Polat Alemdar saf mı değiştirdi?
Abone olMilliyet Yazarı Can Dündar : "Kurtlar Vadisi Irak", sadece yenilmişlik duygusunu gideren bir yara bandı değil, aynı zamanda Türkiye sağının yeni safının habercisi...
Nihayet bizim de bir Rambo'muz oldu. Aynı onun gibi gözüpek ve
atak... Onun gibi devlet tarafından yetiştirilmiş, özel eğitimden
geçirilmiş. Attığını vuruyor. Rambo gibi az konuşuyor ama konuştu
mu lafını esirgemiyor.
Rambo Vietnam'a gidip esir alınan Amerikan askerlerini kurtarırdı,
Polat Irak'a gidip aşağılanan Türk askerlerinin öcünü alıyor.
İşin ilginç yanı "kahraman Polat", Rambo'dan ve Hollywood'dan
öğrendiği bu numaraları, onların anavatanı Amerika'ya karşı
kullanıyor.
Yani "kötü Amerikalılar"ı kendi silahlarıyla vuruyor.
Tarkan'dan Polat'a
"Kurtlar Vadisi Irak"ı izlerken gençliğimde "Kahpe Bizans"ı
kılıçtan geçiren Tarkan filmlerinin hazzını aldım.
"Amerikan gavuru", günahsız Iraklılara acımasızca işkence yapıp
çoluk çocuk demeden kurşunlarken yan koltuğumda oturan yaşlı teyze
"Allah belanızı versin. Tüh vicdansızlar" diye söylenerek ortalama
Türk insanının tepkisini veriyordu.
Polat tek başına zalim Amerikan ordusunu dize getirdikçe salonumuz
çocukken Yılmaz Güney filmlerinde yaptığımızı yaptı ve bu zaferi
alkışlarla karşıladı.
Yara bandı
Amerikan aksiyon filmlerinin dinamik temposu ve tekniğiyle Tarkan
filmlerinin hamasetini ustaca yoğuran film soluk soluğa
izleniyor.
Ancak başarısının sırrını bu sürükleyicilikten ziyade, son bir
yılda içine düşürüldüğümüz yenilmişlik duygusunda aramalı...
Amerikalılar ulusal kırmızı çizgilerimizi silip bir de
Süleymaniye'de kafamıza o çuvalları geçirdiğinden beri ezik bir ruh
haliyle geziniyoruz.
Ne savaşa girer gibi yapıp girmemiş oluşumuz ne "Biz de onların
komutanını donuna kadar soyduk" türünden üste çıkan palavralarımız
bu ruh halini onarmaya yetti.
Ama şimdi Polat, Irak'ta çuvallamamıza ilaç gibi gelecek bir yara
bandı sunuyor bize...
Senaryo, toplumdaki anti-Amerikan hissiyata da birebir denk
düşüyor.
Nihayet gerçek hayatta yapamadığımızı filmde yaptık:
Amerikalıların başına çuval attık.
Üç kişiyle ordularını dağıttık.
Sam Amca'nın göğüs kafesini yardık.
Ve filmin galasında Amerikan askerlerine uşaklık yaptırdık.
İntikamımızı aldık.
Rahatladık.
İkame kahraman
Film Ortadoğu'ya ihraç edilirse Arap dünyasında büyük seyirci
bulabilir ve Polat oradaki ezik ruhlular için de ideal bir
kurtarıcı kahraman olabilir.
Bu Irak'taki durumu düzeltmez tabii ama ruhumuzu ferahlatır.
Sinemanın yarattığı hayal dünyasının bir faydası da budur.
Gerçek hayatta yapamadığımız dayılanmayı perdede görmek
yenilmişliğin acısını hafifletir.
Eh, onca aşağılanmadan sonra toplumların bu afyona da ihtiyacı
vardır.
Malumunuz, Polat'ın ataları 1960'larda sokaklarda "Amerikalı
evine dön" diye yürüyen öğrencilerin üzerine "Komünistler Moskova'ya" diye bağırarak saldırmış, ateş açmışlardı.
Türkiye'nin en büyük öğrenci eylemlerinden biri 1968 yazında, Amerikan 6. Filosu'nun ziyaretinde yapılmıştı ve orada "Bağımsız Türkiye" sloganıyla yürüyenlerin üzerine açılan ateşle Vedat Demircioğlu öldürülmüştü.
