PKK Meclis'e müdahale ediyor

AK Parti, seçim döneminde halka verdiği sözlerin yürürlüğe girmesi için Meclis'te olağanüstü bir çalışma yapıyor. Pek çok önemli yasa onaylanmayı bekliyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

PKK Meclis'e müdahale ediyor

AK Parti, seçim döneminde halka verdiği sözlerin yürürlüğe girmesi için Meclis'te olağanüstü bir çalışma yapıyor. Pek çok önemli yasa onaylanmayı bekliyor.

Ancak dikkat çeken bir ayrıntı var.

Meclis sanki bu yasaları görüşmek için değil de, HDP'lilerin teröristlere destek mesajları yağdırması için açılıyor.

Ne zaman ekrana baksak, HDP'li bir milletvekilinin terörist ağzıyla konuşmasına şahit oluyoruz. Söz alan her HDP'li, Meclis çatısı altında "Devlet katliam yapıyor. Kürtlere yönelik etnik bir kıyım ve sürgün politikası yürütüyor" diyor.

Son olarak Osman Baydemir Meclis kürsüsünden yaptığı açıklamada çok önemli sözler söyledi.

Aynen yazıyorum:

"Allah'tan korkmuyor musunuz? Edi bese, edi bese..(yeter artık) Şiddet çözüm değil, silah çözüm değil, ölmek, öldürmek çözüm değil. İnsan hakları evrensel beyannamesinin tüm maddeleri şuan ihlal ediliyor."

Bu sözler neden önemli biliyor musunuz?

Dün Meclis'te görüştüğüm bazı milletvekilleri ile bu konuyu konuştuk. Onlar da bu ve buna benzer sözlerin boşuna söylenmediğinde hemfikir.

Meseleyi biraz daha açayım...

Meclis çatısı altında bulunan HDP'li milletvekilleri büyük tehdit altında. Her gün kendilerine Kandil'den tehdit telefonları geliyor.

"Biz burada mücadele verirken siz Meclis'te keyif mi yapıyorsunuz? Meclis kürsüsünde şu şu konuları konuşacaksanız. Yoksa kökünüzü kazırız!" şeklinde tehdit almayan HDP'li milletvekili neredeyse yok gibi...

Onlar da aldıkları emirlerin gereğini yerine getiriyor.

Kimi Meclis'te, kimi televizyon ekranlarında, kimi ise basın toplarılarında ve sosyal medyada hep aynı cümleyi tekrarlayıp duruyor:

"Devlet Kürtlere karşı bilinçli bir etnik kıyım ve sürgün politikası gerçekleştiriyor."

Şimdi diyeceksiniz ki "Söyleyip dursunlar kimin umurunda..."

Bence umurumuzda olmalı.

Zira bu söylemlerle tarihe not düşmeye, önümüzdeki on yılların temel taşlarını şimdiden dizmeye çalışıyorlar.

Farkındaysanız, gerek ihanet bildirisine imza atan akademisyenler, gerekse HDP milletvekilleri her platformda uluslararası gözlemcilerin bölgeye girmesini talep ediyorlar.

Bu sözlerin özellikle Meclis çatısı altında dile getirilmesi tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli. Çünkü Meclis Genel Kurulu'nda konuşulan her şey kayıt altına alınıyor.

Bu kayıtlar ilerleyen yıllarda karşımıza, "O dönemde Kürtlere bir soykırım yapıldığı Meclis'te bile dillendirildi" diye çıkacak.

Şu sıralar bölgede yaşanan göç PKK'nın o kadar işine geliyor ki anlatamam. Türkiye'nin insanlık suçu işlediği, soykırım yaptığı ve Kürtleri zorunlu göçe zorladığı şeklinde dünya kamuoyunda oluşturmaya çalıştıkları algı bu göç sayesinde takır takır işliyor.

Bunun sonu ne olacak diye soracak olursanız...

AK Parti milletvekilleri hazırlanan torba yasaların Meclis'ten bir an önce geçirilmesi adına HDP'nin bu söylemlerine cevap vermeyi doğru bulmuyor olabilir.

Bence bu büyük hata...

Bu söylemlerin o çatı altında belgelerle ve söylemlerle çürütülmesi şart. Yoksa, Ermeni Soykırımı iddiaları yıllar sonra sırtımızda nasıl bir kambur olduysa, bu iddialar da aynı şekilde başımıza bela olacak.

Türkiye'ye karşı oynanan küresel oyunlar çerçevesinde İnsan Hakları Örgütleri veyahut Birleşmiş Milletler bölge ile ilgili bu iddiaları destekler bir rapor açıklarsa, bu durum tazminatlara ve hatta toprak kaybına kadar gider.

Siz buna bölünme de diyebilirsiniz.

Bir an önce bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Meclis Genel Kurulu'nda kayıt altına alınan bu tür konuşmaların Meclis'in onayı ve kararıyla silinmesi,tehlikeyi kısmen de olsa ortadan kaldırabilir.