PKK'nın amacı ne?

KADEK’in ikinci Olağanüstü Kongresi’nde kendisini feshettiği yolundaki haberleri değerlendiren yazar Ümit Fırat, “böyle bir gelişmenin beklendiğini” ancak “KADEK’in imajını değiştirmeye yönelik bir girişim olmaktan öteye geçemeyeceğini” savundu. “Değişim ancak geriye dönüşsüz bir nitelik kazandığında anlamlı olur. ‘Ben 10 bin kişilik gerilla gücümü muhafaza edeceğim ama adımı değiştirdim, artık Marksist Leninist değilim’ demekle değişim yaratamazsınız. Kendi dinamikleriyle gelişmeyen bir değişim, gerçekçi değildir.” Genel siyasi af KADEK’in fesih kararının ardında üç önemli gerekçe bulunduğunu belirten Fırat’a göre, bunlardan ilki, KADEK’in PKK’nin devamı olarak algılanması. Yönetim, yeni bir isimle PKK imajından uzak yeni bir örgüt yaratmak istiyor. Kürt çevrelerinin genel siyasi af talebi sürüyor ve bu imaj değiminin en önemli hedefi, “genel siyasi af” taleplerine kamuoyu desteği sağlayabilmek. “KADEK’in PKK’den sonra yeni bir örgütsel yapılanma sağlayamaması” fesih kararının önemli gerekçelerinden. “KADEK kurulduktan sonra Marksist-Leninist örgüt anlayışından vazgeçilmesi” de üçüncü önemli gelişmeyi oluşturuyor. Abdullah Öcalan’ın ilgisi ve bilgisi Fırat, fesih kararının Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda alındığını, bu talimatlar hakkında Türkiye istihbarat birimlerinin de bilgi sahibi olduğunu öne sürdü: “KADEK’liler Öcalan’ın talebi ya da onayı olmadan böyle bir karar alamaz. Böyle bir inisiyatifleri yok. Öcalan’ın bu konudaki talimatlarını da herkesten önce Türkiye istihbaratı biliyordur.” Değişikliğin başarısı “Öcalan’ın talimatıyla kurulacak bir örgütte yeni bir anlayış geliştirmek mümkün mü, beklentileri karşılar mı?” sorularını ise Fırat, şöyle yanıtladı: “25 yıllık örgüt geleneğini sürdürenler aynı yapı ile yeni bir örgüt kuruyorsa, bu ancak bir imaj değişikliği beklentisi olabilir. Yönetme geleneği ve siyasi kültür değişmeden, kalıcı bir değişim yaratılamaz. Yeni bir anlayış ise ancak siyasi kültürler, yeni insanlar ve başka örgütlerle mümkündür. Değişim, kendi dinamiğiyle gelmeli.” Çatışma haberleri inandırıcı değil Kuzey Irak’ta KADEK’lilerin peşmergelerle ve Amerikan güçleriyle çatıştığı yönündeki haberleri değerlendiren Fırat, bu haberleri “inandırıcı bulmadığını” belirtti. Çatışma haberlerinin kaynağını Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün açıklamasından aldığını, eksik ve taraflı olduğunu söyleyen Fırat, haberleri ne KADEK’in ne de Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) doğruladığını vurguladı. “Türkiye’nin provokasyonu” şüphesi “Son zamanlarda devlete yakın kaynaklar, ABD’lilerin el altından PKK/KADEK ile birtakım gizli görüşmeler yaptığını yayıyor. Bu doğal olarak doğrulanmıyor; ama bazı bağlantıların olduğu çok açık” diyen Fırat’a göre, “Türkiye’nin Kuzey Irak’taki istihbaratçıları, durumdan rahatsız olup böyle bir çatışmayı kışkırtmış olabilirler”. Fırat, PKK/KADEK’in örgüt geleneği gereğince tüm eylemlerini üstlendiğini söyledi; “Bu konuda basına yansıyan haberler Toplumla İlişkiler Birimi kaynaklı olabilir” dedi. “Çatışmanın nedeni yok” Türkiye basınına yansıyan haberlere göre, “Kuzey Irak’taki Türk birlikleri ile ABD’lilerin Genelkurmay’a kapsamlı bir rapor sunduğuna”; “PKK/KADEK’lilerle ABD güçlerinin spontane karşılaştığına”; “Daha sonra ABD askerleriyle PKK’lıların karşılıklı olarak esir serbest bıraktığına” dikkat çeken Fırat, şu soruları sordu: * ABD güçleri neden kendi Genelkurmaylarına değil de Türk Genelkurmayına rapor sunuyorlar? Normal işleyiş, ABD’lilerin kendi genelkurmaylarına rapor vermesi, ABD Genelkurmayının da Türk Genelkurmayını bilgilendirmesi değil midir? * Taraf olmadığı bir gelişme hakkında ABD Genelkurmayı neden Türkiye’ye bilgilendirmede bulunsun? * ABD’liler ya da peşmergeler bu konuda neden bir açıklama yapmadı? Türkiye açıklama yapma gereğini ya da hakkını neden kendisinde buldu? * KADEK’liler Kuzey Irak’ta bulunma hakkını korumaya çalışırken neden ABD ile çatışmaya girsinler? * ABD askerleri ile KADEK’liler hangi gerekçe ile karşılıklı esir bıraksın? * ABD ile çatışan Türkiye istihbarat timleri, saldırganların KADEK’li olduğunu söyleyip ABD’yi KADEK’e karşı kışkırtmış olabilir mi?