PKK, Türkiye'ye C-4 stokluyor
Abone olEmniyet birimleri gerçekleştirdikleri operasyonlarda patlayıcıların sadece 50 kilosuna ulaşabildi. Gerisi yok..
Aksiyon Dergisi'nden Haşim Söylemez'in haberine göre, Türkiye’de
büyük eylemler yapmaya hazırlanan PKK’nın sınırdan soktuğu C—4
patlayıcıları sorun oldu. Örgütün iki ay içinde 750 kilogram
patlayıcıyı Türkiye’ye soktuğu tahmin edilirken, emniyet birimleri
gerçekleştirdikleri operasyonlarda sadece 50 kilosuna ulaşabildi.
Şimdi geride kalan asıl yekûnun akıbeti merak ediliyor. Erbil’de
çıkan Hawlati gazetesinde yayınlanan habere göre, PKK/KADEK, elinde
bulundurduğu silahları Kandil Dağı çevresindeki köylülere sattı.
Haberde üstü kapalı da olsa Türkiye’ye mesaj yollayan örgüt,
“Herhangi bir düşmanımız yok. Silah bırakıp siyasi arenada
haklarımızı arayacağız” açıklamasını yaptı. İsmini Kürdistan Halk
Kongresi (KHK) olarak değiştiren KADEK, fırsat buldukça silah
bırakacağını açıklıyor. Ancak örgütün söyledikleriyle yaptıkları
çelişiyor. Özellikle Bingöl, Tunceli ve Batman’da yapılan
operasyonlarda güvenlik güçleriyle teröristler arasında sıcak
çatışmaların yaşanması bu çelişkinin en önemli delili oldu. Kaldı
ki Kuzey Irak’taki silahlı militanların varlığı da her şeyi
anlatmaya yetiyor. Sadece bu değil, militanların son iki ay
içerisinde Türkiye’ye sızdıkları ve sızanların da yanlarında C—4
patlayıcı madde taşıdıkları yapılan operasyonlarda tespit edildi.
Militanların akın akın C—4’lerle Türkiye’ye girmesi güvenlik
güçlerini kırmızı alarm vermeye zorladı. Nitekim bu tedbirin
haklılık payı çok geçmeden anlaşıldı. Bir istihbaratı değerlendiren
İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Karşıyaka
ilçesi Gümüşpala semtinde iki ayrı eve yaptıkları baskında, Bülent
Bakay sahte kimliğini kullanan Kureyiş B. ile Abdülhekim Oynak
sahte kimliğini kullanan Seyfettin O.yu gözaltına aldı. PKK/KADEK
militanları olan iki kişiyle birlikte 3 kilo 500 gram C—4 patlayıcı
ele geçirildi. Bomba eğitimi alan şahısların sorgusunda İzmir’de
vilayet ve emniyet binası, askeri tesisler ile polis ve jandarma
karakollarına bombalı saldırı düzenleyecekleri ortaya çıktı. Şok
operasyonu değerlendiren İzmir Emniyet Müdürü Halil Tataş, 3.5
kilogram güçlü patlayıcının ele geçirildiğini ve İzmir’in büyük bir
tehlike atlattığını açıkladı. Bu olayla birlikte son iki aya
sığacak olan C—4 operasyonu böylece başlamış oluyordu. 6 gün sonra
24 Kasım tarihinde PKK/KADEK’in C—4’leri bu sefer Bingöl ve
Hatay’da ortaya çıktı. Bingöl’ün Karlıova ilçesinde 4 kilo 600 gram
C—4 ele geçirilirken aynı gün Hatay’ın Dörtyol ilçesi kırsalında
yapılan operasyonda 2 terörist, üzerlerinde bol miktarda C—4
patlayıcısıyla yakalandı. Kasım ayında C—4 patlayıcılar tam
anlamıyla gündeme oturdu. Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi
(ASAM) Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ yaptığı açıklamada şunları
söylüyor; “PKK’nın eylem ve yönteminde hiçbir değişim olmadı. Örgüt
eylem yapmak için C—3 ve C—4 tipi patlayıcılarla bombacı
militanlarını Türkiye’ye sızdırdı.” C—4 patlayıcılarına yönelik
operasyon aralık ayında da sürdü. Veya teröristler bu ayda da bol
miktarda patlayıcıyı Türkiye’ye sokmaya devam ettiler. Aralık
ayının hemen başında Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Yaniyazı köyünde
yol üzerine döşenmiş çok miktardaki C—4 erken fark edilerek
patlatıldı. Aynı gün İzmir’de örgüt mensubu olan Abdullah D. isimli
şahsın evine düzenlenen baskında 15 kilogram C—4 ele geçirildi.
