PKK'nın Kobani infaz listesi ele geçirildi!
Abone olKobani bahanesiyle çıkan olaylarda öldürülen kişilerin alelade seçilmiş kişiler olmadığı, infaz listesine göre belirlenmiş isimler olduğu tespit edildi.
Güvenlik birimleri, 6-7 Ekim
tarihlerinde Kobani bahanesiyle çıkarılan olayların organize bir
şekilde başladığını düşünüyor. Saldırıya uğrayanlar da alelade
seçilmiş kişiler değil. Katledilen isimlerin PKK tarafından
oluşturulan infaz listelerinden bilinçli olarak seçildiği tespit
edildi.
Yeni Şafak'tan Cihat Arpacık'ın haberine göre, PKK'nın köy komiteleri aracılığıyla köylülere yaptığı baskıları, adam kaçırmaları, kesilen cezaları kolumdan tutarak köşeye çekip öylesine normal anlattı ki Karlıovalılar, duyan şaşırır. Ama unutulmamalı ki onlar hayatlarının büyük kısmını bu şiddetin içinde geçirmek zorunda kalan insanlar. Hayatlarını şiddete göre yaşamaya bununla başa çıkmaya çalışan insanlar… 37 yaşında 4 çocuk babasıyken evinin yakınlarında öldürülen Fethi Yalçın'ın, duvarlarında Said Nursi, Şeyh Said ve Ahmedi Xani'nin fotoğraflarının olduğu evinden ayrılıp aileyi acısıyla başbaşa bıraktıktan sonra Karlıova'dan ayrılıyoruz. Rotamız Diyarbakır. Aram Tigran yerini Ahmet Kaya'ya bırakıyor: 'Asıl savaş alanı suskundur arkadaş, sahipsizdir…'
HERKES LANETLİYOR AMA…
'Bunlar güçsüz olduğu yerde demokrat, güçlü olduğu yerde
faşisttir. 6-7 Ekim katliamı bunun en net göstergesi.' PKK'lı
saldırganlar hakkında böyle söylüyor Hür Dava Partisi'nin
Diyarbakır il Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz. Diyarbakır
sokaklarında günlerdir gizliden gizliye konuşulan ancak açık
edilmeyen tek konu aslında bu. Fakirler için kurban eti
dağıtımından dönen 6 gencin feci şekilde katledilmesi. 30 yaşında
bir insanın dahi hayatının neredeyse tümünü şiddetin içinde
geçirdiği Diyarbakır'da bu vahşet dehşetengiz yüz ifadeleriyle
anlatılıyor. Kimse, HDP siyasetine yakın veya uzak olanlar da bu
şiddeti yapanları lanetliyor, ama içten içe… Çünkü herkes bu
yöntemlerle insan öldüren örgütten hatta 'örgütünden' korkuyor.
IŞİD KAFİR İLAN ETTİ
O gün Diyarbakır'ın Bağlar Semtinde bulunan, Hüda-Par'a yakınlığıyla bilinen Köy-Der isimli bir dernek, 'IŞİD'e destek verdiği' iddiasıyla basıldı. Esasında Hüda-Par geçtiğimiz Ağustos ayında IŞİD tarafından 'kafir' ilan edilmişti. Ancak dernekte bulunanlara yönelik IŞİD'den arta kalmayacak bir vahşet örneği sergiledi.
BABASINA DA SALDIRDILAR
16 yaşındaki Yasin Börü'nün şahsında sembolleşen Köy-Der baskınında 6 kişi silah ve bıçakla vurularak, 3. kattan aşağı atılarak, molotof kokteyliyle yakılarak ve üzerlerinden kamyonla geçilerek katledildi. Katliamla birlikte sokaklarda 'sakallı avı' başlatıldı. 65 yaşındaki Mehmet Gökgöz ihtiyarlamış yaşına rağmen teröristlerin hedefi oldu. Talihsiz adamın oğlu Hasan Gökgöz ise Köy-Der baskını sırasında hayatını kaybetmişti. Saldırı henüz sürerken Mehmet Gökgöz oğlu Hasan'ı aramış saldırıya uğradığını söylemişti. Hasan Gökgöz ise o esnada yaşananları babasını korkutmamak için söyleyememişti.
ŞEHİR ŞEHİR İNFAZ LİSTESİ
Öte yandan yine Köy-Der baskınında katledilen Riyad Güneş'in ise bilinçli olarak öldürüldüğü iddiası Emniyet'in üzerinde durduğu başka bir konu. Güneş şehirde Hüda-Parlı kimliğini açık olarak yaşayan bir vatandaş. Linç edildiği gün kendisine ait kuruyemişçi dükkanı da göstericiler tarafından yakıldı. Bu durum hedeflerin önceden de belirlendiği kuşkusunu doğuruyor. Güvenlik birimleri PKK'nın şehir şehir infaz listeleri oluşturduğunu belirterek saldırıların planlı ve organize bir şekilde gerçekleştirildiğini vurguluyor.
