PKK’nın saldırılarını sıklaştırması muhtemel
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi durdurmasının malumun ilanından başka bir manaya gelmediğini belirterek, “Bundan sonra P...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi
durdurmasının malumun ilanından başka bir manaya gelmediğini
belirterek, “Bundan sonra PKK’nın saldırılarını sıklaştırması
kuvvetli ihtimaldir” dedi.
MHP Lideri Bahçeli, Wow Otel’de düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu
Toplantısı sonrasında gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı
yaptı. Çözüm sürecine değinen Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi
durdurmasıyla ilgili konuştu. Terör örgütü PKK’nın bu süreçte güç
topladığını aktaran Bahçeli, “Terör örgütü PKK, yol kesmektedir.
Vergi adı altında haraç toplamaktadır. Sözde asayiş birlikleri
kurarak şehirlerde kontrol noktaları oluşturmaktadır. Şantiye
basmakta, baskınlar düzenlemekte, insan kaçırmaktadır. PKK değil
canımıza kast etmek; varlığımıza, hayat haklarımıza ve
bütünlüğümüze karşı kazdığı ölüm siperini genişletmiş ve
derinleştirmiş durumdadır” dedi. Bahçeli, “Güçlü bir ihtimaldir ki,
İmralı’daki katile sekreter verilmesi, medyayla doğrudan doğruya
temas kurması, cinayet planlarını aracısız çetesine iletecek
imkanlara kavuşması da an meselesidir” şeklinde konuştu.
Bahçeli, 1 Eylül’e kadar verilen mühletlerin dolduğunu ve 15 Ekim
tarihli felaket senaryolarına sayılı günler kaldığını belirterek,
şöyle devam etti;
“PKK, talepleri karşılanmazsa kan dökeceğini, sınır ötesine
çekildiği söylenen militanlarının geri döneceğini ahlaksızca
açıklamaktadır. Örgüt güç toplamış, ekonomik olarak toparlanmış,
verilen molayı rehavete kapılmadan iyi değerlendirmiştir. Kandil
çetesinden yapılan son açıklamalara bakıldığında teröristlerin
çekilmesi sonlanmıştır.”
“Terör elebaşlarının çekilmenin durduğuna dair ifadeleri bir
yönüyle malumun ilanından başka bir manaya gelmemiştir” diyen
Bahçeli,
bundan sonra PKK’nın saldırılarını sıklaştırmasının kuvvetli
ihtimal olduğunu savundu.
Bahçeli, dolardaki hızlı yükseliş ve faizlerdeki anormal seyrin
vatandaşları perişan ettiğini belirterek, “Doların belini kırmaktan
bahseden Merkez Bankası, rezervleri kullanarak dövizdeki yangını
söndürmeye çalışsa da henüz başarılı olamamış, milletimizin sırtına
ek külfetler binmesinin önüne geçememiştir. Hükümet, ekonomide
büyüyen devasa açıkları kapatmaktan aciz düştükçe, milletimizin
cebinden aşırmaya, sofrasındaki ekmeğinden çalmaya yüzsüzce
tevessül etmiştir. Diğer taraftan uluslararası ilişkilerdeki
kördüğüm, bölgesel meselelere yabancı başkentlerin gözüyle bakış
ülkemizi zor durumlara sokmuştur” dedi.
Suriye konusuna da değinen Bahçeli, “Suriye’ye muhtemel bir
saldırının siyasi ve ekonomik sonuçları tüm yönleriyle
irdelenmeden, Esad öncesi ve sonrası muhtemel senaryolar milli
perspektifle yorumlanmadan Türk milleti savaşa sürüklenmektedir.
Başbakan’ın içeride barış, dışarıda savaş naraları atması hiçbir
açıdan haklı, meşru ve makul bir durum olmadığı gibi, insani ve
İslami de değildir. Henüz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin
kararı ve kimyasal silah uzmanlarının raporları belli olmamıştır.
Kimyasal silahların kim ya da kimler tarafından kullanıldığı
objektif olarak netleşmemiştir. Bununla birlikte Rusya, Suriye’ye
adeta kalkan olmuş, kimyasal silahın muhalif unsurlar tarafından
kullanıldığını duyurmuş, perde gerisinde ABD’yle restleşmiştir.
Birçok Avrupa ülkesi ayak sürümeye başlamış, parlamentolarından
müdahale kararı çıkaramamışlardır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, ABD Başkanı Obama’nın Senato ve Temsilciler Meclisi’ni
Suriye konusunda ikna etmeye çalıştığını belirterek, “Başkan
Obama’nın kendi ülke kamuoyunu müdahaleye razı etmesi sanıldığı
kadar kolay ve çabuk olmamaktadır. Bu çerçevede, Suriye’de henüz
nasıl bir gelişmenin olacağı, operasyonun zamanı ve hangi ülkelerin
katılacağı belirsizliğini korumaktadır. İhtimaldir ki, ABD
Kongresi’nin kararına göre müdahalenin takvim ve tesir alanı ortaya
çıkacaktır. ABD Dışişleri Bakanı’nın Şam yönetimine kimyasal
silahları uluslararası topluma teslim etmesi halinde herhangi bir
saldırının olmayacağını söylemesi de yeni bir durumu ortaya
çıkarmıştır. Bize göre bu teklif hala uzlaşma zemini arandığına
işarettir. ABD yönetimi, Esad’tan olumlu hamle beklemekte,
operasyonları caydırıcı bir karar gözlemektedir. Esad yönetimiyle
muhalifler arasında diyalog ve uzlaşma kanalları açılması konusunda
bu husus bir fırsat olabilecektir” dedi.
“Suriye’ye düşecek her bombanın Türkiye’ye yansıması sanılanın
aksine fazla olacaktır” diyen Bahçeli, “Havadan veya denizden her
türlü saldırı sonucunda Suriye halkı yine hedef olacak, masum
canlar, küçük çocuklar yine kefenlere sarılacaktır. Kimyasal
silahın intikamını almaktan bahsedenler, acıları, kayıpları ve
ölümleri tekrar katlayacaktır” diye konuştu.
Suriye’nin saldırıya uğramasının PYD-PKK’ya yeni imkânlar
sunacağını dile getiren Devlet Bahçeli, otorite boşluğundan dolayı
Kürdistan’ın kurulmasının hızlanacağını savundu. Bahçeli,
“Suriye’nin ateş altına alınması Türkiye’nin milli birliğini, milli
bekasını ve milli güvenliğini tam bir keşmekeşe çevirecektir.
Bölgesel savaş riski, Ortadoğu’nun birbirine girmesi, bloklar
arasındaki kanlı mücadele, sınırların gevşemesi, etnik ve mezhep
rekabetinin çığırından çıkması Türkiye’yi de karıştıracak ve
karmaşaya sürükleyecektir. PKK bu karambolu lehine çevirmek için
bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğini ve emrivakilerini
hevesle icra edecek, Türkiye’nin aleyhine olacak tüm tertiplerin
içine girecektir” dedi.
Bahçeli, Suriye konusunda, Birleşmiş Milletler’in kararının
beklenip, sorunların çözümü için diplomasinin tüm hüner, beceri ve
yollarının kullanılması gerektiğini vurguladı. Bahçeli, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
“Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı şüphesizdir. Ancak
Türkiye’nin toprak bütünlüğü, milletimizin huzur ve ali menfaatleri
için gerekiyorsa hiçbir teşebbüsten ve girişimden de çekinilmemeli,
korkulmamalıdır.”
(İHA)