PKK'daki bu sünnetsizler kim?
Abone olCemil Çiçek'in ima yollu konuştuğu sünnetsiz PKK'lılar nasıl bir gerçekliğe karşılık geliyor?
İNTERNETHABER.COM - Öldürülen PKK'lıların bir kısmının
sünnetsiz olması ne anlama geliyor? Bu durum Devlet Bakanı Cemil
Çiçek'in söylediği ima ettiği gibi mi yoksa farklı bir
sosyo-ekonomik gerçeğe mi karşılık geliyor?
Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in 20 Ağustos'ta Ankaralı işadamlarına
yaptığı konuşmada "“Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın
işbirliği var, bunlar kan kardeşidir. O devreden çekildi, işi bu
tarafa verdiler. Zaten, özür dilerim, bir kısım teröristlerin
sünnetsiz oluşu, size çok şey ifade ediyor demektir. Yani bu,
rivayet falan değil, biz kimin ne olduğunu iyi biliyor"
şeklindeki sözleri tartışma konusu olmaya devam ediyor.
ÇOCUĞU SÜNNET ETTİRMEK ZENGİN İŞİ!
Dün NTV'deki programda konuşan Kürt entelektüel Ümit Fırat,
Güneydoğu'da çocuğunu sünnet ettirmenin zengin işi olduğunu
belirterek şu ifadeleri kullandı:
1980'li yılların sonunda ve 90'lı yıllarda bölgede afişler
vardı. Sembolik afişte bir Ermeni papazı ve papazın elini öpmekte
olan Abdullah Öcalan gözüküyordu. O yıllarda bir de şunu
yayorlardı: Ölü ele geçirilen ve yakalanan teröristler sünnetsiz! O
bölgede sünnet olmak zengin insanın işidir. Zengin insan oğlunu
sünnet ettirir, gerisi gider askerde sünnet olur. Burada hiçbir
gayri tabiilik yok. Neticede o sünnetsiz çocuklar öldürüldükleri
zaman köylerinde dini törenlerle gömülüyorlar. Onların ailelerinin
beş vakit namazında müslüman kişiler olduğunu görüyoruz. Bu tabi
Ermeniler'i aşağılamak gibi bir duygudan hareketle Kürtleri de o
aşağılık kategoriye sokma çabaları...
HER SÜNNETSİZ GAYRİMÜSLİM DEĞİL!
Diğer yandan Taraf yazarı Markar Eseyan dünkü yazısında benzer
ifadelere yer verdi. Esayan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
Sonra örgüt içinde pek çok ecnebi halklardan şahsın da
bulunduğu bir gerçek. Sonra ne bileyim, PKK dağa çıkan herkesi
çüküne bakıp almıyor, benim bildiğim, sünnet olamamış, ama Müslüman
ve Kürt fakir fukarayı da hesaba katmayan bir devlete, büyük devlet
denir mi?