Polis şiddeti hakkında zıt açıklamalar
Abone olBM İnsan Hakları Temsilcisi Navi Pillay ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, polis şiddeti mağdurlarına tazminat verilmesini ve aşırı güç kullanımının önlenmesini öneriyor. Başbakan Erdoğan ise polisin müdahale gücünün artırılacağını belirtiyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay,
Gezi Parkı gösterilerinde aşırı güç kullanan kolluk güçlerinden
hesap sorularak mağduriyetlerin tazmin edilmesi çağrısı
yapıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü de, polis şiddetinin Türkiye'de kutuplaşmaya yol açtığı uyarısı yaparak, "polis taktiklerinin değiştirilmesini" tavsiye etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan ise polisin, "sistematik şiddet" kullanan göstericiler karşısında "demokrasi sınavından başarıyla geçtiğini" savunuyor.
Erdoğan ayrıca, polisin güçlendirileceğini ve müdahale gücünün artırılacağını belirtiyor.
BM yetkilisinden 'tazminat' önerisi
Gezi Parkı gösterileriyle ilgili ilk kez açıklama yapan BM insan
hakları yetkilisi Navi Pillay, göz yaşartıcı gazın ve biber gazının
göstericiler doğrudan hedef gözetilerek ve kapalı alanlarda
kullanılmasının soruşturulması gerektiğini söyledi.
Sosyal gerginlik zamanlarında kolluk güçlerinin eylemlerinden sorumlu tutulmasının önemini vurgulayan Pillay şöyle dedi: "Protestolara en başta zorbaca karşılık verilerek birçok kişinin yaralanmasının hâlâ sorunun büyük kısmını oluşturduğunun yetkililer tarafından kabul edilmesi önemlidir."
Pillay, güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanımı ve insan hakları ihlallerinden mağdur olanlara hükümetin tazminat sağlaması gerektiğini sözlerine ekledi.
HRW: Polis taktikleri değişmeli
Merkezi New York'ta bulunan sivil toplum kuruluşu İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), hafta sonunda göstericilere karşı aşırı güç kullanılmasının Türkiye'de "insan hakları ve siyaset krizini" derinleştirdiği tespiti yapıyor.
HRW'nin Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, "Hükümet politikalarından memnun olmayanlara yönelik tekrarlanan polis şiddeti Türkiye'yi derinden kutupaştırdı. Hükümet acilen polis taktiklerini değiştirmeli ve açık bir itidal çağrısı yapmalı" diyor.
Açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, uygunsuz şekilde göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullanımıyla ilgili olarak Türkiye'yi "insanlık dışı muamele" nedeniyle suçlu bulduğunun altı çiziliyor.
Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'ne taraf olduğu hatırlatılıyor.
Erdoğan: Müdahale gücünü artıracağız
Başbakan Erdoğan ise bugün partisinin TBMM'deki grubuna seslenirken, polisin uygulamalarını savundu.
"Bu olaylar, daha en başından itibaren, polisin çevreci gösterilere şiddet uygulaması gibi sunuldu ve sunuluyor. Bu tamamen yanlıştır" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Güvenlik güçlerimiz, demokrasi ve hukuk sınırları içinde son derece sabırlı şekilde, şiddet eylemlerine karşı başarıyla mücadele vermişlerdir. Hatta polisimiz sistemli bir şiddet hareketi karşısında, demokratik bir tavır sergilemiş ve demokrasi sınavından başarıyla geçmiştir."
Erdoğan, polisin biber gazı kullanma yetkisi olduğunu belirterek, "Polise biber gazı kullandı diye yapılmayan kalmadı. Hep bir ağızdan hepsi aynı şeyi söylediler. Dünyaya bu yönüyle takdim ettiler. Şiddet uygulayan kim? Terörist, anarşistler şiddet uyguluyor" dedi.
Polisin "hiçbir hukuksuzluğa göz yummayarak, gerekeni yapmaya devam edeceğini" vurgulayan Başbakan, "Polisimizi daha da güçlendireceğiz. Her yönüyle daha da güçlendireceğiz. Ki bütün bu olaylar karşısında çok daha müdahale gücünü artıracağız" diye konuştu.