PKK'LILARI POLİSE TESLİM ETTİK
Köy-Der'deki saldırı yaşanırken PKK'lı gruplar Hüda-Par'ın Diyarbakır İl Binası'na da saldırmak istedi. Ancak binanın içi kalabalıktı ve karşı saldırı oldu. Kaçan PKK'lılardan 8'i Hüda-Par'lılarca yakalanarak parti binasına götürüldü. Diyarbakır'da bir hastanede tedavi olan yaralı Hüda-Parlılara da saldırmak isteyen göstericilerden 3 kişi de partililerce alıkonularak parti binasına götürüldü. Daha sonra bu şahısların aileleri ve polis aranarak tutanak güvenlik güçlerine teslim edildi.
ÖLSELER PARTİNİN ÜSTÜNE KALIRDI
Partinin Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Metin Turan'ın verdiği ifadede, toplam 11 göstericinin Hüda-Parlılar tarafından parti merkezinde tutulduğunu belirtiliyor. İfadede bu şahısların 7 Ekim gününden 8 Ekim gününe kadar 'güvenlikleri amacıyla muhafaza' edildiği söylendi. Hüda-Parlılar, parti binasına aldığı göstericilerin fotoğraflarını çekerek ve kimlik bilgilerini de kağıtlara not etti. Tutanakla polise teslim etmelerinin nedenini ise bir partili şöyle açıkladı: 'Herhangi bir kayıt tutmadan örgüte teslim etseydik bu şahısları öldürür sonra da suçu Hüda-Par'ın üzerine atarlardı.'
ONLARDAN GİBİ KONUŞTUK
16 yaşındaki Yasin Börü'nün de vefat ettiği katliamdan yaralı kurtulan Yusuf Er ise Emniyet'e olay gününü şöyle anlattı: Bağlar ilçesinde kurban eti dağıtmak için geldiğimiz anda kalabalık bir grup bizleri görünce sizler IŞİD'cisiniz diye bizleri kovalamaya başladılar. Daha sonra biz bir binaya girdik. (…) Arkamdan birkaç kişi girdi.Biri satırla ayağıma vuruken diğeri elindeki odun ile kafama ve bacaklarıma vuruyordu. İki kişi kollarıma girip binanın önüne çıkardılar. Yerde 2 arkadaşımın kanlar içinde uzanan bedenlerini gördüm. Parçalanıp yakılmışlardı. Yaralı halde kaçmaya başladım. (…) Amcam bir taksi ile gelerek beni aldı. Yolda iki kez yol kesenlere rastladık. Amcam onlardan biri gibi konuşarak nihayet hastaneye ulaştık...
ÖRGÜTSÜZ OLAN SAHİPSİZ
Emniyet kayıtlarında 6-7 Ekim günü Diyarbakır'da kitlesel bir hareketin nasıl büyük bir histeriye dönüştüğünün acı ayrıntıları yer alıyor. 7 Ekim günü yaşanan olaylarda Cumali Güneş isimli bir vatandaş da hayatını kaybetmişti. Hastane kayıtlarında Güneş'in 'Silahlı saldırı sonucu vücudunun sol göğüs kısmına almış olduğu isabet sonucunda yaralandığı, kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Genel Yoğun Bakım Ünitesinde 10.10.2014 günü hayatını kaybettiği' yazıldı. Soğuk cümleler bir yoğun bakım hekimi tarafından A4 boyutlu belgeye italik ve bold ifadelerle kayda geçirildi. Güneş nüfustan böyle düşüldü. Güneş'in bir devlet okulunda öğretmen olan abisi polise verdiği ifadesinde, vefat eden kardeşinin ailenin en küçüğü olduğunu, Şanlıurfa'da şoförlük yaptığını ve bayram tatili dolayısıyla Diyarbakır'a bir arkadaşının yanına gittiğini anlattı. Abisine göre Cumali Güneş dindardı ancak herhangi bir siyasi düşünceye mensup değildi. Ancak bazı yayın organlarında Güneş'in HDP'li bazı yayın organlarında ise Hüda-Par'lı olduğu yazıldı. Daha sonra Güneş de unutuldu. 'Unutmayacağız, hesap soracağız' pankartları O'nun için taşınmadı. Herhangi bir örgüte mensup olmayan sahipsiz bir Kürt vatandaş bu kör şiddetin bir kurbanı olarak kayıtlarda kendine yer buldu