C—4’ler nerede? PKK’nın Türkiye’ye C—4 türü patlayıcı göndermesi
konusundaki şok bilgi 29 Aralık’ta yakalanan Şahin Yıldırım’ın
ifadesinde saklıydı. Batman’da yakalanan ve üzerinde 4 kilogram C—4
çıkan Genç ve Numan kod adlı Şahin Yıldırım polise verdikleri
ifadelerinde örgütün Türkiye’ye eylem yapmak amacıyla gönderdiği
her militanıyla en az 2 kilogram C—4 yolladığını belirtiyor.
Terörist Yıldırım’ın ifadesindeki bilgileri Kandil Dağı’nda bulunan
sözde komutan Cemil Bayık da doğruluyor. Bayık, Türkiye’ye son iki
ayda 50 militanın girdiğini açıklıyor. Bayık’ın imzasını taşıyan
örgüt içi değerlendirme raporunda 750 kilogram C—4 patlayıcı ve
değişik suikast silahlarının Türkiye’ye taşındığı aktarılıyor.
Silahsız siyasetten çok silahla mücadele fikrini benimseyen Bayık
zaman zaman Türkiye’de eylemde bulunacaklarını da raporunda
aktarıyor. Hem Bayık’ın, hem de Yıldırım’ın aktardığı bilgiler
özellikle İzmir’de ele geçirilen C—4’lerin ne yapılmak istendiğini
ortaya koyuyor. Son aylarda polis ve jandarmanın PKK bağlantılı
militanlara yönelik operasyonlarında toplam 50 kilogram C—4
patlayıcı ele geçirildi. Geriye kalan 700 kilogramın nerede olduğu
ve ne amaçla kullanılacağı henüz bilinmiyor. Ayrıca terörist Şahin
Yıldırım’ın ifadesinde, “Grubumdakiler de çok miktardaki C—4
patlayıcı maddeyi Türkiye’ye soktular” demesi ve bu kişi ve
patlayıcılara ulaşılmaması hâlâ tedirginlik oluşturuyor. CIA ve
MOSSAD sağladı Türk güvenlik birimleri, PKK militanlarının Irak
sınırından büyük miktarda C—4 patlayıcı madde sızdırdığını biliyor.
Patlayıcıların büyük şehirlerde yapılacak eylemlerde
kullanılacağını saptayan güvenlik güçleri, militanları ve C—4’leri
ele geçirmek için alarm verdi. Küçük bir kısmını ele geçiren
emniyet birimleri şimdi C—4’lerin asıl yekûnunun peşinde. Peki,
pahalı ve özel imalat gerektirmesi nedeniyle devletlere ait
birimlerin kullandığı C—4 patlayıcıları PKK’nın eline nasıl geçti?
Emniyet güçleri bu sorunun cevabını arıyor. Ancak bunların Irak
üzerinden Türkiye’ye sokulduğu kesin. Daha önceki yıllarda da C—4
patlayıcısı kullanan PKK’nın geçmişte bu patlayıcıları nereden
temin ettiği konusu henüz netlik kazanmadı. Fakat son
patlayıcıların dağılan Irak ordusundan sağlandığını hem Türk
emniyet birimleri hem de uzmanlar kabul ediyor. Zaten yakalanan
teröristler patlayıcıları Irak’tan sağladıklarını itiraf ediyorlar.
