Polis dergisi polislik oldu
Abone olHanefi Avcı'nın Polis dergisine verdiği demeç Emniyet'le MİT'i karşı karşıya getirdi. Emniyet Müdürü Gökhan Aydıner, teşkilata "Artık dergi yok" talimatını verdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele
(KOM) Daire Başkanı Hanefi Avcı'nın, Polis Akademisi'nin süreli
yayın organı 'Akademik Bakış' dergisinde yayımlanan "Çetelerde
resmi görevliler var" sözleri, MİT ve Emniyet'i karşı karşıya
getirdi. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Avcı'nın sözleri nedeniyle
Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'e sitem etti. Emniyet Genel
Müdürlüğü Araştırma, Planlama, Koordinasyon Daire Başkanı Mustafa
Gülcü de, iki dergi dışında Emniyet'in çıkardığı tüm dergilerin
yayından kaldırılmasını önerdi. Aydıner bu öneriye onay verince
Polis Akademisi ve polis meslek yüksekokulu öğrencileriyle il
emniyet müdürlüklerinin çıkardığı tüm dergiler yasaklandı. Aydıner,
il emniyet müdürlerinin ülke güvenliğiyle ilgili konuşmasını da
yasakladı. Olay şöyle gelişti: Atasagun: Bu ne rezalet Polis
Akademisi öğrencilerinin söyleşi yaptığı KOM Daire Başkanı Avcı,
organize suç örgütleri, kaçakçılık ve yolsuzlukla mücadeleyi
değerlendirdi. Söyleşi, Akademik Bakış'ın son sayısında, 'Geniş
yetkili soruşturmacıya ihtiyaç var' başlığıyla yayımlandı. Yeni
Şafak gazetesi de söyleşiyi, 9 Mart'ta 'Çetelerin uzantısı devletin
içinde' başlığıyla haberleştirdi. Haberin yayımlandığı gün
Başbakanlık'ta güvenlik zirvesi toplantısı yapıldı. Toplantıda, MİT
Müsteşarı Atasagun'un, gazeteyi Emniyet Genel Müdürü Aydıner'e
göstererek, "Bu ne rezalet" diye sorduğu ileri sürüldü. APK Başkanı
önerdi Emniyet Genel Müdürü Aydıner, zirveden hemen sonra Emniyet
Genel Müdürlüğü Araştırma, Planlama ve Koordinasyon (APK) Daire
Başkanı Mustafa Gülcü'den konuyu araştırmasını istedi. Araştırmada,
gazete haberinin 'Akademik Bakış' dergisinden alındığı anlaşıldı.
Gülcü, Aydıner'e, Polis Akademisi'nce çıkarılan 'Polis Bilimleri'
dergisi ve kendi dairesinin çıkardığı 'Polis' dergisi dışındaki tüm
dergileri yasaklamayı önerdi. Aydıner bu öneriye onay verdi ve
Polis Akademisi, polis meslek yüksekokulları ve il emniyet
müdürlüklerince çıkarılan onlarca dergi yasaklandı. Yasak emrinde
şöyle denildi: "Söz konusu yayınlarda; Emniyet teşkilatının
disiplin anlayışını aşan, yazarın şahsi kanaatini ifade ettiği
halde yazarların resmi sıfatı nedeniyle teşkilatımıza mal edilen,
diğer devlet kuruluşlarıyla münasebetlerimizi olumsuz yönde
etkileyebilecek yönde nitelikte yazılara, ayrıca polislik
mesleğinin vakar ve ciddiyetiyle bağdaşmayan magazin, fotoğraf ve
haberlerine yer verildiği görülmüştür." Aydıner'in, il emniyet
müdürlerinin, ülke güvenliğini ilgilendiren konularda konuşmalarını
da yasakladığı öğrenildi. Aydıner, il emniyet müdürlerine
gönderdiği yazılı emirde, ülke güvenliğini ilgilendiren konularda
genel müdürlüğün onayını aldıktan sonra konuşmalarını istedi.
