Polemikleri hatıra kalacak
Abone olTeziç'in görev süresi doluyor. İşte Teziç ve Başbakan'ın unutulmaz polemikleri...
YÖK Başkanlığı görevini Prof. Dr. Kemal Gürüz’den 12 Aralık 2003
tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesdei Morfoloji Salonu'nda
düzenlenen Üniversitelerarası Kurul toplantısının öncesi devralan
Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in görev süresi 8 Aralık 2007 tarihinde
doluyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden, türbana, katsayı tartışmalarından,
Rektör Aşkın'ın tutuklanması olaylarına kadar birçok konuda yaptığı
açıklamalar nedeniyle Başbakan Erdoğan ile polemik yaşan Teziç, 4
yıllık görev süresince ülke gündemine geniş yer bulan gelişmelerin
ilgi odağı oldu.
Teziç döneminde hafızalarda yer eden olaylar ve polemikler;
TEZİÇ'E SALDIRI GİRİŞİMİ
25 Nisan 2007 tarihinde YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e silahlı saldırı
girişiminde bulunuldu.Nurullah İlgün isimli silahlı kişi YÖK
Başkanı ile görüşmek istediğini belirterek YÖK binasının önüne
geldi.Silahını kapıdaki görevlilere yönelten İlgün kapıyı açtırdı.
Garaja doğru ilerlerken, güvenlik görevlilerini görünce geri dönüp
kaçmaya başlayan İlgün, 3 el ateş etti. Kimsenin yara almadan
kurtulduğu olay sonrasında kaçan zanlı Ankara Şehirlerarası
Otogarında Yakalandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Rektörler Komitesi adına açıklama
yapan Teziç, Anayasa Mahkemesi'nin tartışmalı 367 kararını
desteklemesi nedeniyle de Başbakan Erdoğan ile karşı karşıya
gelmişti.Teziç tarafından okunan bildiride, Cumhurbaşkanının
tarafsız, çağdaş, laik ve şaibesiz geçmişe sahip olmasını
istenirken, 367 kararı da desteklenerek,"Genel Kurul'a 367
milletvekili katılmazsa, cumhurbaşkanlığı oylaması
yapılamaz."denilmişti. Bu sözler Başbakan Erdoğan ve AK
Parti milletvekilleri tarafından tepki ile karşılanmıştı.
REKTÖR AŞKIN'IN TUTUKLANMASI
2005 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel
Aşkın'ın tutuklaması üzerine YÖK ile hükümet arasındaki ipler iyice
gerildi.YÖK Başkanı Teziç, Rektör Aşkın'ın tutuklanmasına tepki
göstermiş, hükümet ile sert polemikler yaşanmıştı.Teziç'in,
"Rektör’e sahip çıkmak, Cumhuriyet’e sahip
çıkmaktır" sözlerine Pakistan ziyareti öncesi yaptığı
açıklamada sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan,"Herkes
görevini bilirse, öyle zannediyorum ülkemize çok daha faydalı
oluruz. Yeter ki herkes görevini, yerini bilsin ve
bulunduğu görevin gereğini yerine getirsin"
ÖĞRETİM ÜYELERİNİN FİŞLENDİĞİ İDDİASI
Rektör Aşkın'ın tutuklandığı dönemde 'Teziç döneminde öğretim
üyelerinin fişlendiğine' yönelik iddialar ortaya atılmıştı. Bu
iddiları Teziç kabul etmeyerek, "Rektör Yücel Aşkın mahkemedeki
ifadesinde, bazı öğretim üyeleri ile ilgili bilgilerin OHAL ve YÖK
tarafından gönderildiğini söyledi. YÖK`ün bir fişlemesi oldu mu?"
sorusuna, "Bu fişler nasıl gitti, ben bilmiyorum. Benim dönemimde
gitmediğini biliyorum. Daha evvel oldu mu, bilmiyorum" cevabını
vermişti.
TÜRBAN VE İMAM HATİP LİSESİ
Hükümet ile birçok konuda sürtüşmeye yaşan YÖK, türban ve
imam hatip lisesi konularında da karşı karşıya
gelmişti.Teziç, üniversitelerde türban yasağının devam
etmesi gerektiğini, yargı içtihadının yasama organı tarafından
değiştirilemeyeceğini savunmuştu.Yani 'Meclis eliyle
değiştirilemez' demişti.
Teziç ile imam hatip liselilerin üniversiteye giriş sınavında
katsayı sorunu nedeniyle de karşı karşıya gelmişti.Katsayı
uygulamasında herhangi bir değişiklik yapmaya yanaşmayan YÖK,
hükümet tarafından hazırlanan yeni YÖK tasarısına şiddetle karşı
çıkmıştı.YÖK Yasa Tasarısı'nın Meclis'te görüşülmeye başladığı
sırada Yükseköğretim Kurul (YÖK) olağanüstü gündemle toplanmış,
toplantı öncesi açıklama yapan Teziç,"Katsayılar
oluşturulurken hangi esasa dayandırılıyor? Bu konuda Meclis yetkili
midir?" diye sormuştu. Hükümet ile YÖK arasında İmam Hatip
Lisesi nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılığı randevu krizine
dönüşmüş, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Erdoğan'ın kendisiyle görüşmek
istediğini belirterek, `Başbakan beni davet etti`
demişti. Erdoğan ise Teziç`in bu sözlerini yalanlarcasına,
"Ben niye talepte bulunayım. Kendisinden bir talep gelmedi.
Ama gelirse memnuniyetle görüşürüm" diye konuşmuştu.
