PKK'dan Ankara'yı gerecek geri çekilme açıklaması!
Abone olPKK'nın önemli yöneticilerinden Sabri Ok, çözüm sürecinde ana tartışma haline gelen silahsızlanmaya dönük sert açıklamalar yaptı.
Çözüm süreci ve silahsızlanma
tartışmalarını yorumlayan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok,
PKK'nın çıkış gerekçesinin ortada durduğu bir sırada
silahsızlanmanın da, geri çekilmenin de mümkün olmadığını açıkladı.
“Bu koşullarda silahsızlanmayı tartışmak Kürtlerin iradesine
saygısızlıktır” diyen Ok, Türk ordusu ve polisinin "Kürdistan’daki
varlığı ve uygulamalarının meşru olmadığını" savunurken tutuklama,
gözaltılar ve ev baskınlarına karşı PKK'nın misilleme hakkını
kullanacağını bildirdi.
PKK'nın önemli yöneticilerinden Sabri Ok, çözüm sürecinde ana
tartışma haline gelen silahsızlanmaya dönük sert açıklamalar yaptı.
“Ortada büyük bir manipülasyon ve büyük bir yönlendirme var.
Kendine göre bir algı yaratma çabası var. Bu, AKP’nin
stratejisidir” diyen Ok şunları söyledi:
"HÜKÜMETİN STRATEJİSİ ALGI VE MANİPLASYON"
‘’Ortada büyük bir manipülasyon ve yönlendirme var. Algı yaratma
çabası var. Bu, AKP’nin stratejisidir. AKP Kürt sorununun çözümüne
ve Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda ne hareketimizin ve
halkımızın ne de Türkiye halkının tanık olduğu, gördüğü ve tatmin
olabildiği hiçbir adım atmamıştır. Önder Apo hala kendi avukatları
ile görüştürülmüyor. Uzun zamandır heyet ile de görüştürülmüyor.
Bu, AKP’nin tamamen keyfiyetçi, üsttenci ve Kürt halkının varlığını
kabul etmeyen tutumundan kaynaklanıyor. Kürt halkının varlığını ve
temel haklarını anayasal ve yasal güvenceye almadan Kürt sorununun
çözülmesi zaten mümkün değildir.’’
‘OSLO’DAN BERİ
OYALIYORLAR’
“AKP’nin son derece politik ve kurnazca hareket ettiği açıktır. Her
zaman bazı adımlar atacağını söyler, göstermelik bazı şeyler yapar
ama iş esasa geldiğinde hiçbir adım atmaz. Zaman kazanma ve oyalama
bugüne kadar izlenen tutum olmuştur. Bu bugün değil sadece Oslo ve
Oslo’dan önce yapılan bütün görüşmelerde görülen bir durumdur. HDP
heyetinin de safiyane olmaması lazım. Biraz daha öngörülü,
eleştirel ve politik olmalı. Hem Kürt halkının hem de
Önderliğimizin duruşunu Türkiye kamuoyuna ve halkımıza daha güçlü
ve iyi yansıtabilmelidir. Yani devlet ve AKP karşısında daha güçlü
tartışan bir konumda olmalıdır.”
HDP'YE "İYİ NİYET"
ELEŞTİRİSİ
“HDP istiyor ki iyi şeyler olsun. Ama karşı taraf hiç de iyi
niyetli değil ve hiç de iyi şeylerin olmasını istemiyor. Devlet
zaten yaptıklarıyla da söylediklerini boşa çıkarıyor. Ankara
hükümetinde söz çok ama ciddi hiçbir adım yoksa, sadece göstermelik
bazı şeylerle zaman kazanma politikası izliyorsa bu iyi niyetli
olmamalarından kaynağını alıyor”
"SİLAHSIZLANMA KONUSU GÜNDEMİMİZDE
YOK"
“Hiç kimsenin silah iradesi elinde olan bizler adına
konuşması doğru değildir. Bizim böyle bir şeyden haberimiz yok.
