PKK'ya karşı diplomasi devrede
Abone olBaşbakan Erdoğan'nın CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşmesi yeni dönemin sinyallerini mi ortaya koyuyor?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ana muhalefet partisi lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ile dün yaptığı görüşme teröre karşı mücadelede
yeni dönemin sinyallerini ortaya koyuyor. Radikal Gazetesi Ankara
Temsilcisi Murat Yetkin, hem iki liderin buluşmasını hem de
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun açıklamalarını yanyana koyduğunda
ortaya çıkaran manzarayı şöyle analiz ediyor:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
ile ‘terörle mücadele’ konusunda 1,5 saat görüşmüş olması hem
içerik, hem zamanlama bakımından önem taşıyor.
Zamanlama açısından önemi, PKK’nın 1 Haziran’daki İskenderun
baskını ile yeni bir saldırı aşamasına geçtiğini ilan etmesi, bir
dizi kanlı saldırı yürütmesi ardından 24 Haziran’daki MGK
toplantısında PKK ile mücadele için yeni kararlar alınmasından
kaynaklanıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ‘Sözün bittiği
yerdeyiz’ demesi ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘yeni bir
dönemden’ ve yeni yöntemlerden söz etmesi, Erdoğan-Kılıçdaroğlu
görüşmesinin zamanlama önemini ortaya koyuyor.
CHP liderinin terörle mücadelenin partiler üstü anlayışla
yürütülmesi kaydıyla destek vaat etmesi ve iktidarla diyalog
kapılarını açması, bu zamanlamanın içerik bağlantısını
oluşturuyor.
Dünkü görüşme ardından Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ın da aynı
anlayışta olduğunu görmekten ‘mutluluk’ beyanı, kamuoyu ile
paylaşılmamış bazı bilgilerin (bir güven göstergesi olarak)
paylaşılmaması ricasıyla CHP’ye emanet edilmiş olması,
Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki görüşmelerin devamına açık olduğunu
söylemesi, daha fazla kan dökülmesine engel olacaksa, olumlu yönde
atılmış adımlar sayılmalı.
Burada akıllara takılan soru, dünkü görüşme ardından artık emin
olduğumuz özel birlikler kurulması konusunun içeriği. Bu
birliklerin, daha önce Türkiye’de de görüldüğü gibi, çeteleşip can
güvenliği ve demokrasiyi tehdit eder hale gelmesine meydan
verilmemeli.
Siyaset boyutunda Erdoğan’ın DSP, Saadet ve BBP ile de görüşmesi
önemlidir elbette, ancak ana muhalefet partisinin Meclis ağırlığı,
dünkü görüşmeye ayrı anlam katıyor.
Yetkin siyaset cephesini özetledikten sonra meselenin diğer
aktörlerine projektör tuttu:
Siyaset cephesinde bunlar olurken, iki cephede daha hareketlilik
var.
Bir tanesi, güvenlik cephesi... Genelkurmay, Emniyet ve MİT, Irak
ve ABD ile kurulan üçlü mekanizma çerçevesinde muhataplarıyla
çalışmalarını hızlandırdı. İnsansız hava araçlarının
saptaması ve ABD’nin hava koridoru desteğiyle Hava Kuvvetleri,
Irak’taki PKK üslerine daha sıklıkla ve etkili olarak saldırılar
düzenliyor.
Diplomasideki hareketlilik de artmış durumda.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, önceki gece Portekiz’den
Türkiye’ye dönüş uçağında bir yandan Dışişleri’ne ait
bilgisayardaki elektronik Irak sınır bölgesi haritası üzerinde
göstererek, bu boyuta ilişkin bazı bilgiler verdi.
Davutoğlu şunları söyledi:
* Sürece iyi bakmak lazım... Ben Neçirvan Barzani
(Mesud Barzani’nin akrabası, Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilisi)
ile ilk defa 1 Mayıs 2008’de kara harekâtından sonra görüştüm. O
zamandan bu zamana Kuzey Irak’ta söylem değişti; çok şey
değişti.
* Çok ciddi tutum değişikliği var. Lojistik konularda alınan
önlemler söz konusu. Türkiye, Üçlü Mekanizma çerçevesinde Erbil’de
ofis açtı, Başkonsolosluk çalışmaya başladı. Türkiye’nin
görünürlüğü arttı. Alanda daha fazla varız. Bölgesel yönetim PKK
ile arasına net mesafe koydu. 2007’de Kürt dayanışması söylemi
vardı. Şimdi o yok.
* Üçlü mekanizmada da istihbarî hazırlıklar yapıldı. Onu
daha etkin hale getirmeye çalışıyoruz. Yapılan yeni hazırlıklar
var, detaylarını veremem. Irak’ta merkezi hükümetin kurulmasının
gecikmesi de bu süreci etkiliyor.
* Hillary Clinton ile (hafta sonu) yaptığımız görüşmenin belki
en güçlü tarafı terörle mücadele tarafıydı. Bundan istifade
etmeliyiz. PKK’nın ortak düşman olduğunu daha sonra ABD sözcüleri
de tekrarladı.
* AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile
terörün Avrupa’daki finans kaynaklarının kurutulması konusunda
kapsamlı görüşme yaptık. Ashton’a ‘PKK terör örgütüne kaynak
sağlayan kuruluşları neden yasaklamıyorsunuz?’ diye soruldu. Ashton
ve AB tarafından kararlı adım sinyali aldık.
Ankara’nın bu yaz PKK ile mücadele konusunda da, Kürt sorununun
sorun olmaktan çıkarmak konusunda da mesafe almak istediği
görülüyor. Ana muhalefetle kurulan ilişkinin sağlıklı zeminde
devamı bu bakımdan ayrıca önemli.