PKKyı 6 ayda bitirecekler!
Abone olFırsat verilirse 6 ayda terör örgütü PKK'yı bitirecekler. Köy korucusu terör sorununa ilişkin ilginç tespitlerde bulundu.
Köy Korucuları Hakları Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneği Başkanı Ali Haydar YenerYener, fırsat verilmesi halinde
PKK'yı 6 ayda bitirebileceklerini söyledi.
İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüşmek ve başta geçim
sıkıntısı ve özlük haklarının iyileştirilmesi olmak üzere çeşitli
sorunlarına çözüm bulunmasını istemek üzere birkaç arkadaşı ile
birlikte Ankara'ya gelen Köy Korucuları Hakları Koruma Yardımlaşma
ve Dayanışma Derneği Başkanı Ali Haydar Yener, taleplerini Cihan
Haber Ajansı ile de paylaştı.
6 AYDA BİTİRİRİZ
"Bizim üzerimizde kirli oyunlar oynanıyor." diyen Yener, oyunun
figüranlarının ise bugün süper güçlerin kuklaları olduğunu
düşünüyor.
Yener, "Eğer gerçek anlamda bizlere, ülkenin bu sorunlarının çözümü
için fikir ve düşüncelerine başvurulmuş olsaydı gerekeni söylerdik.
Bizlere bırakılırsa PKK terör örgütü 6 ayda bitecektir.
Bitmemesinin tek nedeni çıkar ilişkileridir, şirketleşmedir,
ihaledir." dedi.
Korucuların sosyal haklarında geride kalan 25 yıllık süreçte
iyileştirme bir yana, yarı yarıya gerileme olduğundan yakınan
Yener, bu konudaki taleplerinin çok yüksek olmadığını belirtiyor.
Yener ve arkadaşlarının en önemli talepleri, maaşların artırılması,
emekli maaşıyla birlikte tazminat ödenmesi, giyim yardımlarına
standart getirilmesi, operasyon tazminatı olarak aylık verilen 20
YTL'nin de günlüğe dönüştürülmesi.
İmralı'da yatan terörist başının yanına başka mahkumların
gönderilecek olmasını üzüntü verici bulan korucular, meslekten
emekli olmalarına rağmen kendilerine halen 'Geçici Köy Korucusu'
denmesini de bir çelişki olarak ortaya koyuyor. Korucular bugüne
kadar verdikleri bin 500 şehit ve emekli olan 13 bin korucunun
geçici değil, daimi korucu olduklarının belgesi olduğunu
vurguluyor.
NE KADAR ALIYORLAR?
Aktif görev yaparken 580 YTL maaş alan koruculara emekliliklerinde
ise 250 ile 370 YTL arasında maaş ödendiğinden yakınan korucular,
terörle mücadele verirken en azından ailelerine bakacak kadar bir
gelir elde etmelerinin insani bir hak olarak görülmesini istiyor.
"Yeşil karttan bu ülkeye hainlik eden, bölmeye çalışan terör
yandaşı da yararlanıyor. Köy korucusuna verilen bu hak bir mükafat
olarak görülmemeli" diyen korucular, çalışan insanlar olduklarını
ve emeklerinin karşılığını istediklerini dile getiriyor.
Köy Korucuları Hakları Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
Başkanı Ali Haydar Yener, "Bedavadan kimseden bir şey istemiyoruz.
Korucularımız kırsalda, toprakta mevzilenmiş ülkesine hizmet
veriyor. Bu hizmetin karşılığı 580 YTL değildir. Güvenlik
şirketlerinde çalışan birinin aldığı ücret 900 YTL. Elinde
silahıyla 24 saat kırsalda korucum vatan bekliyor. Vatan beklemenin
mükafatı bu mudur? Ben bu hizmeti onurlu ve şerefli görüyorum. Bu
hizmeti şereflendirmek lazım, onure etmek lazım. Hükümete düşen
budur. Cani terör örgütü PKK'nın kuklası Abdullah Öcalan'ın, İmralı
Adası'nda günlük masrafı 36 bin YTL. Aylık masrafı 1 milyon 200 bin
YTL.
