PKK İran Kürtleri'ni kıskaca aldı
Abone olTürkiye'de militan bulma sıkıntısı çeken eli kanlı terör örgütünün rotasını İran'daki Kürtler'e çevirdiği iddia edildi. PKK hedefe varmak için Zerdüştlüğü bile kullanıyor!
PKK militanları ile yapılan bir ankette en beğenilen dinî
liderin Zerdüşt çıkması örgütün inanç kurgusundaki çarpıklığı bir
kez daha gözler önüne serdi. Kurulduğu günden bu yana “Türklerin
Şamanizm’i varsa, Kürtlerin de Zerdüştlük’ü var” tezini işleyen
PKK, kendi çarpık ideolojisini din ile birleştirmeye çalışıyor.
Terör örgütü PKK’ya yakınlığıyla bilinen ‘Ülkede Özgür Gündem’
gazetesinin, Fırat Haber Ajansı anketine dayanarak yayımladığı
“Dağda Lopez dinleniyor, Orhan Pamuk okunuyor.” başlıklı haber,
geçen haftaya damgasını vurdu. Türkiye, İran ve Irak’taki kamplarda
saklanan 300 PKK militanı üzerinde yapılan anket, militanların
sosyo-psikolojik profillerini ortaya çıkardı. Militanlara
yöneltilen ve dinî inançlarını değerlendirmeye yönelik “En
beğendiğiniz dinî önder kim?” sorusuna cevap veren militanların
büyük bir bölümünün (yüzde 34) “Zerdüşt” üzerinde uzlaşması son
derece dikkat çekiciydi. Sıralamada Hz. İsa’nın ardından Mani ve
son olarak da Hz. Muhammed’in (sav) zikredilmesi son derece
çarpıcıydı.
PKK’nın dinle ilgili sert söylemleri bugüne kadar Markist-Leninist
ideolojik kimliğiyle izah edildi. Yine örgütte Hıristiyan ve
sünnetsiz çok sayıda militanın çıkması bu durumun en somut
göstergesi olarak değerlendirildi. Ancak örgütün militanlarına
verdiği ideolojik eğitimlerde dinî konuların da ele alındığı ilk
kez bu haberle kamuoyuna yansımış oldu. Örgütü yakından izleyenleri
hiç de şaşırtmayan bu haberde esas sorulması gereken soru ise
gözlerden kaçtı. Zerdüşt kimdi ve PKK militanları için ne anlam
ifade ediyordu?
PKK’nın Zerdüştlük’e ilgisi örgütün ilk kurulduğu günden beri var.
Örgüt öteden beri bu inanç biçimini tasvip edip kamplarda bunu
mensuplarına benimsetiyor. Ele geçirilen örgüt yayınlarında Zerdüşt
dinini anlatan kitapların bulunması da bunu ispat ediyor. Yine
güvenlik kuvvetleri tarafından ele geçirilen örgüt militanlarının,
bu inancı ideolojik ve psikolojik eğitimler sırasında
benimsediklerini itiraf etmeleri, PKK’nın bu inanç sistemini geniş
kitlelere dayattığının en iyi örneği oluyordu. Güneydoğu ve Doğu
Anadolu’daki inançlı vatandaşları kandırmak için zaman zaman şiddet
zaman zaman da paravan İslam motifli örgütler kuran PKK’nın gerçek
inanç sistemini ise Zerdüştlük üzerine inşa ettiği görülüyor. “Kürt
toplumuna özgürlük getirme” sloganıyla yola çıkan örgüt bunun için
öncelikle bir Kürt tarihi ve kimliği oluşturmaya çalıştı. Kürtlerin
kökeni Medler’e dayanan kadim bir millet olduklarını iddia eden
örgüt ideologları, tezlerini güçlendirmek için bir o kadar da köklü
bir din bulmanın yollarını aradı. “Türklerin Şamanizm’i varsa,
Kürtlerin de Zerdüştlük’ü olmalı” tezi örgütün daha ilk
metinlerinde bile yer aldı. 1975 yılındaki örgüt içi yazışmalarda
bile örgütün bu konuya özel bir önem verdiği görülüyor. “Türkler
Asya’da Şamanizm’e inanıyordu. Tarihleri eski. Kürtlerin de
tarihleri Türkler kadar eskidir. Medler ve Zerdüştlük var. Onlar
tabiata taparken Kürtler ateşi kutsal saydı.” denilerek bir
gönderme yapılıyordu. Burada verilmek istenen mesaj, “Bizim
Şamanizmimiz Zerdüştlük, Şamanımız da Zerdüşt’tür” oluyordu.
