PKK’nın hedefi devletleşmektir
Abone olBüyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "PKK’nın nihai hedefi devletleşmektir" dedi.<br/>Destici, Genel Başkan Yardımcısı Kapt...
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "PKK’nın
nihai hedefi devletleşmektir" dedi.
Destici, Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal’a taziye ziyareti
için geldiği Mersin’de çözüm sürecine değindi. Süreci başından bu
yana ’Apo ile MİT müzakere süreci’ olarak nitelendirdiklerini
söyleyen BBP lideri, şöyle devam etti:
"Bakın süreçte geldiğimiz nokta ortada. Şu anda müzakere süreci
olmaktan çıktı, bir ödün ve taviz verme sürecine dönüştü. Her türlü
hukuksuzluk, meydan okuma yapılıyor. Hainler için şehitlikler
kuruluyor; hainler ne zamandan beri şehit oldu da şehitlik
yapılıyor? Askerimizin, polisimizin, vatandaşlarımızın katilleri
için sözde şehitlikler kuruluyor, hükümetten ses yok.
Diyarbakır’da, Cizre’de, Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde
özel güvenlik birimleri oluşturuluyor, hükümetten yine ses yok.
Çatışmalar yapılıyor, karakollara saldırılıyor, hükümetten ses yok.
Şunu bir kere herkesin görmesi gerekiyor; PKK’nın nihai hedefi
devletleşmektir. Bunu da 4 parçayı birleştirerek yapacaklar.
Irak’taki zaten fiili olarak devlet haline geldi, şimdi Suriye’de
özerklik ilan ediyorlar, sıra Türkiye’nin kuzeyinde. İran’daki bir
karışıklıkta orayı da alarak 4 parçalı bir ’büyük Kürdistan hayali’
var. Bundan hiçbir zaman vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Onun için
bunu görüp, başta hükümet edenlerin bunu iyi okuması lazım. Biz
hükümeti uyarıyoruz. Bunu söylerken de birileri gibi küfretmiyoruz,
hakaret etmiyoruz. İnsanca söylüyoruz, siyasi ahlaka, siyasi edebe
uygun olarak söylüyoruz. Meclis’teki siyasi partileri millet adına
uyarıyoruz. Bu dili terk edin, bu siyasi edebe, siyasi ahlaka,
siyasi nezakete uymayan dili terk edin. Sizin kullandığınız dilin
İslam ahlakında da Kur’an ahlakında da yeri yoktur. Çözüm sürecinde
gidilen yol yol değil. Bu tuttuğunuz iş iş değil. Bu terörü
bitirmez, tam tersine PKK’yı güçlendirir. Güçlendirdiği ortada
zaten. Şu anda PKK meşrulaştı. PKK haberleri gazetelerin baş
sayfalarını süslüyor. Devletin üst yönetimine birileri atanmış gibi
terör örgütünün propagandası yapılıyor. Sonra siyasallaşacaklar,
sonra da devletleşecekler. Biz Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmaya
her zaman hazırız ve kucaklaşıyoruz. Kürt kardeşlerimizle
kucaklaşmaya ’evet’, ama PKK ile müzakereye, PKK ile pazarlığa,
taviz vermeye ’hayır’ biz bunu net olarak söylüyoruz."
"BARAJ; İSTİKRARIN GARANTİSİ VEYA ÖLÇÜSÜ OLAMAZ"
2014 yerel seçimlerini Türkiye açısından en azından bir
demokratikleşme seçimi olarak görmek istediklerini vurgulayan
Destici, "Siyasi partiler ve seçim kanunundaki bir takım
antidemokratik uygulamaların değiştirileceği ve bunun baskısının
uygulanacağı seçim olarak görüyoruz. Kendi partimiz açısından da
baktığımız zaman, bunu bir sıçrama ve yükselme seçimi olarak
görüyoruz. Ben önümüzdeki genel seçimlere kadar, Türkiye’deki genel
seçimlerde uygulanan barajın da düşeceğine inanıyorum. Çünkü
kamuoyu o konuda baskı yapmaya başladı. Baraj hiçbir zaman
istikrarın garantisi veya ölçüsü olamaz. 1995 seçimlerinde de baraj
vardı. Ama ne oldu 7 parti Meclis’e girdi, 3-4 partili koalisyon
oldu. 1999 seçimlerinde de baraj vardı, ama yine Türkiye 5 partili
Meclis ve 3 partili bir koalisyon hükümeti yaşadı. Dolayısıyla
baraj bu anlamda istikrarın garantisi değil. Tersinden bakacak
olursak, 2002 seçimlerinde bu milletin yüzde 46 oyu 1 tane temsilci
gönderemedi. Yani 20 milyonun tek bir temsilcisi olmadı bu baraj
yüzünden. Şimdi düşünün ki, o seçimde DSP ile CHP oyları paylaşmış
olsaydı yüzde 9,9 gibi, sadece AK Parti yüzde 34 ile 550 koltuğu
ele geçirecekti. Bu demokrasi mi şimdi? Bu istikrar mı? Böyle mi
sağlanıyor istikrar? Önümüzdeki seçimlerde diyelim ki bir parti
yüzde 11 aldı, diğer partiler de 9,9’un altında sıralandı. Bu
demokrasi mi olacak şimdi? Bütün belediyeleri, milletvekillerini
alsın o zaman bir parti. Eğer demokrasiyi bu olarak görüyorlarsa,
başka siyasi partilere, başka fikirlere yaşam hakkı tanımamayı
demokrasi olarak görüyorlarsa alsınlar. Bizim böyle bir derdimiz
yok. Biz millet için siyaset yapıyoruz. Meclis içinde de yaparız,
Meclis dışında da yaparız. Biz Meclis’te olmayı neden istiyoruz?
Millet adına istiyoruz. Millete kurulan tuzakları millete anlatmak
için istiyoruz" ifadelerini kullandı.
’’İSLAM COĞRAFYASINDA KAN VE GÖZYAŞI EKSİLMEDİ’’
Tüm İslam aleminin Ramazan ayını tebrik eden Destici, konuşmasında
İslam coğrafyasında akan kan ve gözyaşının eksilmediğine dikkat
çekti. Mübarek Ramazan ayında da başta Suriye, Irak, Afganistan,
Doğu Türkistan ve Mısır olmak üzere dünyadaki pek çok İslam
ülkesinde yine kan ve göz yaşının devam ettiğini belirten Destici,
aralarına fitne, fesat sokularak Müslümanların bir birine
düşürüldüğünü kaydetti. Ramazan ayı hürmetine bütün İslam
coğrafyasındaki bu kanın durması temennisinde bulunan Destici, "Bu
çerçevede Mısır’da büyük bir hak gasbı yaşandı. Milletin oyu ile
hilesiz bir şekilde iş başına gelmiş bir iktidar, askeri darbe ile
devrildi. Oradaki kardeşlerimiz seçtiklerine kanları, canları
pahasına sahip çıkıyorlar. Onları alkışlıyorum, onları
selamlıyorum. Onların bu haklı mücadelesinde yanlarında olduğumuzu
ifade etmek istiyorum. Suriye’de her gün onlarca Müslüman
kardeşimiz hayatını kaybediyor. Oradaki kardeşlerimiz için de bu iç
savaşın sona ermesini bekliyoruz. Tüm İslam coğrafyasındaki bu kan
ve gözyaşının durmasını istiyoruz, bitmesini istiyoruz. Bütün
dualarımız bu yönde" diye konuştu.
(İHA)