Polis çocuğu alnından vurdu!
Abone olKuşadası'nın göbeğinde, gündüz vakti sivil polis tarafından başından vurulmasına tanık olan esnaf dehşet anlarını böyle anlattı...
“Polis çocuğu tutmuştu. Önce ayağına doğru ateş etti.
İsabet etmedi. Sonra başına namluyla vurdu. Polis olduğunu o anda
bilmiyorduk, ‘Yapma’ diye yalvardık. Çocuğu yerden kaldırdı. Başına
ateş etti. Altı yedi sivil polis şahitlik yapmamamız için bize
gözdağı verdi...”
‘Çocuk’ önceki gün saat 14.30 sıralarında, Kuşadası’nın göbeğinde
sivil bir polis tarafından başından vurularak ağır yaralanan 27
yaşındaki Umut Tamaç. Bu dehşet anlarına tanık olansa, Tamaç’ın
yere yığıldığı yerin yakınındaki Yay-Tun Et Galerisi’nin sahibi
Mehmet Yaylacı.
Valilikten yapılan ilk açıklamaya göre hakkında ‘yakalama
emri’ bulunan Tamaç, polis tarafından götürülmek isteyince
bıçak çekti, yaşanan ardebedede polisin silanı ateş aldı.’
Yaylacı’nın Radikal muhabiri Serkan Ocak'a anlattıkları ise
farklı:
ÇOCUK TESLİM OLMUŞTU |
Caddede karşılıklı duruyorlardı. Polis ayakta
bağırıyor, çocuk müdahale etmiyor, cevap vermiyordu. Çocuk zaten
korkmuştu, gitmek istiyordu. Polis bırakmıyordu, ‘ben seni
götüreceğim’ diyordu. Çocuk hiç seslenmiyor, polis ‘Seni
öldüreceğim, başıma bela olacaksın’ diyordu. Polis, ikide bir
çocuğa seni öldüreceğim’ diyordu. Çocuk da ‘Öldüreceksen öldür, ben
buradayım’ diyordu. Aramız iki üç adım bir şeydi. Tabii yanlarına
çok yaklaşamadık. Silah var, bize de dönebilir diye. İlk
gördüğümden itibaren polisin elinde silah vardı. Çocuğun elinde bir
şey yoktu. |
YALVARDIM: Çocuk hiç müdahale etmiyordu. Çocuk
yürümek istiyordu, hep önüne geçip müdahale ediyordu. Polis önce
çocuğun ayağına ateş etti. Denk gelmedi. Yere ateş ettiğinde ben
onun polis olduğunu bilmiyordum. ‘Ağabey, yapma yazık günahtır’
dedim. ‘Elinden kaza çıkacak, gerek yok’ dedim. Biz öyle dedikçe
kendini havalara soktu. Bizi hiç dinlemiyordu. Ayaktayken yakasını
tutmuştu. Silahın namlusuyla kafasına vurdu. Çocuk sırtüstü yere
gitti. Polise çok yalvardık, yapma diye yalvardık. Çocuk zaten
çelimsizdi. Bu sefer alnına ateş etti. Ayağa kaldırdı, bu sefer
kafasına sıkınca çocuk yere düştü.
VURDU, 155’İ ARAYIN DEDİ:
Tüm yaşananlar iki dakika içinde oldu. O çocuk pisi pisine vuruldu.
Vurduktan sonra bize ‘155’i arayın gelsin’ dedi. Biz de kızdık.
155’i aradık. İki dakika içinde sivil ve diğer polis ekipleri
geldi. Yerde bir bıçak vardı. Ama çocuktan düşüp düşmediğini
görmedim. Diğer polisler, çocuğu vuran polisi apar topar ekip
arabasına bindirerek götürdü. Çünkü buradaki halk vuran polisin
üzerine yürümek istedi.
GÖZDAĞI VERDİLER: Esnaf olduğumuz için direkt
bizim yanımıza geldiler. ‘Biz olsak, biz de aynı şeyi yapardık’
dediler. Yanımıza gelenler sivildi. ‘Dağılın lan buradan, bizim de
çoluk çocuğumuz var’ diye bağırıp çağırdılar. Sonra bizim mekâna
geldiler. Gazeteciler de geldi. Gazeteciler bizimle konuşmak
isteyince, siviller ters ters bakıyordu. Konuşturmak istemiyordu.