Hedef İran Kürtleri
Terör örgütü PKK, Zerdüştlük inancını aynı zamanda yeni taraftar
bulmak için de kullanıyor. Kuzey Irak’taki Kürtlerden beklediği
desteği göremeyen örgüt, Celal Talabani ve Mesut Barzani’nin hedef
kitlesi içindeki İran Kürtlerini tesiri altına almak istiyor. Son
dönemde gerek güvenlik güçlerinin etkili operasyonları gerekse
Öcalan’ın İmralı’da tutuklu olması yüzünden gücünü kaybeden örgüt,
militan toplamakta ciddi sıkıntı yaşıyor.
Türkiye’den militan temininde zorlanan örgüt rotasını İran’a
çevirdi. Mahabad Bölgesi’ndeki Kürtleri safına çekmek isteyen örgüt
bu anlamda İran için de tehdit olmaya başladı. Tarihteki ilk ve tek
Kürt Devleti ‘Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurulduğu İran’da çok
ciddi bir Kürt nüfusu bulunuyordu. Bir bölümü kadim İran inanışı
Zerdüştlüğü benimsemiş olan İran Kürtlerini dinî yönden etkilemek
isteyen PKK bir anlamda bu ülkede nüfuz savaşı veriyor. Bu amaçla
kitle iletişim araçlarını özellikle de medyayı kullanan örgütün
benzer haberleri kasıtlı olarak çıkardığı biliniyor. Bahçeşehir
Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı Ercan
Çitlioğlu, bu konuda durum değerlendirmesi yaparken bir adım
ilerisini de düşünmek gerektiğini söylüyor. “Terör örgütü sahip
olduğu 5 bin militanı ile sadece Türkiye için değil, Suriye ve İran
için de tehdit oluşturuyor. Bu potansiyelin farkında olan Amerika
bir şekilde PKK’yı kullanmak istiyor. Washington İran’a karşı
yürüttüğü örtülü ve açık operasyonlarda PKK’yı da kullanmak
istiyor. Zerdüştlük ile barışan PKK, İran Kürtlerini kazanmanın,
örgüt çizgisine çekmenin yollarından biridir. Buna PKK’nın
geçirdiği psikolojik bunalım da eklenince bu tür tabloların
karşımıza çıkması son derece normal.”
Zerdüştlük veya gebr
Zerdüştlük, İranlı Zerdüşt tarafından kurulan tek tanrılı bir inanç
sistemi. İnanılan tek tanrıya verdikleri Ahura Mazda adıyla
bağlantılı olarak Mendeizm de denir. Daha sonraki dönemlerde
Mecusilik (ateşe tapan) adıyla anılan Zerdüştlük aydınlık ve
karanlık akidesi üzerine kurulmuş bir sistem. Gebr olarak da
bilinen Zerdüştlük M.Ö. 7. yüzyılda ortaya çıkmış. Tek tanrılı bir
inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber olarak kabul
edilen Zerdüşt’ün hayatıyla ilgili bilgiler daha çok efsanelere
dayanır. Hikmet ve bilgi anlamına gelen kutsal kitapları Avesta’da
ateşe tapma esasları üzerinde duruluyor.
BİTLİSLİ ÂLİM ŞEYH NURETTİN MUTLU: KÜRTLERİ DİNDEN
UZAKLAŞTIRMAK İSTİYORLAR
Yezidî olanlar haricinde Kürtler Müslümandır. Sadece Müslüman
olarak kalmamış aynı zamanda dinin yayılmasında ve korunmasında
öncü olmuşlardır. Doğu’da açılan medreseler ve burada yetişen
âlimler çok büyük bir vazifeyi yerine getirdi. Benim dedem bunu
yaptı, babam bunu yaptı, şimdi de ben yapmaya gayret ediyorum.
Tarih boyunca Kürtler değişik mecralara taşınmak istendi. Onlara
başka dinler sunuldu, ancak onlar hep İslamiyet’in hizmetkârı
olarak kalmayı tercih etti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da şimdilerde
her şey bozulmak isteniyor. Huzuru bozanlar bugün dinimizi de
bozmak istiyor. Yeni yetişen nesil ne yazık ki çok bilinçli ve
duyarlı değil. Bu konuda devlete büyük görevler düşüyor. Terör ve
İslamiyet bir arada olamaz.
Haber: Haşim Söylemez
Kaynak: