PKKnın yanlış hesabı
Abone olHükümet ile Asker arasında yetki tartışması mı yaşanıyor? Ankara'daki kritik PKK hesapları...
Hükümet ile Asker arasında yetki tartışması mı yaşanıyor?
Ankara'daki kritik PKK hesaplarını Radikal'den Murat Yetkin kaleme
aldı.
----------
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt bundan bir süre
önce muhataplarıyla görüşmek üzere Fransa'ya bir ziyaret
planlamıştı. Ziyaret, birkaç gün öncesine 'operasyonel', yani
harekâta bağlı nedenlerle ertelendi. PKK, Nevruz'u eylemlilik
zamanı ilan etmişti. Büyükanıt'ın işin başında olması daha doğru
olacaktı. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace,
Ankara'daydı; görüşmelerinde PKK konusu ön sıralardaydı. 24 Mart'ta
Büyükanıt, Başbakan Tayyip Erdoğan'a önceden açıklanmamış bir
ziyarette bulunmuş, bu ziyaretin gerekçesi Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök tarafından 'Başbakan çağırdı, çoğunlukla iç
güvenlik konuşuldu' şeklinde açıklanmıştı. Bu bilgi daha sonra
Erdoğan tarafından teyit edilmişti.
Belli ki, ortada Kara Kuvvetleri Komutanı'nın, Türkiye açısından
önemli bir ülkeye yapacağı planlı ziyareti erteletmeye yetecek bir
'operasyonel' sorun vardı. 26 Mart'ta 14 PKK militanının
öldürülmesi ardından 28 Mart'ta Diyarbakır ve Batman başta olmak
üzere, PKK eylemleri birbirini izledi. Bu arada bölgede Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin devam eden tatbikatları olduğu halde, 15
Mart'taki Terörle Mücadele Yüksek Kurulu tarafından geniş
yetkilerini kullanması istenen valiler, olayları bastırmak için
askeri birlikleri göreve çağırmadı. PKK'nın çocuklarla askerleri
karşı karşıya getirme planının işlememesinde Diyarbakır Valisi
Efkan Ala başta olmak üzere valilerin bu tutumu rol oynadı.
Nitekim, Büyükanıt ile birlikte bölgedeki askeri birlikleri
denetleyen Orgeneral Özkök, 10 Nisan'da Diyarbakır'da makamında
ziyaret ettiği valiyi tebrik etti.
Özkök, Büyükanıt ile beraber, muharebe kıyafetleriyle 9-10 Nisan
tarihlerinde Van, Hakkâri, Şırnak ve Diyarbakır'daki birlikleri
denetleme kararını önceden açıklamamıştı, bu teftişe verilen önem
belliydi.
Özkök ve Büyükanıt, teftişlerine çıkmadan bir gün önce Elazığ'daki
bir PKK pususunda katledilen Yarbay Alim Yılmaz'ın önceki gün
Ankara'da düzenlenen şehit cenazesine katılmak amacıyla, bu teftişi
erteleyemez miydi?
CHP lideri Deniz Baykal'ın dün TBMM Grubu'nda Özkök'e yönelttiği
eleştirinin altındaki soru buydu. Tam olarak alıntılarsak Baykal,
"Genelkurmay Başkanı cenaze töreninde yok. Genelkurmay Başkanı'nın
görevi, cenaze töreninde üzüntülerini ifade etmek, 'kanı yerde
kalmayacak' demek değildir. Onu anlıyorum, ama bir eksik varsa onu
açıkça söylemektir, gereğini yapmaktır. Bir engel var, hükümet
vermiyorsa, millet TSK'ya mücadele için ne gerekiyorsa vermeye
hazırdır" diyordu.
Baykal sanki hükümetin askerin istediği bir yetkiyi vermediğini,
Genelkurmay Başkanı'nın da bunu halktan gizlediğini söylüyor
gibiydi. (Bu arada, Erdoğan'ın Baykal'ı Kürt milliyetçiliğinin
Meclis'e girmesine ortak olmakla suçlamasının haksızlık olduğu da
söylenmeli. SHP döneminde enfekte olan CHP mirasını etnik ve mezhep
ağırlıklı bir siyasi parti kimliğinden arındıran Baykal oldu.)
Aslında Baykal'ın konuşması bir bütün olarak ele alındığında
Erdoğan'ı Kürt meselesinde yeterince sert davranmamak, Özkök'ü de
bu duruma göz yummakla suçlar gibiydi. Oysa özellikle de Şemdinli
olaylarından itibaren yaşanan gelişmeler, Özkök ile Büyükanıt
arasında fikirde ve eylemde birlik olduğunu açıkça ortaya
koyuyordu.
Öte yandan, PKK'nın son eylem dalgasıyla beklediği hasılatı
alamadığı da görülüyor. Giderek yeni bombalama eylemleriyle daha
çok can aldıkça, tepkileri büyütüyor. Avrupa'dan gelen kınama
açıklamalarından daha değerlisi, belki dün işçi ve işveren
kuruluşlarının birlikte yaptıkları kınama açıklamasıydı. Bununla
birlikte Doğu ve Güneydoğu'da DTP'nin etkili olduğu tabandaki bazı
isteklerin AK Parti içine dek yol bulduğu, Erdoğan'ın dün bölge
milletvekilleriyle yaptığı toplantıda görüldü. Erdoğan'ın 'Genel
af' isteyen iki milletvekiline, 'Devlet sizin bir yakınınızı
öldüreni affetse, ne düşünürdünüz. Her gün şehit cenazesine
gidiyoruz" yanıtını verdiği kulise sızdı.
Cenaze törenleri arttıkça PKK'ya yönelecek daha geniş operayonlar
kitleler gözünde daha da meşruiyet kazanıyor. PKK eğer şu anda
Irak'la, İran'la, Filistin'le uğraşan ve bu konularda Türkiye'nin
işbirliğini arayan ABD ve AB'nin, Türk güvenlik güçlerinin
terörizme karşı yeni operasyonlarını durdurmaya çalışmakla
uğraşacağını hesap ediyorsa, yanlış hesabın Bağdat'tan
dönebileceğini de göze alıyor demektir.
Radikal
Murat Yetkin