Polis Gezicilere yanlış yapıyor!

Önceki gün ABD'de yaşanan bir olayı izledim. Silahsız bir kişi, binlerce kişinin gelip geçtiği bir meydanda taşkınlık yapınca etrafını onlarca polis sarıyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Önceki gün ABD'de yaşanan bir olayı izledim. Silahsız bir kişi, binlerce kişinin gelip geçtiği bir meydanda taşkınlık yapınca etrafını onlarca polis sarıyor. Şüpheliye hemen yere yatması ve ellerini görülebilecek bir noktaya koyması uyarısında bulunuluyor.

Şahıs önce yere yatıyor ama kısa bir süre içinde tekrar ayağa kalkıyor, sonra da elini cebine atıyor.

Sonra ne oluyor dersiniz?

Polis civardaki o kalabalığa aldırış etmeden tetiği düşürüyor, silah sesleri birbirini izliyor. O sırada kalabalığın içindeki iki kadın vuruluyor. Taşkınlık yapan şahıs akabinde kelepçelenerek gözaltına alınıyor.

Bu görüntüleri izlerken aklıma bizim polisler geldi. Acaba bu olay Türkiye'de olsa ne olurdu diye düşündüm.

Fikrimi söyleyeceğim ama size tuhaf gelmesin!

Bizimkiler suçluya, suçu dibine kadar işlemek için imkan tanıyor. Lütfen açın video görüntülerini ve dikkatle izleyin. Sayıları 300-500 kişiyi bulmayan göstericiler yol ortasında barikat kurmuş, ateş yakmış, polise taşlarla saldırıyor.

Polis ne yapıyor?

Önce "dağılın" diye uyarıda bulunuyor, ardından biber gazı ile veya gaz bombası ile müdahele ediyor. Göstericiler önce ara sokaklara kaçıyor, 10, bilemedin 15 dakika sonra tekrar aynı yerde toplanıyor.

İyi de yöntem bu mu olmalı?

Sarsana etrafını kardeşim!..

Sar etrafını, direnç gösterirse etkisiz hale getir ve gözaltına al. Götür savcının karşısına suç delilleri ile birlikte çıkar.

Serbest mi kaldı?

Bıkmadan usanmadan aynı şeyi tekrar yap!

Bir, hatta bir sonraki eylemde tekrar gözaltına al, tekrar savcıya çıkar. Her gözaltına aldığında bir iki gece nezarette kalsın.

O sokakta terör estirmekten bıkmıyorsa sen de gözaltına almaktan bıkma. Yine savcıya çıkar. Savcı onu eşinden fazla görsün. Hakim, işe yaramaz hısım akraba gibi baksın! Ya o bıkacak, ya savcı, ya da hakim!

Ertesi gün yine mi sokakta ateş etrafında tepinirken gördün.

İyi, güzel!..

Belli ki çocuğun canı gezi istiyor.

Savcılıktı, karakoldu, hastanede sağlık kontrolüydü, bir iki gece nezarethaneydi.. Bol bol gezdir.  Madem renkli Toma suyuna kimyasal, biber gazına sarin, gaz bombasına el bombası diyor.

Yapma polis kardeşim!

Yapma!

Dinle şu kardeşini sen...

Tak koluna zararsız ziyansız kelepçeyi şıpırt diye. Yok kapsül neresine denk gelmiş, yok damdan düşerken vahşi batıdan gelen bir polis onu havada kafasından vurmuş gibi palavralarla uğraşmaya gerek yok.

Taktik kolay!

Etrafını sar, yakala ve etkisiz hale getir.

Direniyor mu?

Tillahi hiç cop falan kullanmaya gerek yok! Kulağına eğilip "Recep Tayyip Erdoğan" dedin mi direk kendilerinden geçiriyorlar zaten. "Ay bayılazzam galiba" dediğini, sonra fenalaştığını göreceksin.

Kabul ediyorum.

Türkiye'de özgür değiliz diyen medya artık neredeyse yargıyı da temsil ediyor. Avukat da onlar, savcı da hakim de onlar. "Biz damdan düşeni de polis vurdu diye yazmak istiyorsak, yazarız" diyecek kadar namertler. "Baskı altındayız" diye diye hükümete ve hükümet yandaşlarına en aşağılıkça yöntemlerle saldırıyorlar.

Gezicilerin yalan konusunda takviyeye ihtiyacı yokken habire yalan haberler pompalayarak adeta vatan hainliği yapıyorlar.

İşte size fırsatların en güzeli. Tekzip dışındaki her satırları yalan olan medyaya da fazla ekmek çıkarmamış olursunuz.

Ne dersiniz, olmaz mı?

O zaman taktik belli!

Yakala, etkisiz hale getir ve sonra doooğru savcıya...