PKK'lı Duran Kalkan'dan olay açıklama
Abone olKCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan'ın çözüm sürecine ilişkin açıklamaları çok konuşulacak.
Duran Kalkan, sürecin ilerlemesi halinde Kürtlerin
asayişleri, polisleri ve savunma kuvvetlerinin olacağını iddia
etti. Kalkan, yankı uyandıracak görüşüne
Osmanlı'daki Kürt beyliklerinde görev yapan Kürt birliklerini örnek
gösterdi.
Kalkan ayrıca ekim ayı ortasına kadar demokratik reformların ve Öcalan'ın koşullarınının iyileştirilmesini istedi.
Avrupa'da PKK çizgisinde yayın yapan Özgür Politika gazetesinde röportajı yayınlanan PKK'nın üst düzey isimlerinden Duran Kalkan, sürece ilişkin hükümete uyarılarda bulundu. İşte o röportajdan bazı bölümler:
Akdoğan'dan çözüm süreci
açıklaması Başbakan Erdoğan'a en yakın isimleren biri olarak gösterilen Yalçın Akdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. Ayrıntılar için tıklayın |
CİZRE'DEKİ ASAYİŞ BİRİMLERİ GÖSTERİSİ
"Bu haklı ve meşru soruları çoğaltabiliriz. Kürtler kendilerini
nasıl savunacaklar? AKP’nin ordusu, polisi, MİT’i, iti saldırırken
Kürt’ü kim koruyacak? Kürt kendini savunmayacak mı? Niye Kürt’ün
savunulması hiç düşünülmüyor? Köle midir bu kadar? Bu kadar
olmaz.
KÜRTLER'İN ORDUSU OLACAK
Süreç ilerlerse Kürtlerin asayişleri de, polisleri de,
savunma kuvvetleri de olacak. Eskiden de vardı, Kürt
birlikleri vardı Osmanlı içerisinde. Kürt beyliklerinin kendilerini
savunan orduları, polisleri, iç düzenleri vardı. Bunlar çok doğal.
Kürt’ün de meşru savunma gücü ve polisi olur. Ordu olmak
Kürt’ün de hakkıdır, polis olmak Kürt’ün de hakkıdır. Bunlar sadece
Türk’ün hakkı değildir. Bu kadar tekçi, Türkçü olmaz, bu
zihniyetle hiçbir yere gidilmez. İlle de Kürt’ün tepesinde olacağım
demek ne anlama gelir? Bu zihniyet sahipleri kendi zihniyetlerinin
ne kadar faşist, tekçi, şoven, despotik, katliamcı olduğunu
görsünler!
ÖCALAN'IN KOŞULLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ SÜRECİN YÜRÜMESİ İÇİN
ŞART
Biz anayasada Kürt inkarının aşılması ve Önder Apo’nun koşullarının
değiştirilmesini bu sürecin yürümesi için şart olarak görüyoruz.
Bunu açıkça ifade de ettik ilgili çevrelere. Yazılı, sözlü ilettik.
Burada alenen söyleyebilirim; bize dendi ki, ikinci aşamanın
başında bunlar gündeme gelecek, o zaman yapılacak. Anayasa Kürt
inkarını aşacak, Kürt’ü kabul edecek şekilde hazırlanacak. Önder
Apo’nun durumu değiştirilecek, sağlık, güvenlik ve özgür çalışma
sorunları çözülecek. Bir sağlık ekibi her zaman kontrol edebilecek,
özgür çalışabilmek için koşullar uygun olacak, bir ekiple
çalışacak.
PKK ile mutabakat imzalanmış mıdır?
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Çözüm süreci bir pazarlık süreci değildir' sözlerine tepki gösterdi. Ataman, "Sözde Kürdistan'ın kurulması başta olmak üzere, İmralı mahkûmunun serbest bırakılması, anayasal çözümler konusunda teminatlar sunulması ve PKK'nın dağ kadrosunun polis gücü olarak kullanılması konularında bir mutabakat sağlanmamış mıdır? PKK ile bir mutabakat imzalanmış mıdır? Bütün medyada yer alan bu mutabakat metni şayet yoksa tarafınızdan neden herhangi bir yalanlama olmamıştır?" diye sordu. |
Bazı çalışmalar yapıldığı söyleniyor, ama henüz kamuoyuna
yansımış bir şey yok. Eğer kısa sürede yansımazsa tam bir
umutsuzluk, güvensizlik toplumda ortaya çıkabilir. Bu da sürecin
gidişatını tehlikeye itebilir. Bu konuda AKP de, BDP de dikkatli
olmalı. Olmazlarsa, zamanında gerekli adımı atmazlarsa artık süreci
yürütür konumdan düşebilirler. Kimse çok fazla kendilerini
beklemeyebilir, itibar etmeyebilir, umutsuzluk ve güvensizlik
ortaya çıkar. Bunu kıramayıp aşamayabilirler. Bu da tehlike
yaratır. Durumun daha fazla ciddiye alınması ve gerekenin yapılması
için ben bunu net bir biçimde ifade etmek istiyorum.
