PKK/KADEK de silah bırakacak
Abone olFinancial Times gazetesi, silah bırakması gereken örgütler arasında terör örgütü PKK'nın da bulunduğunu yazdı.
Avrupa basınında bugün Financial Times gazetesi, Kuzey Irak'ta
ağır silahlarını bırakması istenen örgütler arasında adını KADEK
olarak değiştiren eski terör örgütü PKK'nın da bulunduğunu yazdı.
Diğer İngiliz ve Avrupa gazetelerinde ise, Irak savaşı öncesinde
istihbarat raporlarının çarpıtıldığı iddialarını soruşturan
parlamento komisyonun ilk oturumu ile İtalya Başbakanı Silvio
Berlusconi'nin mahkemedeki savunması ağırlıklı olarak ele alındı.
Financial Times'a göre Irak'ın kuzeyinde 2 büyük Kürt partisinin
dışındaki bütün örgütlerin ağır silahlarını bırakması emri verildi.
Bu ültimatom, 2 büyük Kürt partisinden oluşan özerk Kuzey Irak
yönetimi ile Amerikalılardan geldi. Bırakılması istenen silahlar
arasında BKC makineli tüfekler, Duşka uçaksavar topu, bazuka, havan
ve sahra topları da yer alıyor. Financial Times'ın haberine göre
Kuzey Irak'taki yönetimi paylaşan Talabani liderliğindeki KYB ve
Barzani liderliğindeki KDP, dağılan Irak ordusundan ele
geçirdikleri cephaneyle takviye ettikleri ağır silahlarını
bırakmayacak. Haberde, bu 2 partinin silahlı güçlerinin, kurulacak
yeni Irak ordusuyla birleştirileceği konusunda Amerikalılarla
anlaşma yapıldığı belirtildi. Kuzey Irak'ta başka kimlerin ağır
silahı olduğunu irdeleyen Financial Times bazılarını, "Kürdistan
İslami Hareketi, Sosyalist Parti, Komünist Parti, Türkiye kökenli
PKK ve İran Kürdistan Demokrat Partisi" şeklinde sıraladı. Kuzey
Irak'taki Amerikan idaresinden bir albay, uygulama hakkında bilgi
sahibi olmaları için örgütlere 15 gün süre vereceklerini belirtti.
Kararı uygulatma görevinin de Amerikan desteğiyle KYB ve KDP'ye
düşeceği ifade edildi. "SAHTE İSTİHBARAT DOSYASI" Irak savaşı
arifesinde kamuoyunu savaşa ikna etmek için istihbarat raporlarının
çarpıtıldığı iddialarını soruşturan parlamento komisyonunun ilk
oturumu, İngiliz gazetelerinde geniş yer aldı. Komisyonda 2 eski
bakan, Robin Cook ve Clare Short'un Başbakan Tony Blair'i eleştiren
ifadeleri, Independent'ın birinci sayfasının neredeyse tamamını
işgal etti. Blair'in ilk kabinesinde dışişleri bakanlığı yapmış
olan Robin Cook'un sözleri gazetede manşete taşındı. Gazeteye göre
Cook, "Bakanlar savaşa girmeyi meşru göstermek için istihbarat
verilerini seçerek kullandı. Hükümetin sahte istihbarat dosyası,
kendi kalesine attığı muhteşem bir goldü. MI6 Irak silah
programlarının acil bir tehlike içermediğine hüküm vermişti.