45 bin köy korucusuna devletin yaptığı aylık harcama ise 26 milyon
YTL'yi ancak buluyor. Bölücü başının bu ülkeye faydası nedir? Biz
canımızla vatan için mücadele ediyoruz. Sayın Başbakanımız ile
Maliye Bakanımızın bunu düşünmesini istiyoruz. Öcalan ile
koruculara yapılan masrafı bir karşılaştırsınlar. Bu vatanı sevip
bedel ödemişiz. Varsa bizim gibi bu ülkede bedel ödeyen çıksın.
Bunu verirken onur gurur duyuyoruz. Ecdatlarımızın emanetidir bu
ülke. Onların kanlarıyla sulandı. Bizlere teslim edildi, bizler de
kendimizden sonra gelenlere canımız pahasına teslim edeceğiz."
dedi.
"ASKERİMİN VURULMASI, KARAKOLLARIMIN BASILMASI
İHALEDİR"
Terör örgütünün ciddi bir şekilde bitmesini istemeyen güçlerin
bulunduğuna dikkat çeken Yener, Doğu ve Güneydoğu halkının onurlu
ve şerefli, ülkesine sahip insanlar olduğunu söyledi. Yener, huzur
ve onurlarıyla topraklarında yaşamak istediklerini belirtti. Yener,
şöyle konuştu:
BİTMEMESİNİN NEDENİ ÇIKAR İLİŞKİLERİDİR
"Eğer gerçek anlamda bizlere, ülkenin bu sorunlarının çözümü için
fikir ve düşüncelerine başvurulmuş olsaydı gerekeni söylerdik.
Bizlere bırakılırsa PKK terör örgütü 6 ayda bitecektir.
Bitmemesinin tek nedeni çıkar ilişkileridir, şirketleşmedir,
ihaledir. Benim askerimin vurulması, karakollarımın basılması
ihaledir. Herkesi terörle mücadelede samimiyete davet ediyorum.
Herkes ciddi olsun. Ben korucu olarak işimi ciddi yapıyorsam,
herkes işini ciddi olarak yapmalıdır. 2 bin tane terörist varsa da
benim 1 milyon güvenlik görevlilerim vardır. Ciddi anlamda terörle
mücadelede çalışmaların yapılması lazım."
Terör örgütüyle Ergenekon bağlantısına ilişkin ilginç
değerlendirmelerde bulunan Başkan Yener, ülkede kanun ve yasaların
dışına çıkılması halinde terör örgütü olunacağını kaydetti. Bir şey
yapılacaksa kural ve yasalar doğrultusunda olması gerektiğini
anlatan Yener, "Silahlı gücümü kullanırsam, bunu yasal olarak
kullanırım. Bir gücüm varsa, onu yasal olarak oluşturmalıyım. Gayri
yasal oluşturduğum zaman, o insan iyi niyetli de olsa kendi kişisel
çıkarları için değişebiliyor. Olay farklı yönlere gidebiliyor."
diye konuştu.
"GÜNEYDOĞU HALKI HERŞEYİN BİLİNCİNDE "
Terörist başı Abdullah Öcalan'ın 10 yıldır yakalanmadığını şu anda
da koruma altında olduğunu savunan Yener, "Kumandadır. Son
zamanlarda İmralı'ya komşu gönderme söz konusu. Canı sıkılıyor
orda. Yanına birkaç kişi daha gidecek, beyinler bir araya gelecek.
Biz bu hatayı yaptık, nasıl düzelteceğiz. Örgüt bitti, propaganda
çürüdü. Kürt hareketi denilen bir şey yok. Kürtçülük denilen bir
şey yok. Tamamen oyun. Oyunları ortaya çıktı. 'Bu oyunları nasıl
değiştirebiliriz, ne yapabiliriz?' Şu an onun çalışması var.
Başkada bir şey değildir." İddiasında bulundu.