EKİM ORTASINA KADAR
Tabii ki Ekim ortasına kadar gerçekten bir demokratik reform
gerçekleşir, Türkiye’de demokratik devrim olursa çok güzel, çok
iyi, başımız gözümüz üstüne. Biz böyle bir demokratikleşme sürecine
en aktif katılır, en ağır yükünü taşırız. Hazırız böyle bir duruma.
Ama bu olmazsa hiç kimse PKK’yi/Kürtleri alternatifsiz sanmasın. Bu
tür olasılığa da hazır olmadığımızı sanmasın. Dolayısıyla her şey
tersine dönebilir. Tehlikeli gelişmeler olabilir. Ben kimseyi
tehdit etmek ya da uyarmak istemiyorum, öyle bir durumda değilim
ama gerçeklerin zamanında, doğru bilinmesi gerektiğini de
düşünüyorum. Ekim ortasına kadar bu yaz ve güz başını Önder Apo’nun
koşullarının değiştiği, Türkiye’nin hukuki açıdan köklü bir
demokratik reform yaşadığı bir süreç olması gerekiyor. Bunun için
ne gerekiyorsa o yapılmalı, kime ne görev düşüyorsa onlar
yapmalıdır. Meclis az tatil yapmalı. Komisyonlar çalışmalı."
Peki şubat ayında kamuoyuna yansıyan çözüm sürecine ilişkin Öcalan'ın önerdiği 3 aşamalı çözüm sürecinde neler vardı? Cevabı sonraki sayfada
[PAGE]
1. AŞAMA
Eylem planının birinci alt başlığı olan silahlı güçlerin ülke
dışına çekilmesi için Öcalan çağrısını Nevruz’da (21 Mart) yapacak.
Süreç, temmuz sonunda tamamlanacak. Ancak, bu süreçte ‘parlamento,
devlet ve hükümet tarafından oluşturulan içinde sivil toplum örgütü
temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon’ gözlemci olacak. Bir
başka şart ise silahlı güçlerin geri çekilmesinin ardından boşalan
alana Jitem ve korucu gibi bir başka silahlı gücün yerleşmemesi
için güvence verilmesi. PKK’lıların tam çekilmesinin ardından ise
‘silah bırakma’ modaliteleri ve takvimi belirlenecek.
2. AŞAMA
İkinci alt başlık olan yeni anayasa ise çözüm ve barış sürecinin
temel anahtarı niteliğinde. Mektupta çözümün adresi olarak da bu
bölüm gösteriliyor. Burada özellikle ‘ülkenin psikolojik ve
sosyolojik bölünümez bütünlüğüne’ ve ‘tam demokrasiye’ vurgu
yapılıyor. Öcalan, anayasaya etnisiteyi çağrıştıracak herhangi bir
ifadenin konmasına karşı çıkarak, çok tartışılan vatandaşlık
tanımıyla ilgili de, “Özgür iradesiyle kendisini bu ülkeye bağlı
hisseden herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” önerisini
getiriyor. Öcalan, Kürt ibaresinin anayasada yer almasının barışı
engellemek isteyenler tarafından kullanılabileceğine de dikkat
çekiyor. Ayrıca, millet kavramının bir ırkı işaret etmediğini de
savunuyor. Öcalan, yeni anayasada ‘AB Yerel Yönetim Şartnamesi’nin
yer alması halinde sorunun çözülebileceğine işaret ediyor. Tam
demokrasi ve evrensel hukuk ilkelerinin yeni anayasada iç hukuka
dönüştürülmesini istiyor.
3.AŞAMA
Öcalan, mektubunun son bölümünde özellikle çözüm sürecindeki üçüncü
aşamaya ilişkin görüşlerini aktarıyor. Normalleşme başlığı
altındaki bu bölümde ise “Herkesin siyaset yapmasının önünün
açılması” önerisi yer alıyor. Türkiye’de tepki çekecek söylemlerden
kaçınılmasını isteyen Öcalan, normalleşme süreci sonunda, yaraların
sarılması ve ‘birlikte yaşam’ ortamının pekiştirilmesini istiyor ve
mektubunda buna dair fikirlerini ortaya koyuyor.