Filmin kötü adamı Mr. Sam Marshall'ın da isabetle hatırlattığı gibi "Amerika, anti-komünist mücadele için Polat gibileri beslemiş, palazlandırmıştı."
Onu bırakın, "Polat'ın çalıştığı" Özel Kuvvetler, Amerikan parasıyla kurulmuş ve her yıl finanse edilmişti.
Ama gün oldu, filmdeki Sam gibi Sam Amca da "Artık size ihtiyacımız yok" deyiverdi.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Nereden nereye?
1950'lerde Marshall yardımı getiren gemileri törenlerle karşılayan Türkiye şimdi "büyük şeytan"a isim diye takıyor Marshall'ı...
1960'larda İstanbul'u ziyaret eden Amerikan askerleri için kerhane duvarlarını boyatanlar şimdi Iraklı dul, zalim Amerikalının kalbini deşince alkış tutuyor.
Polat işgalcilerle sosyalist jargonla konuşuyor, "Amerikan askerlerinin patronu Amerikan kapitalizmi değil mi?" diyor.
Amerika mı değişti?
Hayır. Vietnam'dan beri
Sam aynı Sam...
Lakin 11 çuval, Türk sağına 50 yılda anlatılamayanı anlatıverdi.
1960'larda boyanan kerhane duvarları nasıl Türk-ABD yakınlaşmasının fotoğrafı olarak hafızalara kaydolduysa, sanırım "Kurtlar Vadisi Irak" da Türk sağının Washington'dan kopuşunun simgesi olarak tarihe geçecek.
Gökçen Çatlı'nın babasıyla ilgili anılarını okursanız ("Babam Çatlı", Gökçen Çatlı, Timaş, 2000) Çatlı ve arkadaşlarının bir dönemki eylemlerinin benzer şekilde değerlendirildiğini görürsünüz.
Çatlı da "devlet tarafından özel olarak işe alınıp yetiştirilmiş, milleti ve devleti için her türlü tehlikeyi göze almış, gerekirse cinayet işlemiş, sonra yurtiçi ve yurtdışında sayısız operasyonlara katılıp ülke menfaatleri için çalışmış bir kahraman" olarak tarif ediliyor.
Şu farkla ki, Çatlı'nın 1970'lerde ölüm emrini verdiği ve evlerinde boğazlanarak öldürülen yedi TİP'li genç, 30 yıl sonra bugün Polat'ın boğazladığı Amerikalılar ülkelerini işgal etmesin diye uğraşıyorlardı.
Belki de filmdeki Amerikalı'nın işaret ettiği gibi, şimdi Türklerle Kürtleri birbirine düşüren de, o gün sağcılarla solcuları birbirine kırdıran da onlardı.
Polat ve arkadaşlarının bunu anlaması 30 yıla ve 30 bin cana mal oldu.
Ama Polat'ın Hollywood'u yüreğinden hançerleyeceği şimdiden belli gibi...
Sinema izleyici istatistikleri inanılmaz bir gelişmeyi haber veriyor:
Geçen yıl Türkiye'de toplam 28 milyon biletli seyirci vardı.
Bunların 11 milyonu yerli filmleri tercih etti.
Bu, yüzde 40 civarında bir Türk filmi seyircisi demekti.
Hollywood'un ezip geçtiği Avrupa'da (Fransa hariç) ulusal sinema seyirci oranı yüzde 10'larda geziniyor.
O yüzden yüzde 40'lık yerli film seyircisi, müthiş bir rakam...
Şimdi sıkı durun; çünkü daha da büyük bir rakam geliyor:
Geçtiğimiz ocak ayında yaklaşık 6 milyon seyirci sinemaya gitmiş. Bunlardan
5 milyonu Türk filmlerini tercih etmiş.
Yani oran yüzde 80'leri aşmış.
Ki, büyük seyirci çekeceği anlaşılan "Kurtlar Vadisi Irak" yeni vizyona girdi.
Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu "Şubatta toplam seyirci 10 milyona çıkacak, bunun 9 milyonu Türk filmi seyircisi olacak" tahmininde bulunuyor ve "Bu, Türk sinemasında bir Rönesans habercisidir" diyor.
Dedim ya, Polat Amerikalıları asıl burada vuracak gibi görünüyor.
Yazı :