Bu konuda asıl merak edilen soru şu; dağılan Saddam ordusunun
depolarını kontrolde tutan ABD ve İngiliz güçleri C—4
patlayıcılarının dışarıya çıkarılmasına izin veriyor mu? Üst düzey
bir yetkili C—4’lerin PKK’ya bölgede etkin olan ülkelerin gizli
servis elemanları tarafından temin edildiğini söylüyor; “Söz konusu
gizli servisler savaş sırasında önemli silahlar ele geçirdi. Bunlar
şu anda Bağdat yakınlarında ve Kuzey Irak’ta. Onlar C—4’leri PKK’ya
verdi. Patlayıcılar daha önceki yıllarda Saddam’ın askerlerinden
satın alınıyordu.” Yetkilinin söylediklerini KADEK’in enformasyon
belgeleri doğruluyor. Örgüt merkezinden 2 ay önce militanlara
yapılan çağrıda MOSSAD ve CIA ajanlarına yardım edileceği, onlardan
silah ve patlayıcı alınacağı açıklanıyordu. Türkiye’de PKK
patlayıcısı olarak bilinen C—4, yazar Uğur Mumcu suikastının
ardından iyice duyulmaya başlandı. Cam macunu gibi her yere
kolaylıkla yapıştırılıp monte edilebiliyor. 100 gram C—4 plastik
patlayıcı bir arabayı havaya uçurmaya yetiyor. Uzmanlara göre 3
kilogram C—4, 4 katlı bir apartmanı yerle bir etmeye yeter. Aynı
uzmanlar Levent’teki HSCB bankasına yönelik eylemdekine benzer bir
zarar vermek için 8 kilo C—4’ün yeterli olabileceğini söylüyorlar.
Strella füzeleri PKK Türkiye’nin başını sadece C—4’lerle
ağrıtmayacak. Güvenlik birimlerinin diğer bir saptamasına göre
PKK’nın elinde yine Saddam depolarından alınan Rus yapımı Strella
roketatarlar da bulunuyor. Irak’taki ABD helikopterlerinin
düşürülmesinde ve binalara yönelik saldırılarda kullanılan Strella
roketleri, omuzda taşınacak hafiflikte ve 3 bin metre menzile
sahip. Güvenlik kaynakları, Saddam ordularının depolarından
yağmalanan, çalınan veya satın alınan malzeme miktarının bir milyon
tondan fazla olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu durum
yeraltı pazarındaki silah fiyatlarını düşürüyor, en fakir örgüt
üyelerinin bile bu tür silahları temin etmesini kolaylaştırıyor. Bu
arada Strella füzelerinin Kuzey Irak’ın İran sınırı civarında
kurulan yeraltı pazarında 200 dolara alıcı bulduğu konusu yabancı
basın organları tarafından haber bile yapılmıştı. Kuzey Irak’ta
özerk bir Kürt devletinin kurulduğunun söylendiği bu günlerde
gözler bölgede bulunan PKK militanlarına çevrildi. Örgüt Talabani
ve Barzani ile bağlantı halinde olduğunu açıklamaktan çekinmiyor.
Geçtiğimiz ay Yunan Elefteros Tipos Gazetesi’ne konuşan örgütün
sözde siyasi kanat temsilcisi Ahmet Kemal halen Öcalan’ın
kendilerini yönlendirdiğini iddia etti. Barzani ve Talabani’yle
işbirliği içinde olduklarını söyleyen Kemal, Türkiye’deki bazı
partilerle de ilişki halinde olduklarını açıklıyor. Örgütün,
Irak’ın kuzeyinde yaşayan Kürt liderleri Barzani ve Talabani’yle
işbirliği yapıp yapmayacağı yönündeki soruya cevap veren Ahmet
Kemal, Irak’ta bulunan Demokratik Çözümler Partisi’nin kendilerinin
uzantısı olduğunu ima ederek şöyle konuşuyor; “Bizimle işbirliğinde
olan Demokratik Çözümler Partisi, Barzani ile Talabani’nin
denetiminde olan bölgelerde faaliyet gösteriyor ve bir sorun
yaşanmıyor. Aramızda çatışma yok.”