PKK çekilirken askere bu talimat gidecek
Abone olHükümet, PKK'lıların 'sınır dışına çekilme'si aşamasında, TSK'nın nasıl hareket edeceğini 'Başbakanlık Direktifi'yle belirleyecek.
Hükümet, güvenlik güçlerine ve sivil bürokrasiye çekilme
sürecinde nasıl davranacaklarını gösteren yazılı emir yoluyla
talimat yollayacak.
Abdullah Öcalan’ın, örgüt üyelerinin çekilmeleri yönündeki
çağrısına ilişkin mektubuna Kandil’in verdiği yanıtın, bazı
tereddütler içermekle birlikte beklendiği gibi olumlu olması yeni
bir aşamayı işaret ediyor. Peki bundan sonra ne olacak?
Kandil’in yanıtının Ankara’ya ulaştığı dün, Milliyet'ten Serpil
Çevikcan, iktidar kulislerinde nabız yokladı. Edindiğim bilgileri
derleyen muhabirin şöyle oldu:
1- KANDİL’İN TAVRI: Silahı elinde bulunduran,
dolayısıyla sürecin gidişatını değiştirebilecek güç merkezlerinden
biri olan Kandil’den Murat Karayılan’ın, örgüt üyelerini silahsız
çekilmeye ikna etmenin zor olacağı, Başbakan’ın “atın önüne araba
koştuğu” gibi açıklamalarının taktik olabileceği değerlendiriliyor.
“‘Öcalan diyemiyor, biz diyelim’ taktiği olabilir. Öcalan’ın
çağrısına ‘hayır’ diyemeyecekleri için işi dolandırma taktiği
olabilir ya da ‘Öcalan bizden bu aşamada bu tavrı bekleyebilir’
gerekçesiyle yapılmış açıklamalar olabilir” görüşü dillendiriliyor.
Kandil’in “ama”larının ana istikameti değiştirmeyeceği
kaydediliyor.
2- ÇEKİLME TAKVİMİ: Hükümet, başından bu yana
çözüm sürecinin en kritik aşaması olan çekilme ve silahların
bırakılması aşamalarına ilişkin bir takvim telaffuz etmemeye özen
gösterdi. Kulislere yansıyan bilgiler, PKK’nın en fazla önem
verdiği ve kritik eylemlerde kullandığı grupların çekilmeye
başladığını gösteriyor. Suça karışmamış örgüt üyelerinin dışında
sınırdışına çekilecek PKK’lı sayısının 1000’i bulmayacağı
belirtiliyor ve çekilmenin ağustos sonundan önce, yaz bitmeden
tamamlanması bekleniyor. Hükümette, çekilmenin vakit kaybetmeden
başlaması ve tamamlanması beklentisi hakim. Ankara, örgüte “Artık
çekilme vakti” diyor. Ayrıca örgüt kamuoyunu rahatsız edecek
görüntülerle çekilmeyecek. Bu faaliyet sırasında asker ve sivil
bürokrasinin aktif olarak devrede bulunacağı bir prosedür de
işlemeyecek. Örgüt mensuplarının resmen çıkış yapamayacaklarına
işaret ediliyor. Ankara, “İsim isim kaydedip, pasaport verip
gönderecek halimiz yok” diyor.
3- SİLAHLARIN BIRAKILMASI: Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın “silahı göm, öyle çık” açıklaması ile tartışma başka bir
boyuta taşınsa da ana hedef işin başındaki gibi Kandil, Kuzey
Irak’taki kamplarındakiler dahil eli silahlı 5 bin örgüt mensubunun
silah bırakması. Ankara, Türkiye sınırları içindekilerin
silahlarını bırakıp gitmesini ana hedefin küçük bir parçası olarak
görüyor. 5 bin kişinin silahlarını, cephanelerini bırakmasının en
ciddi aşama olduğu değerlendiriliyor ve bunun için uzmanların
teknik çalışmaları sürüyor. Yani “silahları bıraktık” demekle de iş
bitmiyor. Örgütün silah ve cephanelerini yeniden kullanamayacağı
biçimde, Türkiye dışında bir ülke ya da oluşuma teslim etmesi gibi
seçenekler üzerinde çalışılıyor.
4- ASKERE, SİVİLE TALİMAT: Çekilme sürecinde,
güvenlik kuvvetleri ve sivil bürokrasinin nasıl davranacakları
tartışılıyor. Güvenlik güçlerinin PKK’lılara müdahale etmemeleri
halinde, görevi ihmal suçu işleyecekleri iddia ediliyor. TSK da
süreçle ilgili yeni bir direktif almadıkları mesajını veriyor.
İktidar kulislerinden edindiğim bilgilere göre hükümet, askeri ve
sivil bürokrasinin elini rahatlatacak. Güvenlik güçlerine ve sivil
bürokrasiye çekilme sürecinde nasıl davranacaklarını gösteren bir
hukuki çerçeve belirleyecek. Böylece, güvenlik güçleri ve sivil
bürokrasiye bir anlamda güvence sağlamış olacak. Bunun
hazırlıklarının yapıldığı belirtiliyor. Ancak şeklinin
kesinleşmediği, yazılı emir yoluyla talimat verilmesinin yüksek
olasılık olduğu konuşuluyor. “Her şey hukuka uygun olacak” ifadesi
de büyük ölçüde bu adımı ifade ediyor. Bu talimatın, kanunlar
çerçevesinde ve kamuoyunun bilgisi dahilinde olacağına,
gizli-kapaklı olmayacağına vurgu yapılıyor.
5- DEMOKRATİK SİYASETİN GELİŞTİRİLMESİ: Hükümet,
çözüm sürecinin bir “al-ver” süreci olarak gösterilmesinden
rahatsız. “İmralı istiyor, Ak Parti veriyor. Silahla alınmak
istenenler farklı bir yolla alınıyor” iddiası şiddetle
reddediliyor. Çekilme ve silahların bırakılması aşamalarının doğal
sonucunun demokratik siyasetin geliştirilmesi olduğu belirtiliyor.
Bu çerçevede başkanlık, eyalet sistemi, federasyon gibi
tartışmaların süreçle bağlantılı olmadığı kaydedilerek, yeni
anayasaya işaret ediliyor. Yeni anayasanın silahların bırakıldığı
aşamada demokratik siyasetin önünün açılması için bir fırsat olduğu
savunuluyor. Hükümetin bu yaklaşımı, önümüzdeki mayıs, haziran ve
temmuz aylarında hem çekilmenin tamamlanacağı hem de Ak Parti’nin
anayasa metnini Meclis’ten geçirebileceği bir dönemi ifade
ediyor.
6- KAMUOYU DESTEĞİ: Kaynaklar, henüz akil adamlar
başta olmak üzere saha çalışması yapılmadan sürece olan desteğin
yüzde 60’a dayandığını ve daha da artacağını söylüyor. “Her şey
planlandığı gibi gidiyor” değerlendirmesini yapıyor. Bu desteği Ak
Parti ve Başbakan Erdoğan’a duyulan güvene bağlıyor.