17. MİLLİ EĞİTİM ŞURASI
Ankara'da YÖK'süz toplanan 17. Milli Eğitim Şurası'nda benimsenin
kararlarda tepki ile karşılanmıştı.Şura sonrasında toplanan
Rektörler Komitesi yaptığı açıklama "Meslek liseleri için katsayı
uygulamasını kaldırmayı` amaçlayan ve `İmam hatip lisesi
mezunlarına uygulanan engelin aşılması` olarak ünlenen, yüksek
öğretimde onarılamayacak tahribata yol açacak temenni kararını,
kesinlikle benimsememiştir. Komitemiz benimsemediğimiz şura temenni
kararının gerçekleştirilmesi için yüksek öğretim üst kurullarının
iradesi dışında girişimde bulunulması halinde, bu girişimleri
engelleyebilmek amacıyla her zamanki gibi yasal zeminde bütün
gayretleri sebatla sürdüreceğini ve yaklaşan ÖSS'de bu konuda
değişiklik yapılmayacağını kamuoyuna açıklamayı bir görev bilir.
Amaca hizmet edecek aracın içinde bulunmayı doğru bulmadığımız için
şuraya katılmadık. Amacın, imam hatiplere doğrudan üniversite
yolunu açmak olduğu açıktır."denilmişti.
ERDOĞAN'DAN YÖK
Deniz Ticaret Odası'nın meclis toplantısında "YÖK anlayışı
ülkemizde bilime sınır getirmiştir" diyen Başbakan Erdoğan, yeni
bir tartışmayı başlatmıştı.YÖK'ün yeni üniversitenin açılmasına da
engel olduğunu söyleyen Erdoğan, YÖK'ü öğretim üyesi açığının
sorumlusu göstererek"Öğretim üyesini kim yetiştirecek, ben mi
yetiştireceğim? Sen yetiştireceksin ama insanların beyinlerini
okumaya kalkarsan bu ülkede öğretim üyesi çıkmaz" sözlerini
kullanmıştı.
YÖK'TEN JET HIZIYLA YANI
Erdoğan'ın Deniz Ticaret Odası'nda yaptığı açıklamalara YÖK
kanadından beklenen cevap fazla gecikmedi.Erdoğan'ın
açıklamalarının ertesi günü basın toplantısı düzenleyen Teziç,
hükümetin yeterli kadro vermediğini ifade etmişti.
"Biz üniversitelerden aldığımız ödünç kadrolarla burada personel
istihdam ediyoruz.Kim kimi sınırlıyor?" sözleri ile Erdoğan'ı
eleştiren Teziç,"Kadroların kullanımıyla ilgili Başbakanlığın
sınırlamalarıyla da karşılaştık.Rektör atamalarında siyasi irade
buna müdahil olmak istedi.Bu sürece hükümet, Milli Eğitim Bakanlığı
kanalı ile rektörlerin atanmasında yer almak istedi. Biz her ilde
üniversitenin olmasını arzu ediyoruz ama üniversitelerin büyük
eksiklikleri varken yeni 25 üniversite kurmak yanlış"
ANAYASA HAZIRLIĞI DURMALI TARTIŞMASI
Hükümet ile YÖK, yeni anayasa çalışmaları nedeniyle karşı karşıya
geldi.Seçimden sonra süratle yeni anayasa için çalışmalara başlayan
hükümet, YÖK'ün tepkisi ile karşı karşıya gelmişti.Yeni anayasa
taslağı hazırlığıyla ilgili bir değerlendirme toplantısı yapan
Rektörler Komitesi toplantısı sonrasında açıklama yapan Teziç,"TBMM
anayasanın tamamını değil, ancak değiştirilemez hükümler dışında
kalanları değiştirilebilir. Anayasanın değiştirilmesinde siyasi
partilerin birlikte hareket etmeleri, gerek siyasi, gerek hukuki
bir zorunluluktur.Yeni anayasa hazırlığının bir partinin görüşü
olarak ortaya çıkması sürecin demokratik olmadığı sonucunu
doğurmaktadır.İzlediğiniz yol demokratik değilse, içerikle ilgili
endişe meydana gelir.Anayasa çalışmalarına hemen ara verilmeli."
Daha sonra anayasa çalışmaları ile ilgili basın toplantısı
düzenleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa hazırlığına tepki
gösterenlere "Atanmışlara eyvallah, seçilmişlere hayır! Yok böyle
bir şey.Anayasa yapma görevi meclise attir.Durumdan vazife çıkarma
anlayışını kabul edemeyiz"diyerek tepki göstermişti. Erdoğan,
Rektörler Komitesi’nin üniversitelerde türban yasağının
kaldırılmasının hukuki temeli olmadığı görüşüne karşı, “Zaten
hukuki temel oluşturmak için anayasa çalışması yapılıyor. Özgürlük
dediğimiz nedir, türban bir partinin simgesi değil. Dert başka. Onu
bana söylettirmeyin"demişti.
TERÖRLE MÜCADELE
Hükümet ile birçok konuda karşı karşıya gelen rektörler, zaman
zaman ortak noktada da buluştu.
Terör saldırılarının arttığı dönemde de toplanan Rektörler
Komitesi, terör saldırılarını kınadı ve "Öfkemiz ne denli büyük
olursa olsun, bunun iç barışımızı ve huzurumuzu yok etmesine asla
izin vermeyeceğimiz"dedi.Komite konuya ilişkin yaptığı
açıklamada;"Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Silahlı Kuvvetleri
ve güvenlik güçlerine teröre karşı verdikleri mücadelede güvenimiz
ve inancımız tamdır" diyerek terörle mücadelenin kararlılıkla
sürdürülmesi gerektiğini vurgulamıştı
Kaynak: Milliyet