Gündemimizde de böyle bir şey yok. Önderlik silahların bırakılması
için çağrı yapacak, PKK bunu yapacak şunu yapacak gibi bir durum
bilgimiz dahilinde değildir. Gündemimizde de böyle bir şey yok
zaten. Bunlar hareketimizin yönetiminin bilgisi dahilinde ancak
olabilecek şeylerdir. Kaldı ki biz daha önce de söyledik: Kürt
sorununun çözümü konusunda ciddi adım atılmadan, Önder Apo
özgürleşip bizzat gerillayla görüşmeden bu tür şeyler tartışılamaz.
Gerilla da hiçbir biçimde silah bırakmaz.”
"BUNU TARTIŞMAK KÜRTLERİN İRADESİNE
SAYGISIZLIKTIR"
Bu koşullarda silahsızlanmayı tartışmanın Kürt Özgürlük Hareketi ve
Kürt halkının iradesine saygısızlık olduğunu ifade eden Ok, “Daha
titiz ve daha duyarlı konuşmaları ve dikkat etmeleri lazım’’
uyarısında bulundu.
Sabri Ok, “Biz sömürgeciliğe, zorbalığa karşı nasıl
silahlandığımızı ve bunun ne büyük zorluklarla gerçekleştiğini çok
iyi bilen bir hareketiz. Çıkış gerekçemiz ortada dururken böyle bir
silahsızlanma mümkün olamaz ve gerçeğimize aykırıdır” şeklinde
konuştu.
“Hareketimizin gündeminde silahsızlandırma ve silahlı güçlerimizin
bir yerlere çekilmesi gibi bir şey kesinlikle yoktur” diyen Sabri
Ok, "Kürt halkının varlığının tehlikede olduğu, Ortadoğu’da altüst
oluşların yaşandığı bir süreçte silahlı gücünü tartışma konusu
yapılamayacağını" ifade etti.
Bu tartışmanın gündem saptırmak amacıyla yapıldığını söyleyen Ok,
“Üzerinde tartışmaya değer bir durum bile değildir. AKP’nin gündem
yaratma çalışması ve çabasıdır. Seçim öncesi bir propaganda
argümanı olarak ortaya atılmıştır. AKP seçim öncesi sanki bunları
yaptırabilirmiş gibi bir hava yaratarak seçim ortamını etkilemeye
çalışmaktadır. Türkiye demokratikleşmiş, Kürt halkının varlığı ve
özgür yaşamı güvenceye alınmış değildir. Üzerimizde böyle baskı ve
tehditlerin hiç eksik olmadığı bir dönemde Kürt halkının, PKK’nin
silahsızlandırılması asla söz konusu olamaz” dedi.
"ORDU VE POLİS KÜRDİSTAN’DAN
ÇEKİLSİN"
“Eğer Kürdistan'da çekilmesi gereken bir güç varsa o da işgalci güç
konumunda olan ordu ve polistir. Türkiye demokratikleşip Kürt
sorunu çözülmediği müddetçe de ordu ve polisin konumu böyle
olacaktır. Bizim silahsızlanmamız değil olacaksa Türk devleti ve
ordusu Kürdistan’da yaptığı operasyonları, saldırıları ve
tutuklamaları durdurmalıdır. Karakol, baraj ve güvenlik bahaneli
yol yapımları durdurulmalı. Nerdeyse Kürt nüfusunun yarısı kadar
Kürdistan’da sayısı olan polis ve asker gücü geri çekilmeli.
Tartışılacaksa bunlar tartışılmalı.”
"AKP NEDEN GÖZLEMCİ HEYET
İSTEMİYOR?"