"ÖZAL DAHİ BİR İNSANDI"
Güneydoğu halkının her şeyin bilincine vardığına dikkat çeken
Yener, hiç kimsenin bu saatten sonra Güneydoğu halkını
kandıramayacağını ve farklı yerlere çekemeyeceğini vurguladı.
Rahmetli Turgut Özal'ın çok dahi bir insan olduğunu dile getiren
Yener, "Özal hükümeti bu sistemi çıkarmasaydı, duyarlı, şerefli,
onurlu insanlara kendini koruma imkanı sağlamasaydı; olaylar bugün
çok farklı olurdu. Ortadoğu oyunu oynanmıştı, amacına ulaşmıştı.
Sistemin Ortadoğu oyununun önüne geçmiştir. Oyununu bozmuştur.
Güneydoğu değerlendirmelerinde samimi olalım. Olayların sorumlusunu
bütün Güneydoğu halkını göstermek doğru değil. Vatanını duyarlı
seven Güneydoğu halkıdır. Kendilerini bizim yerimize koyup ona göre
yorumlarını, eleştirilerini yapsınlar. Ben şehit olan askerimi
kucağımda taşıyorum. Beni taşıyan askerimdir, Güneydoğu halkıdır.
Kandırılmış gençler, İstanbul, Ankara, İzmir'de eğitilip
Güneydoğu'ya gönderiliyor. Buralarda öyle imkan yok. Bütün
propaganda çalışmaları burada oluyor. Lütfen Güneydoğu'yu öne
almasınlar, o zaman burada da önüne geçsinler." çağrısında
bulundu.
"KÜRT DAVASI DEĞİL ERMENİ DAVASI"
22 sene köy koruculuğu yapıp emekli olduğunu anlatan Köy Korucusu
Hüseyin Ulaç, Atatürk'ün emanet ettiği bu toprakları Ermenilere,
düşmanlara vermeyeceğini vurguladı. Yıllardır bölgede oynanan
oyunun "Kürt davası değil, Ermeni davası" olduğunu söyleyen Ulaç,
"Maaşım 600 YTL idi, emeklilikte 300 YTL veriyorlar. 10 tane nüfus
ile nasıl geçinebilirim? 4 tane oğlum var, çalışmak için şehir
dışına gidemiyorlar. Çünkü hedefim. Emekliyim ama koruma
altındayım. Mayınlı tuzak kuruldu, Allah korudu. Şerefimi,
namusumu, vatanımı düşünerek bu göreve girdim, evlatlarım devam
ettiriyor. Devletime rica ediyorum köy korucularını düşünsünler."
çağrısında bulundu.
Bitlis Hizan Gazi ve Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı
Ayhan Özdemir ise 1984 yılından beri köy koruculuğu yaptığını
söyledi. 1991 yılında pusu kurularak abisi ile 6 akrabasını şehit
verdiğini anlatan Özdemir, 1995 yılında babasının zehirli bir iğne
ile şehit edildiğini kaydetti.
Verdikleri mücadelenin bayrak, millet ve vatan için olduğuna dikkat
çeken Özdemir, "Hiç kimseye minnet etmiyoruz. Bu topraklar bize
aittir, gerekirse yine şehit veririz. Ama topraklarımızı kimseye
emanet etmeyiz. Sadece devletimizden şehit ailelerine daha duyarlı
davranmalarını istiyoruz. 30 bin kişinin katili Abdullah Öcalan'a
komşu götürülüyor. Şehit ailelerinin yüreğini ne kadar
incittiğinizin farkında mısınız?" diyerek duygularını dile
getirdi.
Çankaya Köşkü'nde verilen iftar yemeklerine çağrılmamalarından
dolayı üzgün olduklarını söyleyen Özdemir, Cumhurbaşkanı'na korucu
ailelerinin şehit olup olmadığını sordu. Kız kardeşini şehit
verdiğini, babasının ise haberi duyunca kalp krizinden öldüğünü
kaydeden Köy Korucusu Nurettin Ödümlü de vatan ve bayrağın
kendilerine teslim edildiğini bunun için canlarını feda ettiklerini
ama çocuklarının evde aç kaldığını söyledi.