Aydıner: Ciddiyetimizle bağdaşmayan yazılar çıkıyor Emniyet Genel
Müdürü Gökhan Aydıner imzasıyla 23 Mart 2005'te teşkilat içinde
yayımlanan yasak emri şöyle: "Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve
taşra birimleriyle bazı öğretim ve eğitim kurumlarımızın süreli
yayınlar çıkardıkları bilinmektedir. Söz konusu yayınlarda, Emniyet
teşkilatının disiplin anlayışını aşan, aslında yazarın şahsi
kanaatini ifade ettiği halde teşkilatımızın imkânlarıyla basılıp
dağıtılması ve yazarların resmi sıfatı nederiyle teşkilatımıza mal
edilen, diğer devlet kuruluşlarıyla münasebetlerimizi olumsuz yönde
etkileyebilecek yönde nitelikte yazılara, ayrıca polislik
mesleğinin vakar ve ciddiyetiyle bağdaşmayan magazin, fotoğraf ve
haberlerine yer verildiği görülmüştür. İki dergiye izin Öte yandan,
genellikle kişisel gayretlerle çıkarılan yayınlar periyodunu
kaybetmekte, ilk birkaç sayıdan sonrası çıkarılmamakta, ortaya
çıkan dergi enflasyonu kaynak ve emek israfına yol açmaktadır. Bu
çerçevede, Emniyet Genel Müdürlüğü 'Polis' dergisi ve 'Polis
Bilimleri' dergisi dışında, her ne ad altında olursa olsun (dergi,
mecmua, gazete) süreli yayınlar çıkarılmayacaktır. Her seviyedeki
mensuplarımız, bilimsel nitelikli araştırma ve yayına teşvik
edilecek, makaleleri adı geçen iki dergiye yönlendirilecektir. Genç
adaylar ve öğrencilerin edebi çalışmaları da yine bu dergilere
yönlendirilecek, uygun bulunanlar dergilerde yayımlanacaktır. Daha
nitelikli çalışma ve araştırmaların ise mevcut usule göre mustakil
kitap olarak yayımlanması yöntemine de ağırlık verilecektir. Keza
özelliği olan yerler, günler ve durumlar için bir yayın çıkarılmak
istendiğinde gerekçeli rapora dayalı olarak teklifte bulunarak
genel müdürlük onayı alınacaktır. Eğitim ve öğretim kurumlarında
çıkarılan yıllıklar, Türk polisinin disiplin anlayışı, vakar ve
ciddiyetiyle uyumlu olmak şartıyla bu genelge kapsamında yer
almamaktadır." Avcı'nın 'korkutan' sözleri Emniyet Genel Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hanefi Avcı,
'Akademik Bakış' dergisinin son sayısında yayımlanan söyleşide
şunları söylemişti: "Para kazanma hırsı ve gelecek kaygısı, bazı
insanları çetelerin içinde yer almaya yöneltiyor. Bu çetelerin
içinde resmi görevlilere de rastlanıyor. Zaten bir tarafında
devletin resmi görevlileri olmadan bu işlerin yapılması mümkün
değil. Ama kimse, kurum içindeki memuru bir ihbar olmadan
denetlemiyor. Suç açığa çıkıncaya kadar müdahil olmuyor. AB'ye uyum
kapsamında yapılan değişikliklerde, savcının önderliği olmaksızın
tahkikat yapmak mümkün değil. Ani gelişen suçüstü hallerinde
zabıtanın yetkisi vardır, harekete geçebilir. Ama bunun dışında
özellikle planlı operasyonlarda, takibatlarda kesinlikle, öncelikle
yapılması gereken mutlaka bir savcının bulunması. Bu suçlar genelde
geniş bir sahada meydana gelir. Suçun işlendiği tek bir nokta
yoktur. Parça parça olayların tamamına bakıldığında suç oluşuyor.
Bu tip olayların soruşturulabilmesi için geniş yetkili savcıya
ihtiyaç var. Dünyanın her tarafında organize suçlarla ilgili bu tip
uygulamalar var. Fakat ülkemizde maalesef yok. Örneğin Almanya ve
İsviçre'de federal savcılık var. Federal başsavcı, tüm ülkede
yetkilidir. Hollanda'da ayrı ayrı soruşturma büroları var. Ülkeyi
dört-beşe bölmüştür. İngiltere'de teşkilatlar merkezidir. Ülke
genelinde yaygınlaştırılmış. Mali konular bizim açımızdan en zor
konular. Aslında yapmamız gereken en önemli görev. Çünkü karapara,
yolsuzluk, sahtecilik, kalpazanlık gibi geniş bir konuyu kapsıyor.
Bu konuda bizim açımızdan biraz sorun var. Bu konuda araştırma
yapmakta ve delil toplamakta zorlanıyoruz. Suçların veya zanlıların
muhaberelerinin kanunda belirtilen biçimlere göre denetlenmesi
gerekiyor. Bu tür organize suç şebekelerinin içerisine gizli
görevli dediğimiz görevlilerin sızdırılması gerekiyor. Türkiye'de
güvenlik kuvvetleri bu tip suçlarda bu tür yöntemleri kullanamıyor.
Çünkü, bu yöntemlerin kullanılmasıyla ilgili veya kullanılmasını
tanımlayan Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanunu belli
suçları saymış. Diyelim ki, uyuşturucu kaçakçılığı, terör suçları,
tarihi eser kaçakçılığı gibi 45 tane suç saymış. Bunun dışındaki
suçlarda kullanılmaz. Türkiye'de bugün devletin en büyük ekonomik
kaybı akaryakıt kaçakçılığından kaynaklanıyor. İkinci sırada Tekel,
üçüncü sırada elektronik malzeme kaçakçılığı ve dördüncü olarak da
hayali ihracat geliyor. En küçük rakam 2 milyon dolarlık vergi
kaybıdır". Haber: Soner Arıkan Kaynak: Radikal