PKK'nın tehdit ettiği yazar korumaya alındı
Abone olPKK tarafından ölümle tehdit edilen yazar Orhan Miroğlu, polis tarafından korumaya alındı. Yazar artık adım adım takip ediliyor.
PKK’nın silahlı kanadı HPG’nin internet sitesinde ölümle
tehdit ettiği Kürt siyasetçi, gazeteci ve yazar Orhan Miroğlu,
emniyetin tahsis ettiği korumayla yaşıyor. Kürt meselesi nedeniyle
uzun yıllar cezaevinde yatan Miroğlu, korumayla yaşamanın kendisini
rahatsız ettiğini, ailesinin endişeli olduğunu ama alışmaya
çalıştıklarını belirtiyor.
PKK TEHDİT ETTİ
Miroğlu ilk olarak 6 Eylül’de Taraf’ taki köşesinde kendisini
kimliği belirsiz bir kişinin ölümle tehdit ettiğini duyurmuştu.
Kasım ayında da PKK’ya bağlı olduğu söylenen “HPG Online” adlı web
sitesinde “Bıçağın altında dolaşıyor. Sözün özü böyle
giderse kırmızı kalemle çekilen bir çizgi devreye girer! Miroğlu da
mortoğlu olur bu toprakların tarihinde!” sözleriyle açıkça
tehdit edildi. Miroğlu, yaşadığı süreci Milliyet’e anlattı.
HPG’nin yaptığı size yönelik ilk tehdit değil. Daha önce de tehdit
aldığınızı yazmıştınız.
Evet, önce Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’a gittiği günün gecesinde
tehdit edildim. Başbakan faili meçhul cinayetlerden bahsederken
benden de sözetme gereği duydu, “Miroğlu’nun yarasını unutmadık”
dedi. O gün telefonla bir tehdit geldi. Halen soruşturma yapılıyor,
ben de ne aşamada olduğunu bilmiyorum.
Bunun üzerine web sitesinden gelen tehditi nasıl
karşıladınız?
Bu bir internet sitesi değil, HPG’nin yani PKK’nın silahlı
örgütünün yazısı. Yazı HPG’nin ne düşürdüğünü ortaya koyuyor. Ne
kadar doğru benzetmedir bilmiyorum ama Genelkurmay’ın sitesi gibi
algılamak gerekli. Orada çıkan herşey kurumu da bağlıyor.
TEHDİTLERDEN KORKMUYORUM
Tehditler sizi korkutuyor mu?
Korkutmuyor, benim hayatıma dönüp baktığınız zaman beni
korkutacak birşey de kalmadı. Bundan sonra fikirlerimi iletmeye
devam edeceğim. Bu fikirlerin söylenmemesine yönelik bir amacı
içeriyor, susmamızı istiyorlar. Kürt siyasetçi ve aydının susması.
Her şeyi PKK’nın düşüneceği, karar vereceği bir alanın
yaratılmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Bunun PKK’ya
da faydası yok, zararı var.
REFERENDUMDA EVET DEMİŞTİ
Referanduma evet dediniz, sivillerin saldırılarda ölmesini
eleştirdiniz. Bu düşünceleriniz mi sizi hedef haline getirdi?
Demokratik özerklik, referandum, sivillerin hedef olmaması
konusundaki bu yazılarım PKK’nın temel siyasi görüşlerine ciddi
eleştirilerdi. Belki ilk kez sistemli, ulusal medyada
etkin olan bir gazetede Kürt meselesinde de bir geçmişi olan
birinin yazması etkileyici oldu. Kürt toplumu artık düşünen,
fikirlerin tartışılmasından yana olan bir toplum haline geldi. 10
yıl öncesindeki gibi değil. Tartılıyor, ölçülüyor, şiddetin
bitmesine faydası olur mu diye muhakeme yürütülüyor. Benim de bu
Kürt sorunundaki, mücadelesindeki kendi özel hikayem ve Taraf gibi
etkili bir gazetede yazıyor olmam tartışılmayı sağladı. Yandaş,
işbirlikçi, hain gibi çok kötü şeyler söylendi. Bunlar PKK
medyasında yazı yazan insanların çok kolaylıkla kullanabildiği
kelimeler.
KORUMA YAŞAM TARZIMA UYGUN DEĞİL
Yaşam şeklinizde bir değişiklik oldu mu tehditlerden
sonra?
Hiç olmadı. Telefonla tehdit edildikten sonra koruma verildi.
Korumam ben dışarı çıktığım zaman katılıyor. Uzaktan da korunuyor
muyum, bilmiyorum. Koruma benim yaşam tarzıma uygun değil, bu bende
bir rahatsızlık yarattı. Ben sokakta yaşayan bir adamdım, sokağa
giden, kahveye gidip çay içen, kitapçıları dolaşan biriyim. Koruma
olayı beni sokaktan uzaklaştırdı. Umarım kısa zamanda hayatım
normale döner.
Doğru yerde duruyoruz
İki çocuğunuz var, 21 ve 19 yaşlarında. Korkuyorlar mı size
birşey olmasından?
Doğrusu üzülüyorlar. Hayat bizim için kolay geçmedi,
her zaman soruşturmalar vardı. Cezaevi süreçleri... Her zaman bir
tedirginlik içinde yaşadılar, buna alışmaya çalışıyoruz. Faili
meçhul cinayetler döneminde Diyarbakır’ı terk etmek zorunda kaldım,
yaralı olarak Hacettepe’ye getirilip üç ay kaldığımda çocuğum üç
yaşındaydı.
Son dönemde dikkatinizi çeken, size huzursuzluk veren başka
bir tehdit oldu mu?
Mailler geliyor, üzücü. Ama bir o kadar da beni sevindiren, yalnız
olmadığımı hissettiren mailler geliyor. Ben hayatım boyunca şiddete
ve savaşa karşı, Kürtlerle Türklerin birlikte yaşayabileceklerine
dair çok güçlü yazılar kaleme aldım. Bu duruş, ne Kürtlere, ne
Türklere zarar vermez. Bazı siyasi anlayışların bilmesi gerekir ki,
Türkiye artık eski Türkiye değil. Daha ileriye, demokrasisi daha
iyiye giden bir ülke haline gelecek Türkiye. Kürtlerin bu ileri
demokrasiden öğreneceği çok şey var. Bizim gibi insanların tehdit
edilmesi bu sürece engel oluyor. Ama karşılaştıkları güçlü tepki,
bizlerin doğru yerde durduğunu gösteriyor.
MUSA ANTER'İN CİNAYET
TANIĞI
Midyat’ta doğan Orhan Miroğlu’nun gençliği Batman ve Diyarbakır’da
geçti, 1970-80 arası dönemde demokratik gençlik hareketi içinde yer
aldı. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu
ve bir yıl öğretmenlik yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra
tutuklandı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından TKSP (Türkiye
Kürdistanı Sosyalist Partisi) davasından 15 yıl cezaya çarptırıldı.
Cezaevindeki işkenceleri ve faili meçhul cinayetlerin tanığı
Miroğlu, 1988’de tahliye oldu. 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da
saldırı anında yanında olduğu Musa Anter suikastından yaralı olarak
kurtuldu. O tarihten bu yana, tedavi için geldiği Ankara’da
yaşıyor.