PKK'nın yeni hedefi Gülen Okulları
Abone olPKK, Hakkari'de Gülen okullarına savaş açtı nedeni ise bu okullardaki çocukların PKK'ya düşmanca bakmaları!
Gülen okulları PKK'nın hedefinde! Bu iddia, hem PKK'yı hem de cemaati çok yakından tanıyan bir isme ait. Terörün gölgesindeki Gülen okullarını gündeme getiren T24, bölgeye gitti cemaatin Hakkari'de yaşadıklarını yazı dizisi haline getirdi. Fethullah Gülen'in resmi sitesinde de yazının ikinci bölümü "Gülen cemaati gönüllüleri anlatıyor" başlığıyla yayınlandı.
PKK'lılar şehre döner ekmek için iniyor, bölgedeki cemaat okulları tehdit ediliyor. T24'ten Selin Ongun Hakkari'ye gitti hem PKK'yı hem de Fethullah Gülen cemaatini çok yakından tanıyan bir ismin ağzından, yaşadaki gerilimi kaleme aldı.
İşte o çok ilginç röportajdan satır başları;
-Gülen hareketi Hakkâri'de ilk kez ne zaman okul, dershane, yurt açtı?
Gülen hareketinin Hakkâri'deki eğitim kurumlarının temeli 1993-1994 yıllarda atıldı. O dönem buralarda sıkıntının zirveye ulaştığı günlerdi. Hareketin önde gelenleri, özellikle eğitim konusunda neler yapılabiliceğini analiz etmek için bölgede yaptıkları keşifte şunu görmüşler; o dönem okul açmak için uygun ortam yok. Güvenlik nedeniyle eğitim konusunda atılacak ilk adımın dershane olduğuna karar veriyorlar, hatta İl Özel İdare'nin binasını kiralıyorlar. Halen faaliyette olan Fem ve ardından Anafen dershaneleri eğitime böyle başlıyor.
-Şu an hareketin Hakkâri'de bir koleji var, değil mi?
Evet, Hatice Avcı Koleji. O da üç yıl önce eğitime vermeye başladı.
-Yurt var mı?
Bir erkek ve bir kız yurdu var.
-Kaç öğrenci var bu yurtlarda?
Yaklaşık 100 öğrenci konaklıyor.
-Okulda kaç öğrenci var?
300 civarında.
"OKULLARDA YÜZDE 80 HAKKARİ ÇOCUKLAR VAR"
-Yaklaşık 100 öğrenci yatılı ise kalan 200 öğrenci Hakkâri'nin çocuğu?
Evet, hareketin eğitim kurumlarında yüzde 80 Hakkâri'nin çocukları okuyor.
-Öğrenci sayısı örneğin, okulunun kapasitesinin altında mı?
Kaynaklar, okulun tam kapasite eğitim verdiğini söylüyor. Ancak tabii şimdi son hadiselerden sonra kayıt sildirmeler mevcut.
-“Son hadiseler” dediğiniz bir hafta önce okula yerleştirilen ses bombası mı?
Evet, biri o. Bir de örgütün ANF sitesinde okula kayıt yaptıran velilere baskı unsuru olarak bir yayın yaptılar. Dolayısıyla birçok veli tedirgin oldu, ilgililer velileri ikna etmeye çalışıyor.
"PKK, GÜLEN OKULLARINA GİDENLER HEDEFİMİZDİR, DEYİNCE KAYIT SİLDİRMELER OLDU"
-Bölgedeki Gülen okullarında çalışanların “fişleme bilgileri”nin ANF'de yayımlanmasının dışında bir haber mi bu?
Evet, “Her kim çocuğunu bu okula gönderirse hedefimizdedir” diye bir açıklama yaptılar.
-Önce şunu soralım; Hakkârililerin bu okula yönelik ilgisi okul ilk açıldığında nasıldı, yükselen bir ilgi mi var?
Kaynakların verdiği rakamlar şöyle; okulun açıldığı ilk yıl 70 öğrenci, bir sonraki yıl 150 ve üçüncü yıl 300 civarında öğrenci eğitim aldı.
-Bu okul paralı bir okul, değil mi?
Evet.
-Okula çocuğunu gönderen bu 300 aile Hakkâri’nin zenginleri mi yani?
Öyle, ekonomik gücü olan ve genele göre okumuş, “Hakkari'nin elitleri” diyebileceğimiz insanlar.
-Bir yıllık eğitimin karşılığı için ne kadar ödüyor aile?
Geçen yıl bu rakam 3 bin liraydı.