“Önderliğimiz daha önce de ‘bir kadın-erkek evliliğinde bile
şahitler olur’ demişti. Kürt sorunu gibi tarihsel ve köklü
bir sorun çözülmek isteniyorsa ve taraflar arasında ciddi güven
sorunları varsa üçüncü bir gözlemci heyetin olması şarttır. Üçüncü
bir gözlemciyle pratik sahadaki durumu izleyecek kurumlar aynı role
sahip değildir. Birincisi, müzakereyi, ikincisi, pratik sahada
müzakerenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini
gözetler”
Üçüncü göz ve gözlemci heyet konusunda da açıklamalarda bulunan
Sabri Ok, AKP’nin neden üçüncü göz veya gözlemci heyet istemediğini
şu sözlerle açıkladı: “Başbakan Davutoğlu’nun daha dün Irak’ta
yaptığı görüşmeler dahil bütün uluslararası arenadaki diplomatik
çabaları PKK karşıtlığı üzerinedir. Dolayısıyla AKP’nin kafasında
ve zihniyetinde bir çözüm yoktur. Gerçekten bir üçüncü gözlemci güç
olsaydı AKP’nin yaptığı karakollar, barajlar, siyasi soykırım
operasyonları, Kobanê karşıtı tutumu ve Önderliğe yaklaşımı gibi
hususların çatışmasızlığı çoktan bitiren tutumlar ve yaklaşımlar
olduğunu gözler önüne serecekti. Biz kim hatalı, kim doğru, kim
üzerine düşeni yapıyor kim yapmıyor? Bunun görünür olması için
üçüncü bir gözlemci heyetin olmasını gerekli ve doğru görüyoruz.
Fakat AKP’nin ısrarla ret ettiği budur. Kendisi üçüncü bir gözlem
heyetini istemiyor. Dolayısı ile daha rahat, daha keyfiyetçi ve
kendine göre hareket etmenin zeminini korumaya çalışıyor.”
"AVRUPA DA ABD DE ASYA DA
OLABİLİR"
“Böyle bir heyete katılanlar içerde de olabilir, Avrupa’da da,
Amerika’da da, Asya’da da… Önemli olan saygınlığı kabul edilen ya
da bu konuda politik rol üstlenen bir irade ve güç olmalarıdır.
Bunlar illa da devlet yetkilileri olmalı gibi bir yaklaşım içinde
değiliz. İtibarlı şahsiyetler, aydınlar, Birleşmiş Milletlerin bu
tür sorunlarla ilgilenen kurumları ve aracıları böyle bir rol
oynayabilir.”
‘’Sadece Hükümet yetkilileriyle bazı görüşmeler yapmanın ve
İmralı’ya bazı gidiş gelişler olmasının süreç iyi gidiyor biçiminde
ifade edilmesi de yetersiz bir değerlendirmedir. Önemli olan, gidiş
gelişler değildir; bu gidiş gelişlerin hangi karakterde ve içerikte
olduğudur. Ciddi müzakere ve adımların olmadığı hiçbir gidiş geliş
ve görüşme iyi olarak ifade edilemez. Zaten AKP hükümeti müzakere
ve ciddi adımlar atmak için bu görüşmeleri yapmıyor. Bir buçuk
yıldır süren konumu sürdürmek istiyor. Bunu ne Kürt Halk Önderinin
ne de bizim kabul etmemiz söz konusudur’’
‘MİSİLLEME HAKKIMIZ
VAR’
“Siyasetçileri, gençleri, kadın aktivistleri, hatta üniversitelerde
öğretim görevlilerini gözaltına alıyorlar, tutukluyorlar. AKP'nin
tutuklamalar yaptığı bir yerde hareketimizin de tutuklama yapması
ve bu tutuklamalara karşı misilleme hakkını kullanması meşrudur ve
hiç kimse tarafından da tartışılamaz. Devlet tutuklarsa iyi ama
Kürt halkının özgürlük ve demokrasi iradesi olan Özgürlük Hareketi
ve gerilla tutuklarsa bu meşru değildir demek, olaylara böyle
bakmak devletin ve sömürgeciliğin gözüyle bakmaktır. Herkes şunu
bilmelidir ki, hareketimiz de halkımıza karşı suç işleyen kişi ve
kesimleri gözaltına alma ve tutuklama hakkına sahiptir. Bunlar
kimler olur? Nasıl ki Kürt legal siyasetçileri AKP nezdinde suç
işliyor ve tutuklama gerekçesi var deniliyorsa; AKP’lilerden de suç
işleyenler vardır. Resmi görevlileri vardır. Suçlu başka insanlar
ve çevreler vardır. Biz de bu noktada kendi hukukumuzu uygulamak
durumunda kalırız.’’