PKK belediye başkanını mı kaçırdı?
Abone olŞırnak'ın Silopi Belediye Başkanı Hüsnü Yıldırım'ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı iddia edildi.
Silopi Belediye Başkanı Emin Toğurlu'nun KCK kapsamında
tutuklanması üzerine belediye meclisi Yıldırım'ı başkan seçmişti.
Aşiret sahibi olan Yıldırım'ın başkanlığından rahatsız olan BDP,
hiçbir gerekçe göstermeden Yıldırım ile birlikte bazı meclis
üyelerini ihraç etmiş, istifa etmeleri çağrısında
bulunmuştu.
Ancak tüm girişimlerine rağmen Yıldırım istifa
etmemişti. Başkan Yıldırım ile bazı meclis üyelerinin evlerine daha
önce bomba atılmıştı.
Alınan bilgiye göre yaklaşık 10 gün önce Kuzey Irak'ın Erbil
kentine yardımcısı Selahattin Atız ile Silopi Belediyesi Meclis
Üyesi Ayhan Tanış'la birlikte giden Başkan Yıldırım'ın yolu
kesildi. Terör örgütü PKK'lı olduğu iddia edilen kişiler, Silopi
Belediye Başkanı Hüsnü Yıldırım, yardımcısı Atız ve meclis üyesi
Taniş'i kaçırdı. Günlerdir yakınlarından haber alamayan ailelerin
bugün Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuracakları öğrenildi.
Yıldırım'ın Kandil bölgesinde bir örgüt kampında sorguya alındığı
iddia ediliyor.
Bu arada PKK muhaliflerinin internet sitesi nasname.com; kaçırılma
olayının 2 yıl önce Yıldırım'ın başkan seçilmesi ve BDP'nin istifa
et çağrısına uyulmaması gibi nedenlerinin olduğunu yazdı. Site
haberinde şunlara yer verdi: "BDP Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, yerel
yönetimlerden sorumlu milletvekili İdris Baluken ve BDP
Milletvekili Demir Çelik’in Silopi’ye gitmesi ve Yıldırım’ı
istifaya zorlamasıyla keskin bir hesaplaşmaya dönüşmüştü. Yaklaşık
üç ay önce de muhaliflerin evlerine molotof kokteyli atılarak
sindirilmek istenmişlerdi. BDP yönetimi her ne kadar Hüsnü Yıldırım
ve arkadaşlarını 'AKP ile birlikte hareket etmekle' suçladıysa da,
yerel kaynaklar, çelişkinin altında büyük bir rant kavgası olduğunu
belirtmişlerdi."
'BENİ İHRAÇ EDENLER HALK NEZDİNDE YARGISIZ İNFAZ TİMİ OLARAK
DEĞERLENDİRİLDİ' DEMİŞTİ
Silopi Belediye Başkanı Hüsnü Yıldırım, BDP'den ihraç edildikten
sonra 2 bin kişilik aşiretiyle birlikte yaptığı açıklamada, BDP Muş
Milletvekili Demir Çelik ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken'i
sert bir dille eleştirmişti.
Yıldırım, "Ya ihraç gerekçem net bir şekilde ifade edilir. Ya da bu
yanlış kararı veren birkaç kişi halk nezdinde yargısız infaz timi
şeklinde değerlendirilecektir. Bir başkan vekili seçilmesi
gerekiyordu. Aynı partiden başka bir arkadaşla birlikte, demokratik
bir ortamda 2 aday vekillik için meclis üyeleri arasında bir seçim
yapıldı ve ben kazandım. Diğer arkadaş ve onu destekleyen meclis
üyelerinin itirazı üzerine vekillik seçimi 3 kez tekrarlandı ama
her seferinde oyların çoğunluğuyla ben seçildim. Bu dönemden sonra
vekillik seçimini kaybeden arkadaş ve bazı meclis üyeleri, beni ve
beni destekleyen meclis üyelerini karalama, aslı astarı olmayan
iftiralar, çamur at izi kalsın hesabı, bizleri yalnızlaştırma,
ihanetle suçlamalar ve hatta daha da ileri gidip bizleri AKP'li
olmakla bile suçlamaları bizleri üzdü. Açıkçası ben ve bana destek
veren BDP'li meclis üyesi arkadaşlarım böyle bir karar ummuyorduk,
Ancak, ne yazık ki, Milletvekili İdris Baluken, 28 Şubat günü
basına bir demeç vererek, benim parti ilkelerine ve parti
işleyişine aykırı davranışlar içinde olduğum ve halka hizmet
anlamında yetersiz kaldığımı beyan ederek, ihraç edildiğimi
açıkladı. Beni derinden üzen, ihraç edilmemin yanı sıra böyle bir
karar alınırken benim ifademe başvurulmaması, disiplin kurulunun
hiç bir şekilde beni dinlememesi ve yargısız infaz edilmemdi. İdam
edileceği kesin olan Saddam için bile mahkemede söz hakkı
verildiğini, savunmasının alındığını bilmekteyiz. En çok
demokrasiye ihtiyacı olan bizlerin, böyle bir nahoş vaziyetle karşı
karşıya kalması, beni yürek bağı ile bağlı olduğum partim adına
daha da üzdü. Sayın İdris Baluken'in alelacele yaptığı açıklamada
bana atfen yapılan suçlamaların hiç birinde haklılık gerekçesi de
yoktur." ifadelerini kullanmıştı.