FETHULLAHÇILAR ADAM ÖLDÜRDÜ
DİYECEKLER...
"PKK TEHDİT EDİYOR, EMNİYET SİLAH TAŞIYIN DİYOR"
Aslında tam bu bağlamda dillendirilen bir yorum daha var. Deniliyor ki, "Gülen hareketinin bölgede o denli kitlesel bir hacmi yok. Fakat hareketin bölgedeki etkinliği abartılarak PKK ile Gülen cemaati karşı karşıya getirilmek isteniyor." Spekülatif bir değerlendirme mi bu sizce?
Şimdi burada şöyle şeyler de konuşuluyor; PKK tarafından ciddi tehdit alan Gülen cemaati mensuplarının, emniyetten yardım istediği, ancak emniyetin onlara "Silah taşıyın" önerisinde bulunduğunu biliyoruz. Akıl yürütelim; bir cemaat üyesi kendini korumak için silah taşırsa ve herhangi bir sıkıntılı durum anında bu silahı kullanırsa, ne olur? Türkiye ayağa kalkar; "Fethullahçılar adam öldürdü" olur. Ve hareketin "illegal bir ağa" oturtulmasına zemin açılabilir.
"CANI DÖNER EKMEK İSTEYİNCE ŞEHRE İNİYORLAR"
- Ya Gülen okullarında çalışanlar; mesela kardeşi, babası, dayısı dağda olan bir Hakkârili bu okullarda iş bulabiliyor mu?
Elbette buluyor. Harekettekiler tabandan kopuk değil. Buradaki herkesin bir yakını dağdadır. Bakın çok çarıpıcı birkaç örnek vereyim; ben öğrendiğimde çok etkilenmiştim. Gülen okulunda çalışan bir Hakkârili, yaz aylarında okul kapalı olduğu için geçimini çobanlık yaparak kazanıyor. Dinleyin anlattığını; "Sürüyü bıraktım, kenara uzandım. Baktım ki yukarıdan gelenler var. Gerilla olduğunu anladım. Beni ziyarete gelmişler, bir kuzu kestim. Birlikte yedik, sohbet ettik. Sonra gittiler. O şahıslardan birini sonra merkezdeki markette gördüm." Bu tecrübeyi yaşayan kişinin yakınları da dağdadır. Şunu da biliyoruz, canları döner ekmek çektiğinde aşağıya iniyorlar.
VALİLİK, EMNİYET: ÖRGÜTE KARŞI TEK DİK DURAN SİZSİNİZ!
Peki devletin ilgili makamları burada Gülen okullarına karşı kolaylaştırıcı oluyor mu?
Şunu biliyoruz; bölgedeki vali olsun, emniyet olsun hareketteki ilgililere açıkça söylüyorlar: "Örgüte karşı tek dik duran sizsiniz, sizin müesseseler. Aman siz de eğilmeyin, yoksa bu millet tamamen ümitsizliğe kapalır."
Ya asker?
Askerle sıkıntıları da, yakın ilişkileri de yok.
Şimdi aslında en çok tartışılan bir başka konu şu; Gülen okulları ve yurtlarındaki öğrencilere 'cemaat mensubiyeti' kazandırmak için özel bir eğitim verildiği eleştirileri var. Bölgede de bu tip tepkiler var mı? Hareketin, yıllardır süren bu yöndeki eleştirilere yanıtı ne?
Bölge tabanında taraftar bulan tartışma daha çok ırki hassasiyetler noktasında oluyor. Az önce söylemiştim; belirli çevrelerde, genellikle partililerde (BDP'yi kast ediyor), "Türkçülük yapıyorsunuz" gibi bir itiraz olabiliyor. Gülen okulu ilgilileri bu konuda inatlaşmaya gitmeden, "Bu okullarda yanlış varsa, uyarın bizi, doğruyu uygulayalım" gibi bir üslup halinde. "Cemaat mensubiyeti" kazandırmak için özel eğitim eleştirisine genelde okuttukları çocukların, okuldan sonra nerede, ne yaptığını örnek veriyorlar. Mesela şimdi Hakkâri'de uzman doktor olarak çalışanlardan kimi, yine Hakkâri'de Gülen okullarında okumuş, ardından Van'da liseye devam etmiş, takibinde Batı'da devlet üniversitesinde tıp okumuş. Ve mesleğini yine memleketine gelerek yapıyor. Şimdi bu tip doktor, öğretmen gibi örnekler olunca, tabanda Batı'daki gibi bir algı çok olmuyor.