Savaşın dayandırıldığı istihbarat çok zayıf bir zemin sunuyordu"
dedi. Savaşın hemen ardından bakanlıktan istifa eden Clare Short
ise, Başbakan Blair'in, ülkeyi savaşa ikna etmek için şerefli
kandırmacalara başvurduğunu, bakanlara danışılmadan kararlar
alındığını, Irak'ın kitle imha silahlarını 45 dakika içinde
kullanabileceği iddiasının istihbarata dayanmadığını söyledikten
sonra, hükümetin, ülkeyi bahara kadar savaşa sokmak için eksik
gerçekleri, abartmaları kullandığını ileri sürdü. Independent bu
meseleye ilişkin olarak, "Çok keskin bir sorgulama olmasa da,
cevaplar tam da uyum içinde bulunmasa da, 2 eski bakanın dün
milletvekillerine verdiği ifadeler, Başbakan'ı savaşa girişme
gerekçesi konusunda ağır bir zan altında bırakıyor. İstihbarat
verilerine erişme imkanları geniş bu iki eski bakanın
değerlendirmeleri birbirinin aynısı. Irak'ın ne kitle imha silahı
ne de bunları kullanabileceği uzun menzili füzesi olduğuna dair
kanıt bulunabildiğini söylediler. Irak'ın acil bir tehdit
oluşturduğuna dair kanıt da yoktu. Eldeki veriler, Birleşmiş
Milletler'in etkisiz kılma siyasetinin işe yaradığını gösteriyordu"
yorumunu yaptı. Independent, şimdi milletvekillerinin, Başbakan'ın
savaşa zemin hazırlayan hangi istihbaratı dayanak gösterdiğini
incelemeye devam etmelerini savundu, hem kitle imha silahlarını hem
de onlarla ilgili diğer gerçekleri arama çabasının sürmesi
gerektiğini vurguladı. BERLUSCONI'NİN DOKUNULMAZLIĞI Avrupa
gazeteleri İtalya BaşbakanI Silvio Berlusconi'nin mahkemedeki
savunması ve bunun Avrupa Birliği'ne yansımalarına yer verdi. İki
konu bağlantılı çünkü İtalya önümüzdeki haftalarda birliğin dönem
başkanlığını üstleniyor. Almanya'da Der Tagesspiegel, yargıçlara
rüşvet vermekten yargılanan İtalya Başbakanı'nın bugün
parlamentodan geçmesi beklenen dokunulmazlık yasasını savunmasını
eleştirdi. Gazete, bu dokunulmazlık girişiminin, Berlusconi ve
taraftarlarının söylediği gibi, ülkeye, diğer demokrasilerdeki
uygulamayı getirmediğini belirterek, "Devlet mantığıyla da izahı
mümkün olmayan bu girişimin tek amacı var. Tek amacı kendini
kurtarmak" dedi. Yine Almanya'dan Die Tageszeitung, "Dokunulmazlık
yasası İtalya'nın Avrupa'daki itibarını koruyamaz" diye yazdı.
Yazı, "Çünkü İtalya'da ne olduğu zaten herkesin malumu; adliyeyle
başı dertteki bir milyarder siyasete yönelip, çok sayıdaki
avukatını parlamentoya seçtirdi, onu mahkemede savunmakla görevli
olmadıkları zamanlarda bu avukatlar tam kendisine uyacak yasalar
çıkarmakta" diye devam etti. İran rejimine karşı silahı da
kullanarak mücadele eden Halkın Mücahitleri örgütünün 160'tan fazla
üyesi dün Fransa'da gözaltına alınmıştı. Le Figaro gazetesi, dün
sabah erken saatlerde düzenlenen operasyonlara bin üç yüz polisin
katıldığını aktardı. Örgütün karargahı olduğuna inanılan yerdeki
aramada bir milyon 380 bin dolar ile 150 bin euro nakit para
bulundu. Le Figaro, Fransa'nın bu girişiminin hem Amerika'ya hem de
İran'a mesaj içerdiğini yazdı. Paris'ten yayımlanan International
Herald Tribune polis baskınının dramatik ve olağandışı olduğunu
yazarak, "Fransız yetkililer olayın İran'daki gelişmelerle alakası
olmadığını söylese de Fransa bu şekilde hem Avrupalı ortaklarına
hem Amerika'ya önemli siyasi mesajlar vermiş oldu. Fransa İçişleri
Bakanı, parlamentodaki konuşmasında Halkın Mücahitleri örgütüne
böyle bir müdahale yapmak zorunda kaldıklarını, çünkü örgütün geri
üssü olarak Fransa'yı seçmeye karar verdiğini, buna izin
veremeyeceklerini anlattı" dedi. PUTİN'E ÇEÇENİSTAN TAVSİYELERİ
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in önümüzdeki hafta Londra'ya
yapacağı resmi ziyaret dolayısıyla Guardian'ın bir köşe yazarı bu
ülkedeki duruma ilişkin bir makale yazdı. Yazar, güçlü bir ekonomi
ve dünyaya açık bir demokrasi kurmak istediğini söyleyen Putin'in
Çeçenistan'da olup bitenleri gözden uzak tutmaya çalıştığını ama
Rus liderin şu andaki en büyük sorunun da Çeçenistan meselesi
olduğunu yazdı. Guardian yazarı Jonathan Steele, gözaltında
kaybolan yüzlerce Çeçen'den, polisin dayak ve işkencesinden
bahsettikten sonra, Putin'e, Çeçenistan'da diyalog yolunu seçmenin
kendisi için siyasi bir sorun olmayacağını çünkü siyasette rakibi
bulunmadığını anlattı. Çeşitli Çeçen gruplarla önce ateşkes, sonra
özerklik ve yeniden inşa konularında diyaloga girmek gerektiğini
belirten yazar, sonra da Rus güçlerinin bu Kafkas cumhuriyetinden
çekilmesinin ele alınabileceğini vurguladı. Yazar, Batılı zengin
devletlerin de Rusya'ya bu mesajın verilmesini, en öncelikli mesele
olarak görmesini istedi.