PKK Meclis'e müdahale ediyor
AK Parti, seçim döneminde halka verdiği sözlerin yürürlüğe girmesi
için Meclis'te olağanüstü bir çalışma yapıyor. Pek çok önemli yasa
onaylanmayı bekliyor.
Ancak dikkat çeken bir ayrıntı var.
Meclis sanki bu yasaları görüşmek için değil de, HDP'lilerin
teröristlere destek mesajları yağdırması için açılıyor.
Ne zaman ekrana baksak, HDP'li bir milletvekilinin terörist ağzıyla
konuşmasına şahit oluyoruz. Söz alan her HDP'li, Meclis çatısı
altında "Devlet katliam yapıyor. Kürtlere yönelik etnik bir
kıyım ve sürgün politikası yürütüyor" diyor.
Son olarak Osman Baydemir Meclis kürsüsünden yaptığı açıklamada çok
önemli sözler söyledi.
Aynen yazıyorum:
"Allah'tan korkmuyor musunuz? Edi bese, edi
bese..(yeter artık) Şiddet çözüm değil, silah çözüm değil, ölmek,
öldürmek çözüm değil. İnsan hakları evrensel beyannamesinin tüm
maddeleri şuan ihlal ediliyor."
Bu sözler neden önemli biliyor musunuz?
Dün Meclis'te görüştüğüm bazı milletvekilleri ile bu konuyu
konuştuk. Onlar da bu ve buna benzer sözlerin boşuna
söylenmediğinde hemfikir.
Meseleyi biraz daha açayım...
Meclis çatısı altında bulunan HDP'li milletvekilleri büyük tehdit
altında. Her gün kendilerine Kandil'den tehdit telefonları
geliyor.
"Biz burada mücadele verirken siz Meclis'te keyif mi
yapıyorsunuz? Meclis kürsüsünde şu şu konuları konuşacaksanız.
Yoksa kökünüzü kazırız!" şeklinde tehdit almayan HDP'li
milletvekili neredeyse yok gibi...
Onlar da aldıkları emirlerin gereğini yerine getiriyor.
Kimi Meclis'te, kimi televizyon ekranlarında, kimi ise basın
toplarılarında ve sosyal medyada hep aynı cümleyi tekrarlayıp
duruyor:
"Devlet Kürtlere karşı bilinçli bir etnik kıyım ve sürgün
politikası gerçekleştiriyor."
Şimdi diyeceksiniz ki "Söyleyip dursunlar kimin umurunda..."
Bence umurumuzda olmalı.
Zira bu söylemlerle tarihe not düşmeye, önümüzdeki on yılların
temel taşlarını şimdiden dizmeye çalışıyorlar.
Farkındaysanız, gerek ihanet bildirisine imza atan akademisyenler,
gerekse HDP milletvekilleri her platformda uluslararası
gözlemcilerin bölgeye girmesini talep ediyorlar.
Bu sözlerin özellikle Meclis çatısı altında dile getirilmesi tahmin
edemeyeceğiniz kadar önemli. Çünkü Meclis Genel Kurulu'nda
konuşulan her şey kayıt altına alınıyor.
Bu kayıtlar ilerleyen yıllarda karşımıza, "O dönemde
Kürtlere bir soykırım yapıldığı Meclis'te bile
dillendirildi" diye çıkacak.
Şu sıralar bölgede yaşanan göç PKK'nın o kadar işine geliyor ki
anlatamam. Türkiye'nin insanlık suçu işlediği, soykırım yaptığı ve
Kürtleri zorunlu göçe zorladığı şeklinde dünya kamuoyunda
oluşturmaya çalıştıkları algı bu göç sayesinde takır takır
işliyor.
Bunun sonu ne olacak diye soracak olursanız...
AK Parti milletvekilleri hazırlanan torba yasaların Meclis'ten bir
an önce geçirilmesi adına HDP'nin bu söylemlerine cevap vermeyi
doğru bulmuyor olabilir.
Bence bu büyük hata...
Bu söylemlerin o çatı altında belgelerle ve söylemlerle çürütülmesi
şart. Yoksa, Ermeni Soykırımı iddiaları yıllar sonra sırtımızda
nasıl bir kambur olduysa, bu iddialar da aynı şekilde başımıza bela
olacak.
Türkiye'ye karşı oynanan küresel oyunlar çerçevesinde İnsan Hakları
Örgütleri veyahut Birleşmiş Milletler bölge ile ilgili bu iddiaları
destekler bir rapor açıklarsa, bu durum tazminatlara ve hatta
toprak kaybına kadar gider.
Siz buna bölünme de diyebilirsiniz.
Bir an önce bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Meclis Genel
Kurulu'nda kayıt altına alınan bu tür konuşmaların Meclis'in onayı
ve kararıyla silinmesi,tehlikeyi kısmen de olsa ortadan
kaldırabilir.