişehir’in temelini attık devam ediyor, Antalya’nın
temelini attık devam ediyor, Gaziantep Stadı’nın temelini attık
devam ediyor. Bursa’yı Büyükşehir Belediyesi ile beraber yapıyoruz.
Bursa Stadı’nın kaba inşaatı tamamen bitti, çatı düzeyine geldi.
Konya’da kaba inşaat bitmek üzere diyebilirim. Bunların
büyüklükleri 15 bin ile 40 bin arasında değişiyor. Samsun,
Gaziantep, Antalya 33 bin, Bursa 40 bin civarında, Konya plakayı
tutturmak için 42 bin istedi. Allah’tan Trabzonlular plakayı
tutturmak gibi bir çabanın içine girmedi. Yoksa 61 bin kişilik
olması gerekiyordu. Ama Trabzon’un plakasını ben stadyuma yazdım.
40 bin 61 kişilik bir stadyum yapıyoruz. Trabzonspor’un diğer
tesisleri de oraya taşınacak. Yani Trabzonspor sadece bir futbol
stadına değil, bir spor kompleksine kavuşmuş olacak. Zeminde bir
sorun yaşamadığımız takdirde 2014’ün sonuna kadar Trabzonspor’un
stadını yetiştirmeye çalışacağız. Başbakanımız hiçbir stadın
temelini atmadı ama Trabzonspor’un stadının temelini atacak.
Trabzonspor Türkiye’de Şampiyonluk Kupası’nı İstanbul’dan çıkarıp,
Anadolu’ya taşıyan bir takım. Ve bunu 6 sefer başardı. Bu sebeple
Sayın Başbakanımızın Trabzon’a özel bir yaklaşımı var.”
“KUPA KONUSUNDA BİR POLEMİĞE GİRMEK DOĞRU DEĞİL”
Bakan Kılıç, Trabzonspor’un şampiyonluk kupasını istemesi ile
ilgili bir soruyu, “2011 Yılı’nın 6 veya 7 Temmuz’unda kabine
açıklandı. Şike soruşturması da 3 Temmuz’da başlamıştı. Biz, o
dönem grup başkanvekili olduğumuz için, Başbakan’ın kabine
listesini açıkladığı basın toplantısını Bekir ağabeyin (Bekir
Bozdağ) odasından takip ettik. Odadan çıkar çıkmaz, karşımda kamera
gördüm. Dakika 1 yani. 3 dakika önce grup başkanvekiliydik, 3
dakika sonra Gençlik ve Spor Bakanı olarak kameraların karşısına
çıktım. Söylediğim şuydu, ‘Şike soruşturması siyasi bir süreç
değildir, sportif bir süreç de değildir. Şike soruşturması tamamen
hukuki bir süreçtir. Polis bütün bulgularını savcılık makamına
teslim edecek, savcılık makamı da iddianamesini yargılama makamına
teslim edecek. Uzun bir süreç olacağını tahmin ediyorum, sabırla bu
sürecin sonunu beklememiz lazım.’ Şimdi yine aynısını söylüyorum.
Uzun bir sürecin sonuna yaklaşıldı. Şimdi sabırla bu sürecin
tamamlanmasını beklememiz lazım. Kupa konusunda bir polemiğe bizim
girmemiz doğru değil. Meselenin futbol özerk yapısı içerisinde
çözülmesi gerekir. Bu işin TFF’si var, UEFA’sı var, FIFA’sı var.
Özerk yapı içerisinde bu meseleyi çözmek, tamamen futbolun
profesyonel yönetiminin meselesidir. Türkiye’de bugüne kadar
siyasilerin eliyle alınmış ya da verilmiş bir şampiyonluk kupası
olmadı. 4 büyük takım olarak bilinen takımlar, Türk Futbolu için
çok önemli değerlerdir. Hiçbirimizin bu konuda bir haksızlığa maruz
bırakılmaması gerekir. Futbolun zaten her meselesi, çok
bilinmeyenli bir denklemdir. Bu çok bilinmeyenli denkleme, siyaseti
de dahil ettiğinizde o denklemin bilinmeyenleri artar ve tamamen
içinden çıkılmaz bir hale gelir” diye cevapladı.
“FATİH TERİM KARİYERİNİ İSPATLAMIŞ BİR TEKNİK ADAM”
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, A Milli Futbol Takımı ile 7
yıllık sözleşme imzalayan başarılı teknik direktör Fatih Terim ile
ilgili, Terim’in kariyerini ispatlamış bir teknik direktör olduğunu
belirterek, "2002 senesinde Şenol Güneş’in Dünya Kupası’nda
yakaladığı başarı ne ise, temenni ederim ki şu an Dünya Kupası’nda
değil, ama Avrupa Şampiyonası’nda Fatih Terim de yakalar. Terim ile
girilen yeni bir kulvar var. Hazırlık maçlarında takım iyi bir
görüntü ortaya koydu. Hoca, her oyuncuya şans verme konusunda
istekli görünüyor. Temenni ediyorum ki Fatih Hoca, önümüzdeki
hazırlık maçlarında farklı takımlardan farklı oyunculara da şans
verecektir. Herkesin söylediği bir şey var. ‘Fatih Terim’i 3 maç
önce getirseydiniz, ölür müydünüz’ diye. Doğrusu kadere, nasibe,
kısmete de inanmak lazım. Abdullah Avcı da getirilirken başarılı
olacağına, Milli Takım’ın dilinden anlayacağına inanılarak
getirildi. Abdullah Hoca’nın getirildiği dönemlerde Fatih Hoca ile
anlaşma yapılsaydı, belki yine olumsuz bazı gelişmeler yaşanacaktı.
Bunun güvencesini vermek pek mümkün değil. Kaldı ki, yanlış
hatırlamıyorsam o dönemde Fatih Hoca, Galatasaray’da çok yeniydi. O
gün şampiyon yapmadan Galatasaray’dan ayrılacağını da pek tahmin
etmiyordum” diye konuştu.
“DEPLASMAN YASAĞI İLKEL BİR YASAKTIR”
Bakan Kılıç, bu sene uygulanan deplasman yasağının ilkel bir yasak
olduğunu belirtti. Yasağın kalkması için kulüp başkanlarının
aralarında anlaşması gerektiğini vurgulayan Suat Kılıç, “Bu yasağı
ben koymadım. Zannedildiği gibi İstanbul Valisi ya da İstanbul
Emniyet Müdürlüğü de koymadı. 3 kulübün başkanı kendi aralarında
anlaşıp, ‘Biz deplasmanlara seyirci götürmek istiyoruz’ dedikleri
anda deplasman yasağı kalkar. Deplasmana giden taraftarın
sorumluluğu, deplasmana giden kulüpte olduğu için, kulüp başkanları
seyirciyle ilgili bu riski almak istemiyor. O zaman taraftar
derneklerinin başkanları kulübe gidip, ’Bir sefer bize bir şans
verin, bir daha asla vermeyin’ demeleri lazım. O zaman bu yasak
kalkar. Çünkü bu ilkel bir yasaktır. Bugün deplasmana götürmediğin
bir seyirci, yarın birbirine yabancılaşıyor. Bence bu noktadan
sonra, bu ayıp kulüp yöneticilerine aittir” dedi.
(İHA)