Ben polislere ‘Size ifade vermek istemiyorum, savcılığa ifade
vermek istiyorum’ dedim. Altı yedi sivil polis vardı. İnsanlara
burada gözdağı verdiler. İfade verdirmek istemediler. İnsanlar da
başımız ağrımasın diye, herkes geri çekildi. Bunu bütün herkes
gördü. İlçe emniyet müdürü geldi, ‘şahit misin’ diye sordu. ‘Kafam
yerinde değil’ dedim. ‘Daha sonra düşüneceğim ve ifade vereceğim’
dedim.
VİCDANIM SIZLAR: Savcılığa da mutlaka ifade
vereceğim. Vermek zorundayım, Bu vicdanın altında kalamam. Polis
vuruyor, yarın bize de aynı şeyi yapabilirler. Aydın Sökeliyim.
Burada böyle bir şey daha önce olmadı. İlk kez yaşıyorum.
Gözlerimin önünde olduğu için hâlâ şoku üzerimden atamadım. Çocuğun
ailesi yarın (bugün) buraya gelecekmiş. Kendi ailesiyle birlikte
karakola gitmeden savcılığa giderek ifademi vereceğim. Çocuğu da
polisi de tanımıyorum.
Olay sonrası sessizlik
Kuşadası’nı sarsan olayın ardından sivil polis gözaltına alındı.
Emniyet polisin kimliğini açıklamadı ve Aydın Valisi Hüseyin Coş’un
önceki gün yaptığı açıklama dışında çıt çıkmadı. Coş, “Savcılıkça
yakalama emri bulunan bir kişiyi polis memuru almak istemiş. Kişi
bıçakla mukavemet edince arbedede polis silahını ateşlemiş. Polis
şu an gözetim altında. İddialar adli tahkikat sonucunda açıklığa
kavuşacak” demişti.
Abla: Polis olduğunu nasıl bilsin?
Başından polis kurşunuyla vurulan Umut Tamaç, şu anda yoğun
bakımda, yaşam mücadelesi veriyor. Yanında ablası Pınar Tamaç var.
Kardeşinin iddia edildiği gibi uyuşturucu satmadığını sadece
bağımlı olduğunu anlatan abla Tamaç, hakkında da ‘yakalama değil,
polis kontrolünde hastaneyi götürme’ kararı olduğunu söyledi. Abla
Tamaç, şunları anlattı:
“Uyuşturucu satıcılığından sabıkalı olduğu söyleniyor.
Umut’un geçmişte silah yakalatmaktan dolayı bir sabıkası var. Onun
dışında sabıkası yok. Uyuşturucu bağımlısı. Kullanıyor ama
satmıyor. Şu an yoğun bakımda. Polis kasti olarak kardeşimi vurdu.
Birinin uyuşturucu kullanıyor olması gidip onu kafasından
vurabilirsiz anlamına gelmiyor. Havaya sıkıp o kurşunun şakaktan
girip, yanaktan çıkması diye bir yerçekimi kanunu
yok.”
‘Kimlik göstermemiş’
Kardeşinin bu kişiyi polis olarak bilmesinin mümkün olmadığını
belirten abla Tamaç, şöyle devam etti: ‘Umut buraya gel’ derken
kimliğini göstermeden çağırması, Umut’un onu polis olarak
algılaması söz konusu değil. Umut, şizofren tedavisi gördü. Tam
olarak tanı konmasa da tedavi oldu. Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi’nde uyuşturucu tedavisi gördü. Raporu yok. Hastaneden
taburcu oldu. Bir ay önce polisle birlikte kontrole gitti. Düzgün
olduğu herhangi bir problemi olmadığı için aynı gün geri
bıraktılar. Umut’un her ay Manisa’da hastaneye giderek polis
kontrolünde doktor heyetine girmesi gerekiyor. Umut’un suçtan
dolayı aranması veya yakalanması gibi hakkında verilmiş karar yok.
Uyuşturucu kullanıp kullanmadığına dair hastaneye gidip heyete
girmesi gerekiyor. İki ay önce de polisle birlikte gidiyor.
Uyuşturucu kullanmadığına karar veriyorlar ve taburcu oluyor. Zorla
götürülme kararı var, yakalanma veya araması bulunmuyor.”
Umut Tamaç’ın Kuşadası’nda yalnız yaşadığını belirten Pınar Tamaç,
“Annemiz vefat etti. Sorunlu bir çocuk ama bu hiçbir şekilde
polisin kafasına kurşun sıkmasını gerektirmiyor. Gerekiyorsa da
belden aşağı kullanması gerekirdi” diye konuştu.